Planlama olgusu sosyal, ekonomik, siyasal değişkenlerin birlikte mütalaa edildiği bir süreçtir. Aşağıda da görüleceği gibi ülkeden ülkeye başarı ve başarısızlığının olması bunun kanıtıdır. “Ekonomistler arasında ‘ekonomik planlama’ teriminin anlamı konusunda bir fikir birliği yoktur. L. Robbins’e göre ekonomik planlama , “üretim ve değişimin özel faaliyetlerinin kolektif kontrolü veya bastırılmasıdır.” Liberal düşünür Hayek’e göre planlama, “üretim faaliyetinin merkezi bir otorite tarafından yönlendirilmesi” anlamına gelir. Dalton’a göre , “En geniş anlamıyla ekonomik planlama, ekonomik faaliyetin büyük kaynaklarından sorumlu kişiler tarafından seçilen amaca yönelik kasıtlı yönlendirmedir.”
Planlama, gelecekteki sonuçları etkilemek için mevcut çabalar, her yerde bulunan bir insan etkinliğidir. Aslında planlama toplumsal değerleri yansıtır ve güçlendirir.
Planlama sürecinin tarihine baktığımızda 1929’lu yıllarda piyasa ekonomisine güven şartlarındaki zorluklar devlet müdahaleciliği ve planlı yürütmeyi neredeyse zorunlu kılmıştır. Aynı yıllarda ülkemizde 1929’da Ali İktisat Meclisi planlama tavsiyesinde bulunmuştur. Dokuma, kâğıt ve demir çelik sektörünü öncelemiştir. Birinci beş yıllık sanayi planından sonra İkinci Dünya Savaşı’nın çıkması ikinci beş yıllık sanayi planının uygulanmasını engellemiştir. 1938’de plan üzerinde değişiklik yapılmıştır. Bu değişikle birlikte Plan, İktisadi Savunma Planı gibi işlem gördü. Planın uygulanması Sümerbank eliyle oldu. Finansal kısmıyla da İş bankası ilgilendi. 1938’lere gelindiğinde planda öngörülen 23 fabrikadan 4’ünün temeli atılabildi. Planda 3 beyaz un, şeker, pamuk ve üç siyah petrol, kömür ve demir idi. Yürütücüleri Sümerbank ve İş bankası idi. 3 Haziran 1923 tarih ve 2262 sayılı kanunla kalkınma planı yürürlüğe konmuştur.
Planlama, insanların günlük, aylık, yıllık hatta geleceğe ilişkin uzun vadeli hesaplar yapması hayatını planlamasıdır. Ama kavramdan da anlaşılacağı gibi burada kastedilen devletin yaptığı planlamadır. Ülkemizde birinci ve ikinci sanayi planları ve 11. BYKP uygulanmıştır. Şu an 12.si uygulanan Beş yıllık BYKP’ler ile planlama uygulamaları devam etmektedir.
Sanayi planları, zamanın ekonomik ve sosyal şartları göz önüne alınarak yapılan planlamalardır. Zamanın genel müdürü birinci sanayi planından bahsederken der ki; “Türkiye’nin fiili ve vazıh bir hedef olarak endüstrileşme hareketi, devletin yüksek otoritesinin millet ekonomisine müdahalesi ile başlar. Bu müdahalenin mevzuu, Türkiye’de ana sanayiyi devlet eliyle kurmak ve Türkiye’yi hava gibi, su gibi ve güneş gibi artık ihmal edilemez birer ihtiyaç halini almış olan ana sanayi branşlarında muhtar bir hâle getirmekten ibarettir. Türkiye’de ziraat kısır, ormanlar harap, madenler metruk (terk edilmiş), tezgâhlar kırık ve memleket tenha idi. Bu manzara yüzündendir ki, emperyalist politikaya dayanan ekonomi nizamı, bu memlekete bir sömürge gözü ile bakar oldu ve burada bir nevi politik boyunduruk tesisine kalkıştı. Cumhuriyet bunu bir hamlede yıktı. Türkiye’de organik ve planlı bir ekonominin yaratılmasını da bizzat devlet eline aldı.” Demektedir. Bu özgün paragraf zamanın Planlama olgusunun altında yatan mantığı açıklamaktadır.
