O gün, dördüncü sınıflara teorik derslerim var. İki ders arasında, çay molasındayız. Birkaç genç geldi. “Hocam bizi tanıdınız mı?” diye sordular. Doğrusu, “Tanıyamadım” dedim. “Hocam biz 3. sınıf öğrencileriyiz. Bize klinik beceri laboratuvar dersinde sütür atma tekniklerini öğretmiştiniz” deyince ancak o zaman çıkarabildim. Öğrencilere, her şeyden önce, -”Siz düğme dikmesini biliyor musunuz?” diye sorduğumu hatırlıyorum. Çoğundan, “Bilmiyoruz” cevabını alınca da, birer düğme dikmelerini ve sonra diktiklerini gelip göstermelerini söylemiştim.
İşte bu bahsettiğim gençler, o öğrenciler. Tek tek diktikleri düğmeleri o gün getirip gösterdiler. Aslında, istediğim ödevin hiçbir zorunluluğu ve yaptırımı da yoktu. İster yaparlar ister yapmazlardı.
Kendileri, söyleneni bir ödev kabul edip, düğmeleri dikmişlerdi. Doğrusu düğme dikmek deyip de geçmeyin. Her zaman ihtiyacınız olabilir. Dağda, bayırda, otelde, yabancı bir şehirde, gece yarısında, gideceğiniz çok önemli bir toplantı öncesinde düğmeniz kopabilir, eteğiniz ya da pantolonunuz sökülebilir. Arasanız da, diktirecek kimsecikleri bulamayabilirsiniz. İşte bu nedenle, düğme ve sökük dikmek önemlidir. Özellikle girişimsel tıpta ve cerrahi dallarda uzmanlaşacak olanlar için de ayrıca önemli ve neredeyse ilk basamaktır düğme ve sökük dikmek.
Dilimizde, “Terzi kendi söküğünü dikemez” diye bir özdeyiş olsa da, cerrah kendi ve yakınlarının söküğünü ve cerrahilerini yapmak zorunda kalabilir.
Öğrenciler, öyle pat diye karşıma çıkınca, gerçekten etkilendim. Şimdiye kadar, kılık kıyafetlerini, kısacık berber önlüklerini, vizitlere ve derslere geç kalmalarını, hasta anamnezlerini düzgün almamalarını, ilgisiz görünümlerini, küpeli, sakallı veya frapan hallerini eleştirdiğimiz öğrenciler, bizim öğrencilerimiz. İşte yine beni şaşırttılar.
Şöyle otuz kırk yıl öncesini düşündüğümde, şimdilere bakıldığında ne kadar da ileriye gittiğimizi, ne kadar yol aldığımızı daha iyi anlıyorum. Bunu hem öğrencilerimizin kalitesinde, hem de eğitimle ilgili birçok yeniliğin varlığında görüyorum.
Mezun olan gençlerin, hekimlik mesleğinde başarılı olacaklarını umuyorum. Onlara güveniyorum ve destekliyorum. Gelişen teknolojiye rağmen, nitelikli, dürüst ve çalışkan doktorlar yetiştireceğimize inanıyorum. Her zaman, bu güvendiğimiz gençlere fırsat ve destek vermeliyiz. Zamanın rüzgarında savrulmadan, hep birlikte daha iyiye doğru koşmalıyız. Sevgiler.