Genel Sağlık Sigortası (GSS), 1 Ekim 2009 tarihinde birinci yaşını kutladı! Konuyla ilgili olarak Türk Tabipleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türk Hemşireler Derneği, Devrimci Sağlık İş Sendikası (DEV SAĞLIK-İŞ) 29 Eylül 2009 tarihinde ortak bir basın toplantısı yaptılar.
Basın toplantısı bildirgesinin başlığı "GSS’nin 1 yılı tükendi; sağlık çalışanlarının ve vatandaşın da sabrı
" şeklinde ifade edilmiş. Sonra bir yıl önce yapılan vaatler sıralanmış. Sağlık güvencesi olmayan hiçbir vatandaşın kalmayacağı; prim ödeyebilenden prim alınacağı; ödeyemeyenin primini devletin ödeyeceği; tüm sağlık harcamalarının kapsamda olacağı; sigortalılara mevcut olanların dışında ek bir yük getirilmeyeceği; 18 yaşın altındaki çocukların sağlık yardımlarından koşulsuz olarak yararlandırılacağı sözlerinin verilmiş olduğu vurgulanmış.
Sonra da GSS ile meydana gelen değişiklikler verilmiş. Muayene ücretlerinin yüzde 650 artırıldığı, hastaneye yatan hastalara da katılım payı zorunluluğunun getirildiği, ilaçta devletin ödediği payın düşürülüp hastaların ödediği payın yükseltildiği, özel hastanelere giden sigortalıların büyük paralar ödemek zorunda bırakıldığı, milyonlarca vatandaşın hâlâ hiçbir sağlık güvencesine sahip olmadığı, kriz nedeniyle işsiz kalan yüz binlerce emekçi ve ailesinin sağlık güvencelerini de kaybettikleri, annesi ya da babası GSS primi ödeyemeyen 18 yaşın altındaki çocuklar için kısıtlamalar getirildiği belirtilmiş.
Bildirgede, yetkililerin, bütün bunlara rağmen sağlık harcamalarının arttığını ve bunlara yeni önlemler alınacağını söylediklerinin altı çiziliyor. Yeni önlemler olarak da yeni katkı/katılım payları, yeni cepten harcama mecburiyetleri, yeni ilave ücretler, yeni mali külfetlerin olacağı yorumu yapılıyor.
GSS’nin eczacısından hemşiresine, taşeron işçisinden teknisyenine, hekimine, bütün sağlık çalışanlarının daha kötü koşullarda çalışmasına yol açan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın da bir parçası olduğu belirtilirken, GSS\’den kimlerin kazançlı çıktığına cevaben ise çok uluslu ilaç tekelleri, tıbbi cihaz-teknoloji üreticileri, özel hastane patronları işaret ediliyor. Ve bir sloganla basın toplantısı bitiriliyor: "Vatandaşın cebinden, sağlıkçının emeğinden elini çek!"