“İktisat Vekaleti, 1933 yılında, “Sınai Tesisat ve İşletme ve Vekalet Teşkilatına İlaveler Hakkında Raporlar” başlıklı belgeyi hükümete sunar. Sonradan, Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı olarak anılacak olan bu belge, kurulacak fabrikalara ait bilgilere ilaveten biri Sınai Tesisat ve İşletme, diğeri ise, İktisat Vekaleti Teşkilatı’na ilişkin olmak üzere iki ayrı raporu da içerir. 1932 yılında hazırlanan, 9 Ocak 1934’te onaylanarak 17 Nisan 1934’te yürürlüğe giren Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı tarım ve hizmet sektörlerini içermemesi nedeni ile bir ulusal makro plan özelliği taşımaz; bir sektör, sanayi sektörü, planıdır.”
İsmet İnönü, 1930’lu yıllarda sanayileşmenin planlama yolu ile gerçekleştirilmesinde Sovyetler Birliği’nin rolünü şu sözleriyle belirtir: “Plan meselesini, 1932’de Rusya’ya yaptığım seyahatin başlıca hedeflerinden biri olarak düşünmüşümdür… İktisadi buhran devreleri, bizim plan hususundaki görüşümüzü ve ihtiyacımızı meydana çıkaran önemli seneler olmuştur. Ruslar planın malî kaynaklarını nasıl buluyorlar, şimdiye kadar plandan ne gibi neticeler almışlardır, bugünkü durumları nedir, kendi ihtiyacımıza ve halimize göre çıkaracağımız neticeler ve tedbirler ne olabilir? Rusya seyahatinde başlıca hedefim bunları keşfetmeye çalışmak olmuştur. Nitekim Sovyet Rusya’dan planı, ihtiyacımıza göre ciddi bir tedbir olarak düşünmek gerektiği kanaati ve kararı ile döndüm… Profesör Orlof başkanlığında bir heyet Türkiye’ye geldi ve 3–4 ay gibi kısa bir zamanda bize olumlu, uygulanması mümkün bir plan verdi… Sovyet uzman heyeti daha mühim olarak, bize demir-çelik endüstrisine girmek lüzumunu telkin etmiş, bu yola götürmüştür. Görüşmemiz esnasında bana, memlekette demir ve çelik endüstrisini kurmak lüzumunu anlattığı zaman memleketin bu endüstriyi kuracak halde bulunduğunu kesin olarak temin etmiştir.” Demiştir. Bu özgün paragrafta da Planlamanın Türkiye için önemini siyasi iktidar söylemektedir.(Atatürk ansiklopedisi)
Planlama süreci 1961 anayasasıyla başladı. Beşinci beş yıllık kalkınma planları adı altında hala uygulanmaktadır. Kısaca BYKP diye geçer. Bu planlamayı yürütecek birim ise şimdi kaldırılmış olan Devlet Planlama Teşkilatı kısa adıyla DPT idi. Doğrudan Başbakana bağlıydı. Planların hukuksal altyapısının sağlam olması gerekmektedir. Özellikle yabancı sermaye ilk önce bu mevzuat türüne bakar. Türev hukukta geçip geçmediği ile ilgilenir.1961 Anayasası :
“MADDE 129.- İktisadî, sosyal ve kültürel kalkınma plâna bağlanır. Kalkınma bu plâna göre gerçekleştirilir. Devlet Plânlama Teşkilâtının kuruluş ve görevleri, plânın hazırlanmasında, yürürlüğe konmasında, uygulanmasında ve değiştirilmesinde gözetilecek esaslar ve plânın bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesini sağlayacak tedbirler özel kanunla düzenlenir.” MADDE 166- “Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir.” demektedir.
Planda millî tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir, kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri, bu plana göre gerçekleştirilir. Kalkınma planlarının hazırlanmasına, Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanmasına, uygulanmasına, değiştirilmesine ve bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.” demektedir.
