Yıllardır yazılmış, çizilmiş, üzerinde saatlerce konuşulmuş ve her döneme damgasını vurmuş bir konu bu aslında. Şu kısacık 37 yılını doldurmuş olduğum hayatımda sizlere naçizane kendi edinmiş olduğum tecrübelerimden ve en önemlisi de yaşanmışlıklarımdan minicik tavsiyeler vermek istedim.
Bence hayatta güçlü kalabilmenin ve yaşlanmamanın ya da bu süreci yavaşlatarak en sağlıklı biçimde gerçekleştirebilmenin en büyük sebeplerinden biri hedeflerinizin asla bitmemesi, daha bu dünyada yapacaklar listenizin sonlanmamış olmasıdır. Ertesi güne uyanmakta zorluk yaşayan insanları çok iyi anlıyorum artık çünkü her bir gün ertesi günün aynısı olacak duygusu insanın heyecanını ve var olan enerjisini günden güne azaltarak bitiriyor. Okula başladığınız ilk günü, bayram öncesinin gecesini, doğum gününüze uyanmak için yatağa yattığınız geceyi, doğum yapacağınız güne uyanışınızı, aylardır göremediğiniz yakınlarınıza kavuşacak olduğunuz güne uyandığınız anınızı, yeni işe başlayacak olduğunuz günün gecesini düşleyin. Her biri şuan bile nasıl yüzünüzü güldürdü, heyecanlandırdı ve mutlu etti sizi. İşte demek istediğim tam olarak bu. Hayatta mutlu olacak o kadar fazla şey var ki yeter ki onları bulmasını ve hayatımıza dahil etmeyi başarabilelim.
Asla durmadım ben tıpkı annem, babam ve kardeşim gibi. Babamın 73 yaşında hala aktif olarak çalışıyor olması ve daha 80’li 90’lı yaşlarında gerçekleştirmek istediği hayallerini benimle paylaşması, annemin bildim bileli hep aktif, hareketli, çalışıyor olması benim ve kardeşimin şuan sahip olduğumuz hayat enerjisinin ana kaynağı diye düşünüyorum. Hayatı gerçekten yaşayan insanlarla bir arada olmak sizin de hayatınızı gerçekten yaşamanızı kolaylaştırıyor. Hani derler ya resimlerimiz, fotoğraflarımız kadar yaşamıyoruz bu hayatı diye maalesef durum tam da böyle. Hayat öyle kısa ki kararsızlığa tahammülü yok o yüzden düşünmeyin o kadar fazla ve en az 40 kere düşündüğünüz şeyi de mutlaka yapın sonradan pişman olmamak için. Cümlelerin çok devrik diyorlar bu da benim tarzım, ben böyle yazmaktan, duygularımı tam da yaşadığım, hissettiğim gibi tüm karmaşıklığı ile dile getirip yazıya dökmekten keyif alıyorum, ben böyleyim diyebilin. Unutmayın bir işi bilen yapar, az bilen akıl verir, bilmeyen eleştirir, yapamayan da çamur atarmış. Siz bildiğiniz işi, bildiğiniz gibi yapın. Ne zaman nasıl davranacağınızı kestiremesinler. Arada mutlaka yalnız kalın, kendinizi dinleyin, vücudunuzu dinleyin, müzik dinleyin, dinlenin, en az 7 saat uyuyun, yürüyüş yapın, koşun, yüzün, doğru beslenin yalnız arada kaçamak yapmayı kendinizi şımartmayı da ihmal etmeyin, gerçek anlamı ile doğru nefes alın, sevgisiz kalmayın, kendi iç dünyanızı anlayın ve duygularınıza ses verin. Evliyseniz eşinizi dinleyin. Çocuklarınız varsa onlara kesinlikle kulak verin. Aynı anda herkesi mutlu etmek zor olandır. Eğer bunların hepsini yapabilmişseniz kendinizi tebrik etmeyi, ödüllendirmeyi unutmayın. Ne kadar güçlü olduğunuzu kendinize her gün hatırlatın. Kısacık zamanlarda çok şeyler isteyin ve yapın. ‘’Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım’’ der Necip Fazıl Kısakürek. Zamanımız az, yapılacak işler listemiz çok o yüzden durmamaya, vazgeçmeden her yeni gün daha da güçlenerek ve inanarak yolda ilerlemeye devam.
Gözün feri; umuttan, heyecandan, mutluluktan, pes etmemekten beslenirmiş. Unutmayın hepimiz hala nefes alıyor isek hala umut vardır. Gözlerimizin ferinin hiç kaybolmadan, son ana dek hep güzel işlerle dimdik ayakta kalabilmek dileklerimle.
2 yorum
Yüregınıze saglık @Duygu ilke Yıldırım
Çok teşekkür ederim