Rahatça uyuyamadığım, uyku tutmayan bazı gecelerde penceremden ay ışığı yansıyınca ayı ve yıldızları gözleyerek hayalimde uzayı canlandırıyorum. Rüyalarımda bazen uzaya gidebilmekte bazen de gitmemekte tereddüt ediyorum. Yine de bugün az da olsa edindiğim bazı bilgilerden esinlenerek hayallerimi ve yorumlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Dünyamızın dışında kim bilir kaç gezegende yaşam ve göremediğim garip kozmik olaylar var. Teleskoplarla gözleyebileceğim ilginç varlıklar da var mı? Uzay insanın yaşama uygun olması için gereken özelliklere sahip mi? vs vs. Hayalimdeki sorular bitmek bilmiyor.
Yıllar önce NASA’nın aya gitme kararı çeşitli beklentilere yol açmıştı. Benim de uzayın sırlarını bulmam ve çözmem için yıldızlara seyahat edeceğim günler olacak mı? Aklımdaki yoğun sorular artmaya devam ediyor. Düşünüyorum, uzayda organlarımıza neler olacak ya da kişiler olası büyük risklerden nasıl korunabilecek? Hatırlıyorum, uzayda bir yıl geçiren astronot Scott Kelly’nin bağışıklık sisteminde aşırı yoğun ve olumsuz etkiler olmuş, ruh sağlığı, vücut sağlığı büyük ölçüde etkilenmişti.
Yaşım giderek ilerliyor, beynimdeki yoğun sorular artmaya, uykumu bölmeye başladı. Jeff Bezos, Elon Musk uzaya giden bir yol inşa ediyoruz, Mars yolculuğu öncelikli olacak diyorlar. Düşünüyorum, uzayda radyasyona maruz kalmak için yaşım ilerledi, ancak bir kadın hekim olarak merakım ve sorularım giderek artıyor: uzayda benim ve insanların organlarına neler olacak, kişi ya da kişiler olası büyük risklerden nasıl korunabilecekler? Dünyanın manyetik alanı ve atmosferi, kişileri kozmik radyasyondan koruyor, uzayda olmak ise çeşitli vücut sistemlerine zarar veriyormuş. Radyasyon bilişsel yapıyı ve sistemleri değiştiriyor; kas, kemik kaybı ve osteoporoz nedeni ile özellikle yaş alanlarda yürümek bile zorlaşıyormuş. Uzay yolculuğu kısa sürse bile çeşitli sağlık sorunlarına yol açıyormuş. Örneğin göz küresinin şekli değişebiliyor, görmede azalma oluyor, vücutta kas atrofısi, kırılgan kemikler görülüyormuş. Ayrıca, uzun süre küçük bir alanda yaşayan canlılarda davranışların ve ruh halinin değiştiği söyleniyor. Kapalı ortamda bağışıklık sistemlerinin değişmesi de buna ve diğer hastalıklara duyarlılığı artırıyormuş. Ayrıca dünyamızın çevresinde dönen insan yapımı cisimlerin sayıları artmış; uydu ve roketlerin hurdalaşmış parçaları da uzay kirliliğine yol açıyormuş.
Evrende garip kozmik olaylar olduğu da söyleniyor, acaba teleskoplarla gözlemleyebileceğim ilginç varlıklar var mı? Kaç gezegende hayat var? Uyanık kaldığım zaman aklımdaki sorular ve hayallerim bitmiyor. Uzayda biz insanların yaşamına uygun ücretsiz bir tiyatro var, sizleri de bekliyoruz. Sevgi, saygı ve yaşam ümitleri ile görüşmek üzere, güzelliklerle kalınız..
5 yorum
Kaleminize sağlık hocam..
Çok teşekkür ederim Hande hocam, sevgilerimle.. arasiltansu@gmail.com
SAYIN HOCAM
Sizin talebenizim
Ankara Tıp Radyasyon Onkolojisinde elektro manyetik radyasyon üreten cihazlarla çalışıyorum.
Makaleniz çok değerli ve etkileyici.
Talebelik ve akademik hayatım süresince sizin varlığınız, bilgileriniz, yöneticiliğiniz, aura ve enerjiniz olumlu yönde çok etkileyici ve bizlere model olmuştur.
Saygılar sunuyorum.
Prof.Dr.Cengiz Kurtman
Çok değerli hocam, zarif yazınıza çok teşekkür ederim. Sevgi saygılarımla.. Tansu hocanız
Selamlar sayın Hocam,
ilim insanının sorularından bir çerçeve sunan makaleniz sormak ve sorgulamak eyleminin değerini canlı tutmak gereğini hissettiriyor.
Cevaplar ise ayrı bir mevzu.
Sorularınıza ve sorularımıza cevap veren bir “akademik yaşam ümidi ortamı”nı üniversitelerimizde görebilmek dileğiyle saygılar sunarım,
Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu
AÜİF (E)