Planlamanın gerekliliği ve sorunlar ve çözümlerini özetlemeden önce planlama hakkında bazı temel bilgileri değerli okuyucularımla paylaşmak isterim. Bunlar;
1.Yasal zorunluluk: Anayasada yazılı emir olduğu için planlama yapılmak zorundadır. Hatta bu plan TBMM’den geçecek Resmi Gazete’de yayımlanacak ve yürürlüğe girecektir. Bu süreç bürokrasinin doğası gereği olması gereken bir süreçtir.
2. Planlar çeşitlidir: Kısa vadeli, orta vadeli, uzun vadeli, Perspektif planlar vardır. Bunlar da içerikle zaman arasındaki ilişkiden kaynaklı bir sınıflamadır. Uzun vadeli plan. On beş yıl veya daha fazla süre için iktisadi ve sosyal hedefleri belirlemek amacıyla hazırlanan uzun vadeli plan türüdür.
3. Ülkelere göre uygulanana planlar: Fransa, 1946’da anayasada yazılıdır. Esnek plandır. Özel sektöre ağırlık verir. Belirleyici planlama uygulanmaktadır. 1925’de kurulan Ekonomik ve sosyal konseyin tavsiyelerine uymaktadırlar. Günümüzde planlamanın en başarılı örneğidir. Hollanda örneği, bu iki ülke günümüzde ne sosyalist ne kapitalist ne liberal günün gerçeklerine göre öncelikli alana göre yapılan mükemmel planlamadır. Fransa üzüm üretimini köy politikalarıyla değil diğer ülkelerle karşılaştırma yaparak üzüm üretiminin planlamasını yapmaktadır. Keza Hollanda ürettiği paket peynirlerle havayollarındaki yolculara ikram oranıyla planlama yapmaktadır. Fransa sanayi ülkesi olmasına rağmen tarım ürünlerinden kazanmaktadır. Hakeza Hollanda da sanayi ve ticaret ülkesi olmasına rağmen tarım ürünlerinden kazanmaktadır. Hollanda da Merkezi Plan Bürosu 1945’te kurulmuştur. Kısaca Planlama gerçek, günün sosyal ve ekonomik dinamikleri gözetildiğinde mükemmel kalkınma enstrümandır. ABD de ise planlar eyaletlere göre değişmektedir. İrlanda’da ise Endüstri Kalkınma Kurumu aracılığıyla planlama yürütülmektedir. Malezya’da 1950’lerde başlamıştır. 24 ekonomik kalkınma planı çalışması yapılmıştır. Japonya, Güney Kore ve Tayvan’da seçici sanayi planları başarıyla uygulanmıştır. Japonya beş yıllık Kalkınma Planları 1955’te yürürlüğe konmuştur. %5 büyüme hedefleri kısmen tuutmuş,1957’de yapılan değişiklikle büyüme hedefleri %6.5 hedefleri tutmuştur. 1960’larda Japonya’daki fert başına gelir 335 dolar iken 1970’lerde 579 dolar çıkmıştır, burada en önemli değişken planlamanın iyi uygulanmasıdır. Kısaca Japon kalkınma planlarının esası serbest piyasa, hükümet kıstında olan yerleşim yerlerindeki devlet politikasının yani yol su elektrik ulaşım gibi hizmetlere idarenin kolaylık sağlamasıdır. Ağır sanayi planı başarıyla uygulanmıştır. Kanıtı sokaklardaki Japonya ve Güney Kore menşeli arabalar ve motorlu alt yapı araçlarıdır. Çin’de planlama diğer Asya ülkelerinden farklılık arz etmektedir. Çin’de 1978’ten günümüze 5 farklı planlama uygulanmıştır. Bunlar merkezi planlama, piyasa destekli merkezi planlama, planlı emtia ekonomisi, planlama ve piyasa birleşimini ortak olduğu planlama ve son olarak devlet mülkiyetli sosyalist planlama.
4. İdeolojik planlamalar: Sovyet tipi planlama. Ülkemizde sanayii planlarına bunları örnek aldı ama günümüze kadar başarılı olamadı. Bunun karşıtı kapitalist, liberal plan vs. gibi kategorik planlama yoktur. Ama Sovyet tipi kalkınma planı örnektir klasiktir. Demokratik ve totaliter olmak üzere iki çeşittir.
