Danıştay 10’uncu Dairesinin “Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Kurumundan / Kuruluşundan Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi”nde yer alan ve bir nevi çalışma hakkı ihlali demek olan özel bir sağlık kurumunda farklı branşlarda kadrolu olarak çalışan hekimlerden her bir branş için en az birisinin 65 yaşın üstünde olmaması kuralını durdurma kararı yerinde olmuştur. Olumlu karara rağmen, “tekrar yasalaştırma girişimi olabilir” diye konuyu yine de tartışmanın yararlı olacağına inanıyorum.
Anayasa dahil tüm yasaların temel felsefesinde “Aynı eğitim konumunda olanlara fırsat eşitliği prensibini uygulama” yatmaktadır. T.C. Anayasasının 70’inci maddesinde fırsat eşitliği kuralına değinilmiş ve “hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez” diyerek ancak görevin niteliklerine göre ayırım yapılabileceğine değinilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nden de bir kararın gerekçesini açıklarken aşağıdaki görüş belirtilmiştir: “Yasa önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler veya topluluklar için değişik kuralları gerekli kılabilir.”
Yargıtay’ın “hukuksal durumları aynı olma” ifadesi ile tanımlanan özellikleri sabit ve değişmez yaratılış özellikleri olan ırk, cins, şekil, dil, dini düşünce, yaşadığı bölge ve etnik köken gibi özellikler nedeniyle hiç kimseye yasal bir ayırım yapılamaz.
Eğitim düzeyi çok farklı olan toplumlarda bireylerin fırsat değerlendirme durumları aynı olmayacaktır. Yasalar önünde ve yasaların kullanımında mutlaka herkes eşittir. Ancak fırsatları değerlendirmede fırsat eşitliği varsa da her bir fırsatın şartları farklı olacağı için, şartları uygun olanlar ancak bu fırsatları değerlendirebileceklerdir. Eğitim düzeyi bakımından eşit konum ve özellikte olanlara eşit ve adil davranmak, farklı yetenekte olanlara ise bu farklılıklarının kabul edilir gereği olan farklı haklarına göre davranmak esas kural olarak kabul edilmelidir.
Almanya’da bir iş ilanında, alınacak kişilerin yaşının belirtilmiş olması, fırsat eşitliği prensibine aykırı bulunarak engellenmiştir.
Yüksek Öğretim Kanunu’nun 30’uncu maddesinde “Öğretim üyelerinin görevleri ile ilişkilerinin kesilmesini gerektiren yaş haddi, 67 yaşını doldurdukları tarihtir.” denmektedir. Ancak gerek yurt dışı, gerekse yurt içinde halen hem bilimsel durumu bakımından, hem de sağlık yönünden aktif olan emekli öğretim üyelerinden sözleşmeli öğretim üyesi olarak yararlanılmaya devam edilmektedir. Bu kişilerden kurallaştırılmış asgari bir bilimsel aktivite koşuluna uymaları beklenir ve çalışmalarının devamlılığı bu kuralı yerine getirip getirmemelerine bağlanmıştır.
Benzer bir yararlanım, avukatlık mesleği yasasında da yer almakta ve Madde-3/f’te “Avukatlığa mani bir hali olmamak” hükmü yer almaktadır. Yine Avukatlığa kabulde engellerle ilgili olmak üzere Madde-5/h: “Avukatlığı sürekli olarak gereği gibi yapmaya engel vücut veya akılca malul olmak.” maddesi ile açıklık getirilmekte ve avukatlık yapmaya engel durumlar çok güzel belirtilmektedir.
Bir taraftan ülkemizdeki hekim sayısının azlığından yakınıyoruz, diğer taraftan ise çalışabilecek konumda olan doktoru, çalışma yaşamından uzaklaştırıyoruz. Böylesi apaçık bir çelişki nasıl olur da benimsenir, başlı başına bir muamma. Kaldı ki, getirilmek istenen yaş sınırlaması, serbest piyasa ekonomisinin uygulanmakta olduğu özel sektör sağlık kuruluşları için ön görülmektedir ki, bu yönüyle de ilgi çekici.
Yapılacak olan şey; fırsat eşitliği prensibi çerçevesinde, yaş sınırlaması koymaksızın bir hekimin hekimlik mesleğini yerine getirmesine mani akli ve bedeni herhangi bir hastalığı olmamak aranmalı, işveren gerekli görürse yılda veya 2 yılda bir raporla durum belirleme yapılabilmelidir. Yine bu durumdaki hekimden asgari hekimlik işlevleri göz önünde bulundurularak asgari bir çalışma programına uyması koşulu da söz konusu edilebilir.
Kaldı ki hekim, bir taraftan hastalara yararlı olacağına inandığı ve mesleki duygusallıktan uzak kalmamak, diğer taraftan da emekli maaşının yetersizliğinin verdiği maddi sıkıntısını azaltmak için emeklilikten sonra çalışmaya devam etmeye katlanmaktadır.