Ben tıp fakültesinden mezun olduğum gün tabip odasına üye oldum. O gün bugündür tabip odasının merkez yönetiminden hep şikayetçi oldum. Birçok meslektaşım, şikayetlerini ve tepkilerini istifaya kadar vardırdılar ama ben kalmayı tercih ettim. Seçimlerde oyumu, görüşlerime en yakın olanlar için kullandım. Bu manada Denizli’de başarılı olduk sayılır. Uzun dönemdir Denizli Tabip Odası, meslek sorunlarımızı önceleyen, Türkiye’nin üniter devlet yapısına inanan, Atatürkçü hekimler tarafından idare edilmekte. Ama Türkiye çapında garabet bir durum yaşıyoruz. Hekimlerin kahir ekseriyetini temsil etmeyen aksiyoner bir grup, Türk Tabipleri Birliği’nin kurullarını zapt etmiş durumda. Hani iktidardan yakınılıyor ya ötekini hiç dikkate almıyor diye, bizim TTB merkez yönetimi de öyle; bizlerin duygu ve düşüncelerini hiç dikkate almıyor.
Son olarak pkk sevicisi, fetö destekçisi, Ergenekon kumpası davalarının müdahili, Türkiye’yi Ermeni soykırımcısı ilan eden, adli tıpta görevli iken Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı ve Muammer Aksoy cinayetlerinin soruşturma sürecini baltalayan, aynı zamanda da tartışmalı raporlar veren Şebnem Korur Fincancı’yı TTB merkez konseyi başkanı yaptılar. Düşünebiliyor musunuz? Bu olguların her birinin eylem ve düşünce dünyası emperyalistlerle örtüşen ve Türkiye’de demokratik, laik, hukuk devletini yıkarak bir kısmını Türkiye’den ayıran, kalan kısmına da teokratik bir devlet kurma hayali yaşayan birer terör yapılanmasından oluşuyor. Bu emellerine ulaşabilmek için arkasına saklandıkları söylemler ise halkların kardeşliği, barış, özgürlük ve nihayet devlet silah bıraksın gibi söylemler.
Sivas Kongresi’ne katılan Tıbbiyeli Hikmet, manda tartışmaları açıldığında Mustafa Kemal’e, “biz mandayı kabul etmeyiz, savaşacağız, eğer siz mandayı kabul ederseniz sizi de tanımayız” demişti. Bir hekim adayı olarak o da insan hayatı kutsaldır, savaşmayalım, ölmeyelim, öldürmeyelim deseydi ve o yoldan gidilseydi, şimdi birçok ilimiz Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında olacaktı. Biz bunu nasıl unuturuz?
Tıbbiyeli Hikmet’in nesline bu zülüm gerçekten fazla. MHP lideri Bahçeli’nin “TTB kapatılsın” söylemine karşı bir tweet atmıştım. Şimdi, bu söyleminde haklı imiş diyen bir tweet attım. Şu hale bak, TTB’nin bizleri düşürdüğü duruma bakın. Biz bu kadarını hak ediyor muyuz? Evet ediyoruz.
Hekimliğin çoğunluğu TTB merkezi ile aynı fikirde değiller. Ancak bu hekimler yörelerindeki odalarına kayıtlı değiller. Kayıtlı olanlar ise oy kullanmaya gitmiyor. Bırakın ildeki hekim sayısını, kayıtlı üyelerinin %10’u ile seçim yapan odalar var. TTB, pandemi sürecinde merkez yönetimi belirleyecek seçim ertelensin diyen, içinde Denizli Tabip odasının da bulunduğu odaları dinlemedi. Katılımın düşük olması adeta işine geldi.
Böylesi bir özgeçmiş ile Fincancı, Türk Tabipleri Birliği’nin başkanlığına gelmekten utanmıyorsa ve onu başkanlığa getiren delegeler de utanmıyorsa birilerinin utanması gerekir. Her ne kadar Denizli olarak odamıza sahip çıkıyorsak da, bir hekim olarak hem öfke hem utanç içindeyim. Bir terör sevici TTB’nin başına geldi; bu ayıp bize yeter!
1 yorum
Bu ayıp bize yeter aynen. PKK kanallarına ödül veren gayrı milli bir TTB var. Doktorlar ne zaman uyanacak merak ediyorum.