5. Sektörel planlama. Günümüzde yaklaşık kalkınma hamlelerini gerçekleştirmiş ülkelerde uygulanan planlamadır. BM, DB, OECD, Eurastat verileri bu sektörel planlamaya göre veri akışı girmektedir. Bu verilere göz attığımızda yaklaşık tüm ülkelerin kendi sosyal, ekonomik, siyasal şartlarına ve öncelikli sektörlerine göre yaptıkları planlamada başarılı olmaktadırlar.
6. Kamu iktisadi teşekkülü, İktisadi devlet teşekkülü, kamu iştiraki, Özel sektör planlaması, kamu sektörü planlaması, planda otarşiden dayalı özgüven gibi kavramlar ve uygulamalar kesinlikle birbirinden ayrılmalı veya yeniden tanımlanmalıdır. Sanayi planları kalkalı neredeyse yüzyıla yaklaşmış kamu iktisadi teşebbüsleri devam etmektedir. Tabii burada kamu mallarının özelleştirme veya satılması yarıca tartışılmalıdır.
7. Kentsel planlama mekânsal planlama birbirinin tamamlayıcı cüzü olduğu hipoteziyle birlikte mütalaa edilmelidir. Arz -talep dengesini gözeten finansal planlama ve kaynak, mekan ve malzeme dağıtımı gözeten mekânsal planlama çeşitleri de bulunmaktadır.
8. Planlamada ekonomik plan, idari plan, planın kapsamı, sinoptik plan stratejik plan, gönüllü planlama zorunlu planlama, içeriği tanımı günümüz şartlarına uyarlanarak içi doldurulmalı ve plan hedeflerinden sapma olmaması için çaba gösterilmelidir. Kısa vadeli, orta 3-7 yıllık.ve uzun vadeli 10-30 yıllık. Planlama vardır. Planın içeriği sabit bir zaman dilimine göre sabitlendiği plan ve Rolling yani değişebilen kısmen esnek plan çeşidi de vardır.
Kalkınma Planları Uygulanma Yılları
1. Birinci Sanayi Planı ( 1934-1937 )
2.İkinci Sanayi Planı (İkinci dünya savaşı nedeniyle uygulanamadı)
1960 sonrası
1.Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967)
2.İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972)
3.Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977)
4. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983)
5.Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989)
6.Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994)
7.Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000)
8.Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2021-2026)
9.Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı (2007-2013)
10.Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı (2014-2018)
11.On birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2019-2023)
12.On ikinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2023-2028)
DPT kaldırılmıştır. Bu görevi 2011’de kurulan Kalkınma Bakanlığı yürütmüştür. Kalkınma Bakanlığının da kaldırılması sonucu günümüzde Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı bu grevi sürdürmektedir.
Sorunları ve çözüm önerilerindeyse kısaca şunları yazmak isterim.
1. Güçlendirilmiş Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini doğası gereği Cumhurbaşkanlığı teşkilatının iş hacmi çok iş yükü ağırdır. DPT adı altında olmasa da ekonomik sosyal ve piyasa şartlarını günlük takip edip planlamaya kaynaklık edecek birimin tekrar kurulmasında fayda vardır. Bürokrasiyi çoğaltmadan eskinin hatalarını tekrar etmeyecek yapıya ihtiyaç vardır. Çünkü sektörlerin günlük takip edilmesi gerekmektedir.
2.Günümüzede sektörler değişmiştir. Klasik tarım sanayi hizmet sektörlerini yanında iletişim, teknoloji, enformasyon, yapay zeka gibi sektörler devreye girmiştir. Bunun için dünyadaki ekonomik, bilimsel, teknolojik gelişeneler devlet adına planlama adına takip edecek birimin kurulması acil ve zorunludur kanısındayım.
3.Teşvik ve sübvanse kavramlarının bilimdeki karşılığıyla anlam görmesi gerekmektedir. Teşvik ve bunun getirisi planlama birimlerince yapılmalıdır. Sübvanse daha sosyal politika öncelikli kavramdır. Bunları ayrı birimler sürdürmelidir.
