(Lütfen sonuna kadar okuyunuz)
Açıkçası, bu konu hakkında planlanmış bir yazı düşüncem yoktu. Bir önceki yazımda “GDO kötü mü” başlığı altında, GDO’lu mısırın değil, mısırdan elde edilen ve farklı gıda kalemlerinde bonkörce (bol bol) kullanılan ürünün zararlı olduğundan bahsetmiştim. Yazılarımın farklı kesimler tarafından takip edildiğini ve gerektiğinde usulüne göre geri dönüşler ile kontrol edilebildiğini öğrenmek beni bir hayli mutlu etti.
Önceki yazıda bahsi geçen konunun, aynı hafta yayımlanan bir başka yazı ile kesiştiğini de fark ettim. Sayın Doç. Dr. Ceren Gezer’in 1 Mart tarihli yazısının başlığı “Bizi öldürmeyen şey güçlendirir çünkü toksik olan dozdur” da bu durumu izah eder nitelikteydi.
GDO ile ilgili yazımda “Bu şurup her gıda sektöründe bonkörce kullanıldığı için Tip 2 diyabet vakaları artmıyor mu?” ve “Normal mısırı da GDO’lu mısırı da fazla tüketen bir insana mutlaka zararı olacaktır. Aynı şekilde normal tüketilen bir GDO’lu mısır neden zararlı olsun?” şeklindeki ifadeler aslında; üretimde veya tüketimde yüksek miktarda kullanılacak şekerin yani sanayide adı geçen haliyle glikoz şurubunun zararlı olduğunu açıkça belirtmektedir. Fazla ve yanlış şeker kullanımının diyabet başta olmak üzere diş çürümesinden başlayarak farklı hastalıklara yol açmadığını veya zararlı olmadığını kim iddia edebilir?
Gelelim bu yazının sebebi olan asıl meseleye. GDO ile ilgili yazımda geçen ve bonkörce kullanılan glikoz şurubunun zararlı olduğu söyleyen ifadeleri okuyup, halk tabiriyle alınan NİSAD (nişasta sanayicileri derneği) yetkililerinin düzeltme talebi, bu yazıyı da yazma ve düzeltme yapma zorunluluğunu oluşturdu.
Öncelikle, NİSAD kuruluşunun yazıma göstermiş olduğu ilgiden dolayı ne kadar memnun olduğumu tekrar söylemeliyim. Kimse, hele bir de bilimsel bir kimlik ile dolaşan hiç kimse; ispatını ortaya koyamayacağı, doğruluğunu kanıtlayamayacağı hiçbir şeyi gerçekmiş gibi insanlara anlatmamalı veya yayımlamamalıdır. Bilim insanlarının en önemli özelliklerinden birisi tarafsız ve doğruyu savunan insanlar olmalarıdır. Eleştiriye de açık olmaları ve itirazları dikkatle değerlendirerek yine doğruya ulaşmayı hedeflemelidirler.
NİSAD yetkilileri “glikoz şurubunun çok sayıda gıda da kullanıldığını, çok fazla fonksiyona sahip, hemen hemen her sektörde besin, tatlandırma, koruma vb. niteliklerinden dolayı mutlaka bulunması/kullanılması gereken bir ürün olduğunu, zararlı olmadığını” ifade etmişler. Ayrıca, bu kuruluşun web sitesinde ve düzeltme için gönderdikleri yazıda geçen üç referansın ikisinde de geçen ifade ile “fazla miktarda/yanlış kullanımın zararlı olabileceği” yazılmış. Bu nedenle yazımda sanki glikoz zararlıdır gibi algılandığını ve düzeltilmesi gerektiğini bildirmişler. Ellerindeki bilimsel kaynakları paylaşabileceklerini söylemeleri de şahsımı bir hayli heyecanlandırdı. Ve hemen kendilerinden talepte bulundum. Çünkü bana göre ilgilendiğin bir alanda yeni/bilmediğin bir şeyi öğrenmek keyifli ve değerlidir.
Tabi ki normal ve dozunda tüketilen glikozun normal (hastalığı/duyarlılığı olmayan) insanlara zararlı olmayacağını net bir şekilde söyler ve yanlış anlaşılmayı düzeltmek isterim. Doğal şeker kaynakları olan bal, un, nişasta vb. bir çok besinin tüketilmesiyle zaten metabolizmamızda glikoz işlenmekte ve enerji kaynağı olarak vücuda gerekmekte. Bunu kim inkar edebilir? Tabi ki fazla kullanmamak kaydıyla.
