Hastaların 24 saat boyunca acil bir durumda hekime ulaşma hakkı vardır. Gece ve resmi tatil günlerinde sağlık hizmetlerinin sunulması acil tıp uzmanlığının standart bir bileşenidir. Kamu sağlık hizmetlerinde mesai saatleri haftalık 40 saat olsa da, bu süre bir haftanın sadece yüzde 23,8’ini oluşturur. Hastaların sağlık hakkı için acil sağlık hizmetleri, mesai saatleri dışında kalan 128 saat boyunca da eş düzeyde devam etmelidir.
İnsan fizyolojisi ve sirkadiyen ritmi gündüz çalışmaya, gece karanlıkta uyumaya uygundur. Hâlbuki acil sağlık hizmetleri 24 saat kesintisiz devam etmelidir. Şimdiye kadar göz ardı edilen durum ise gece boyunca hata yapma lüksü olmaksızın en bilimsel sağlık hizmetini sunmak zorunda olan acil sağlık çalışanlarının gece çalışmalarının mesai içi çalışmalara eş değer görülmesidir.
Acil tıp uzmanlığının ilk başladığı ülkelerden biri olan Amerika Birleşik Devletleri’nde acil hekimlerinin gece vardiyaları konusundaki görüşlerini inceleyen bir anket çalışması, gece çalışmanın yarattığı zorlukları ve sıkıntıları göz önüne sermektedir. Ankete katılan 819 acil hekiminin yüzde 58’i gece vardiyalarında çalışmanın, iş memnuniyetini orta veya önemli düzeyde negatif olarak etkilediğini belirtmişlerdir. Yüzde 43’ü gece vardiyaları nedeni ile acil tıbbı bırakmayı düşündüklerini ifade etmişlerdir. Katılanların yüzde 51’i gece vardiyalarının sağlıkları üzerinde hafif de olsa negatif etkisi, yüzde 9’u ise önemli etkisi olduğu yanıtını vermişlerdir. Sağlık üzerine olan etkiler ise şu şekilde detaylandırılmıştır: Yorgunluk (yüzde 36), kötü uyku kalitesi (yüzde 35), duygudurumunda azalma veya sinirlilik (yüzde 29) ve sağlığın idamesinde zorluk (yüzde 19). Gece vardiyaları hekimlerin yüzde 56’sında emeklilik kararı için önemli bir faktör olarak belirtilmiştir.
İş stresi ve düzensiz çalışma saatleri ile acil hekimlerinin intihar ve alkol-madde bağımlık risklerinin yüksek olduğu bilinmektedir. Henüz yeni bir uzmanlık alanı sayılmasına rağmen üç uzman ve bir asistan meslektaşımızın intihar etmiş olması, ülkemizde de durumun farklı olmadığının açık bir göstergesidir. Bir asistan arkadaşımızın ise eline batan iğneye bağlı bulaşan hastalıktan ölmesi, çalışırken yorgun ve uykusuz olmamanın, dikkat düzeyini kaybetmemenin önemini ortaya koymaktadır.
Mesai dışı hizmet sunmak ile hafta içi günlerde gündüz saatlerinde hizmet sunmak eş değer olmamalıdır. Hafta sonu ve resmi tatillerde kamu çalışanlarının çoğu izin yaparken acil sağlık çalışanlarının iş yükü artmış bir şekilde çalışmaya devam etmesi de en az gece vardiyaları kadar iş memnuniyetinde azalmaya yol açmaktadır.
Gece vardiyalarının negatif etkilerini azaltmak için çalışmalar yapmak ve çeşitli önlemler almak şarttır:
Acil hekimlerinin mesai dışı çalışma saatleri mesai içi ile eş değer tutulmamalıdır. Örneğin; sekiz saatlik mesai içi çalışmanın karşılığı altı saatlik mesai dışı çalışma ile eşleştirilebilir.
Gece vardiyalarının düzeni sirkadiyen ritme uygun hâle getirilmeli, aylık çalışma saati içinde gece vardiyası sayısı optimal düzeyde sınırlandırılmalıdır.
Acil servislerin yoğunluğu dikkate alınarak 24 saatlik acil servis çalışmalarına izin verilmemeli, 8-12 saatlik değişken nöbet saatleri ve alternatif çalışma saatleri ile nöbet sayıları düzenlenmelidir.
Acil servislerde sunulan sağlık hizmetinin kesintisiz devam edeceği açıktır. Acil tıp uzmanları da zaman içinde bu hizmeti devralmaktadır. Emekliliğe kadar acil serviste çalışacak olan acil tıp uzmanlarının sağlığı için henüz yolun başındayken çalışma koşulları ile ilgili düzenlemelerin yapılması kaçınılmazdır. Çalışma düzenleri ile ilgili çeşitli alternatifleri içeren bilimsel araştırmalar yapmanın, akademisyenlerin, uzmanlık derneklerinin, meslek örgütlerinin ve işveren konumundaki Bakanlığın birer görevi ve sorumluluğu olduğunu unutmamak gerekir.