Sovyet tipi planlama başarısız olmuştur. Bunun birkaç nedeni yazacağım. Buradan çıkarılacak rafine bilgiyle günümüz planlamasına ışık tutabilecek ve benzer hataların önüne geçilebilecektir. Engels’in “toplumun üretim araçlarına el koymasıyla metaların verimine son verilir.” tezi çürümüş ve Sovyet tipi planlamayı başarısız kılmıştır. Stalin’in 1929’daki acımasız kamulaştırma politikası kırsal planlamada milyonlarca insanın açlıktan ölmesi bunun kanıtıdır. Sovyet yapılanması 1927-1936 arası uygulanması buhranın etkisini hissettirmemiştir. 1968’te Yugoslavya özyönetime geçilerek yıllık planlar kalktı.1968 Macaristan’da merkezi plan mahalli idarelerle iş birliği yaptır neredeyse merkezi plan mahalli düzeye indirildi. Yerel yönetim işletmeleri öne geçti. Son olarak 1965’te Sovyetlerde yerel ekonomik konseyler (Sovnorhazi)ler, sistemi kaldırıldı. Planlama örgütü olan Gosplan’ın yetkileri geri verildi. Tito sonrası Yugoslavya dağıldı. 1980 de ortaya çıkan 7 devlet neredeyse IMF ile anlaştı.
Sovyet tipi planlamanın ekonomik mantığı aşağıdaki paragrafa özetlenmiştir. Başarılı olamamasının nedenleri çoktur. Ülkemizin model almasında, İkinci Dünya Savaşı’nın çıkması ülkemizde birinci ve ikinci sanayi planının başarılı olmasını engellemiştir. Bu durumda planlama gerekli fakat şartlar değiştiği için bağısız değişkenlerin göz önüne alınarak yeni planlama mantığına ihtiyaç vardır. Bazı araştırmacılar Sovyet planlama sisteminin başarısızlığına ilişkin şu yorumu yapmaktadır. “Bu sistem, Joseph Stalin yönetimindeki kolektifleştirme hamlesi sırasında gelişigüzel bir şekilde ortaya çıktı ve hızlı büyüme ve sanayileşmeyi vurguladı. Sonunda, bu yöntem savaş sonrası dönemde Sovyet sosyalizm anlayışının yerleşik bir parçası haline geldi ve diğer sosyalist devletler 20. yüzyılın ikinci yarısında bunu taklit etti. Malzeme dengesi, bir planlama kurumunun mevcut girdileri ve hammaddeleri araştırmasını ve bunları endüstri tarafından belirlenen çıktı hedefleriyle dengelemek için bir bilanço kullanmasını içerir, böylece arz ve talep arasında bir denge sağlanır.”
Siyaset bilimi ve ekonomi alan yazınında iyi bir planlamada bulunması gereken özellikler literatürde şöyle sıralanmaktadır.
“ Kapsamlı olmalı.
Tutarlı olmalı.
Uyumlu olmalı.
Sıralı olmalıdır.
Siyasi olarak kabul edilebilir olmalı.
Sosyal olarak kabul edilebilir olmalı.
Ekonomik olarak uygulanabilir olmalı.
Kaynak tahsisinde orantılı olmalıdır.
Basit olmalı.
Uluslararası geçerliliğe sahip olmalıdır.
Kaynak kullanımında optimal olmalıdır.
Toplumun katılımını teşvik etmelidir.”
Öneriler, ABD’de 1933’lerde Avrupa ülkelerinde 1950’lerden sonra işlevsel olan Kalkınma ajansları ülkemizde TR sınıflamasına göre faaliyet göstermektedir. Kalkınma ajanslarının durumu da gözden geçirilmelidir. Planlamanın paydaşlarından biridir. Ülkemizde 1960’larda başlayan BYKP uygulamalarından sonra ekonomik sektöre yeni giren uygulamalar da planlama sürecinde dikkate alınmalıdır. Bunlar kalkınma ajansları, serbest bölgeler, organize sanayi bölgeleridir.
Selam ve saygılarımla.