Tarihte ilk perkütan serebral anjiyografiyi yapan nörologlar, ilk kateterli anjiyografi ile ilk anevrizma embolizasyonunu gerçekleştirenler ise nöroşirürjiyenler olmuştur. Ülkemizde de ilk perkütan serebral anjiyografi yine nörolog olan Prof. Dr. Sabahattin Kerimoğlu ve Prof. Dr. Hayrünnisa Denktaş, ilk kateterli serebral anjiyografiyi uygulamaya sokan ise Prof. Dr. Gencay Gürsoy ve Prof. Dr. Okay Sarıbaş olmuştur.
Ne zaman ki bilgisayarlı beyin tomografisi (BT) ve daha sonra MRG uygulamaya girdi, o zaman serebral anjiyografiye duyulan ihtiyaç azaldı ve uygulamalar oldukça seyrekleşmeye başladı. İşte bu sırada fırsattan istifade uygulamaya radyolog arkadaşlar el attı ve ekstra ve intrakranial anjiyoplasti, stent takılması ve intrakranial embolizasyon yöntemleri devreye girince de "Cihazı madem ki ben kullanıyorum, o zaman işlemi de ben yaparım" yaklaşımı ile radyolog arkadaşlar nörolog ve nöroşirürjiyenleri uzaklaştırma yolunu benimsediler.
Halbuki hastanın bir klinikte yatması ve işlem nedeniyle oluşabilecek komplikasyonları tedavi edecek konumda değillerdi ve yine bir klinikçinin hasta sorumluluğunda olması zorunluluğu vardı. Ülkemizde olduğu gibi tüm dünya ülkelerinde bu kaos devam ederken, birçok ülkede olduğu gibi tek tük klinikçi olarak nörolog veya nöroşirürjiyen, radyologlar gibi bu işlemleri uygulamaya devam başarısını göstermeye devam ettiler. Ülkemizde de ancak Prof. Dr. Reha Tolun ve Prof. Dr. Gazi Özdemir, ekipleri ile birlikte uygulamayı devam ettirdiler.
Özellikle 2000’li yıllardan itibaren akut iskemik strok tedavisinde ACİL IV ve/veya Intraartraarteriel mikrokateterli t-PA, son yıllarda da mekanik trombektomi uygulamaları devreye girip, bu uygulamaların de uygulanmamasının malpraktis olarak değerlendirilmeye başlanması ile durum yeniden bir yapılanmayı zorunlu kıldı. Bu zorunluluk paralelinde 2005 yılında Amerika’da nöroloji, nöroşirürji, radyoloji, kardiyoloji ve vasküler cerrahi dernekleri biraraya gelerek iki konsensüs hazırladılar (1- Training, competency, and credentialing standards for diagnostic cervicocerebral angiography, carotid stenting, and cerebrovascular intervention. Neurology 2005; 64:190-198 ve 2- Scai/Svmb/ Svs Clinical Competence Statement. Clinical Competence Statement on Carotid Stenting: Training and Credentialing for Carotid Stenting. Multispecialty Consensus Recommendations. A Report of the Scai/Svmb/Svs Writing Committee to Develop A Clinical Competence Statement on Carotid Interventions. Journal of the American College of Cardiology. Vol. 45, No. 1, 2005). Son olarak Mart ayında yayınlanan bir konsensüs ile de yine acil strok tedavisi nedeniyle mutlaka nörolog, nnöroşirürjiyen ve radyolog olarak girişimsel işlemler için yeniden bir yapılanma ve bu uzmanlıkların girişimsel işlemleri yapmak üzere yan dal veya sertifika programlarına tabi tutulması gerektiği vurgulanmıştır (Performance and Training Standards for Endovascular Ischemic Stroke Treatment Writing Group for the American Academy of Neurology, AANS/CNS Cerebrovascular Section, Society of NeuroInterventional Surgery, and the Society of Vascular & Interventional Neurology, American Journal of Neuroradiology 31:E8-E11, January 2010.
Gerek konsensüsların önerileri ve gerekse 40 yıldır yapmakta olduğum serebral anjiyografi uygulamalarımıza dayanarak öncelikle sertifika programlarının hazırlanması ve akut iskemik strok hastalarına acil müdahale şartını yerine getirmek üzere yapılanmaya gidilmesi kaçınılmazdır. Bu yapılanmada üç aşamalı sertifika programları söz konusudur:
1. Diagnostik serebral anjiyografi sertifikası aşaması,
2. Karotis ve vertebralarterlere anjiyoplasti-stent-embolektomi/trombektomi ve İA t-PA uygulama sertifikası aşaması,
3. İntrakranial embolizasyon ve diğer işlemler sertifikası aşaması.
Her üç sertifika programı da nörolog, nöroşirürjiyen, radyolog, kardiyolog ve vasküler cerrahlara açıktır. Zaten Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün de 26 Şubat 2008 tarihinde bu paralelde almış olduğu bir kararla "Uzmanlığına bakılmaksızın gerekli eğitimi almış olmak şartı ile girişimsel vasküler nörolojik işlemlerin yasal sorumluluğu almış olma şartına" bağlamıştır.
Sertifika aşamalarına yönelik şemadan da anlaşılacağı gibi teorik ve klinik eğitimler için süre söz konusu iken, pratik uygulama eğitimi için süreden ziyade observer-yardımcı ve bizzat yapılan vaka sayısı ön planda tutulmaktadır.
Gerek Avrupa ülkelerinde gerek Amerika ve Kanada’da girişimsel vasküler nöroloji veya nöroradyoloji birimleri ilan ettikleri sertifika veya yan dal uzmanlığı kadroları için nöroloji, nöroşirürji ve radyoloji uzmanları için eşit sayılar belirlemekte ve seçimlerini bu temelde yapmaktadırlar. Çünkü artık anlaşılmıştır ki akut strok acil tedavisinde malpraktis yanında acil müdahale ekiplerinin oluşturulmasında klinik eğitim almış ve oluşabilecek komplikasyonları acil tedavi edebilecek konumda olma ve bu kişilerden oluşmuş acil girişim ekiplerinin oluşturulabilmesi oldukça önemlidir ve yine sadece radyologlarda oluşacak böylesi ekipleri oluşturmanın oldukça güç olduğudur.
Umarım ülkemizde de nörolog, nöroşirürjiyen, radyoloji, kardiyoloji ve vasküler cerrah uzmanlık derneklerinin biraraya gelmeleri ve uluslararası kabul görmüş konsensüsler paralelinde veya ülkemizin şu anki yeniden yapılanma sürecinin geçiş döneminde şartlarımıza uygun algoritmalar ve programlar oluşturma çağdaşlığını göstermeleri gerçekleşir. Yine umarım ki hekimlik ile öğretim üyeliğine yakışmayan ilkel ve mafyavari yaklaşımlar da son bulur.