Evet doğrudur!
“Susma, sustukça, sıra sana gelecek”
Doğru ya da yanlış!
Genç insanların hak arayışında oldukları bir dönem; 12 Eylül 1980 öncesi…
Kanmış ya da kandırılmış olsalar bile, hak arıyorlardı.
Yabancı emperyalistlerin yerli işbirlikçilerinin hedef kitlesi olan bu sağlı-sollu gençler, toplumun en dinamik ve istikbal vaad eden değerleriydi.
İçlerinde 17 yaşında olanlardan bile idam edilenler vardı.
12 Eylül 1980 darbesine karar verenler, Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği bu gençleri biçerek toplumumuzu onlarca yıl geri taşımış oldu.
“Eve Dönüş” filmi böyle bir tarihi basiretsizliği, gerçeğe en yakın çizgilerle darbeden 26 yıl sonra toplumumuza taşıyan bir “sanat harikasıdır”.
Kuşkusuz darbenin oluşturduğu iklimi yaşayan jenerasyonun bu filmin vermek istediği mesajları algılaması beklenen durumdur. Ancak eski jenerasyonun yeni jenerasyona filmi seyretmelerini önererek, istikbalimizin vazgeçilmez değerleri olan gençlerimizin bilinçlenmelerine katkısı olacağı inancındayım.
Bir filmin altını çizdiği bir konudan söz etmek istiyoruz.
Sinemayı, sanatı sınıflandıranlardan, 7. sıraya koyanlar vardır. Bize göre daha ön sıraları haketmiştir. Kant diyor ki: “Doğa sanatsal olduğu zaman, sanat ise ancak biz onun sanat olduğunun bilincindeysek ve buna karşın o, yine de doğalsa güzeldir.” Hegel de şöyle diyor: “Doğadaki güzellik ancak bilinçteki güzelliğin bir yansıması olarak belirebilir.”
Etliye sütlüye karışmayan, kendi ailesi ve işiyle kıt-kanaat geçinen ama sustuğu için kendisine de sıra gelen bir gencin, darbe sürecinde başına gelenler, her yönüyle insaf sahiplerinin yüreklerini titreten, “bu kadar da olmaz” dedirten cinstendi.
Abartılı değildi… Dahası da var!
İhbarların kol gezdiği,
Yabancı istihbarat örgütlerinin bayram ettiği,
Yalan haberlerle insanların fişlendiği,
Milyonlarca kitabın yakıldığı ve yok edildiği,
En dinamik ve üretici gençlerin onlarca yıl hapislerde çürütüldüğü, ya da mahkemelerde süründürerek toplumdan ve topluma katkısından koparıldığı, bir dönemi anlatan “Eve Dönüş” filminin yapımcı ve oyuncularına teşekkür etmek bize göre milletimizin istikbalini düşünen her vatanseverin borcudur.
Değerli okuyucularım,
Önce bu filmi seyretmelisiniz, sonra da günümüzde darbe söylentilerini, darbeyi meşrulaştırana kadar destekleyecek olan emperyalizmin yerli işbirlikçilerine fırsat vermeyen vatanseverlik duygularınızı canlı tutmalısınız.
Genç, dinamik, üretici “Dünya Devleti” olmaya aday bir milletin mensubu olduğumuzu unutmadan, bulunduğumuz zaman diliminde medeniyete katkı yarışında yelken açmalıyız.
AB ve ABD ile ilgili son gelişmelerin Türkiye’nin gücünü belgelediğini unutmayalım.
Bu gücü geliştirelim, darbe psikolojisiyle zedelemeyelim. Darbeyi demokrasi çerçevesinde yorumlayan sayın Emre Kongar hocanın televizyondaki mesajı bizde bu yazının yazılmasına neden oldu.
Sayın Hocanın “Eve Dönüş” filmini izledikten sonra demokrasiyi yeniden tanımlamasını diliyorum.