NİSAD’ın web sayfasında glikoz şurubu ile ilgili açıklayıcı dokümanda bulunan ve bana ulaşan yazıda da kaynak olarak verilen üç referans bulunmakta. Bunlardan iki tanesi adı geçen kuruluşların yıllık bültenleri/kılavuzları gibi. Siz de incelediğinizde öyle göründüklerini fark edeceksinizdir. Bu referanslarda da zaten genel olarak şekerin normalden fazla kullanılmaması tavsiye edilmekte. Diğer üçüncü referans ise 2013 yılında yayınlanmış bir araştırma makalesi. Bu makalede %5-15 aralığında sükrozun (sakkaroz ya da çay şekeri olarak da bilinir) ökalorik diyetin bir parçası olarak kilolu ve obez hastalarda kan şekeri, kan insülin değeri üzerindeki etkisi incelenmiş. Dileyenler makaleyi Sciencedirect’in web sitesinden bulup okuyabilir. Bu çalışmada sadece 13 kişi denek olarak kullanılmış (Bizim alanımızda örnek odaklı bir çalışmada bu sayıya dergi editörleri çok güler ve geri çevirir, bu ayrı bir mesele). İnsan türü bu çalışmada 13 kişi ile temsil edilmiş ama “çalışma çalışmadır” diyelim. Çalışmanın tartışma ve sonuç kısmında da kısaca “düşük oranda sükrozun” kan şekerinin ve insülin değerinin yükselmesine katkı sağlamadığı ifade edilmiş. Makaledeki sonuç grafiklerine göz atarsanız düşük orandan yüksek orana doğru hem kan şekerinin hem de kandaki insülin değerinin bariz bir şekilde yükseldiğini görebilirsiniz. Bu sonucun zaten basit mantıkla bu şekilde çıkması beklenebilir. Şeker tüketen kişinin kanında da şeker oranı artar. Makalenin tartışma sonuç kısmında ise kısaca “glikoz tolerans testinde düşük sükrozlu diyetin kandaki insülin değerini azaltmaya yarayabileceği ama bunun böyle olup olmadığını anlamak için gelecekte yapılacak çalışmalara ihtiyaç olduğu” yazıyor. Yani bu kaynak/ları dikkatlice okuyup bir karara varmak da sizin elinizde. Aslında bu çalışmalar glikoz yararlı veya zararlı ispatından ziyade, kısaca dozunda kullanılırsa sorun olmaz demeye getiriyor. İlgili web sitesinde yazılan bilgileri doğrulayacak/destekleyecek daha fazla ve etkili bilimsel kaynakları eklemeleri gerçekten çok iyi olacaktır.
Son olarak ilgilerinden dolayı bir teşekkür mahiyetinde NİSAD yetkililerine “glikoz şurubunun zararlı olduğuna dair” yapılan ve düzeltilmesi gereken en azından şimdilik ulusal mahiyette Türkçe yayımlanmış bazı yazı/haberleri bildirmek isterim. Çünkü bunlara müdahale ve düzeltme hakları var. Her ne kadar bazılarının üzerinden yıllar geçmiş olsa da, bize ulaştıkları gibi onlara da ulaşmaları gerekiyor. Aynı şahsıma yardım ettikleri gibi, bu yanlış anlaşılmaya neden olacak yazılara da gerekli düzeltme ve itirazları yapacaklarına gönülden inanmaktayım. Aşağıdaki haberleri veya yazıları yayımlayan kuruluşların da gerekli düzeltmeleri yapacaklarını ve kendilerini ifade edeceklerini düşünüyorum.
Habertürk 20.08.2015. “Glikoz şurubu bakın nelere yol açıyor?” https://www.haberturk.com/saglik/haber/1118059-glikoz-surubu-bakin-nelere-yol-aciyor
Habertürk 24.07.2015 “Mısır şurubunun yol açtığı 10 durum” https://www.haberturk.com/saglik/haber/1106594-misir-surubunun-yol-actigi-10-durum
Habertürk 14.04.2021 “Hurmada glikoz şurubu oyununa dikkat” https://www.haberturk.com/son-dakika-hurmada-glikoz-surubu-oyununa-dikkat-3039801
Nefisyemektarifleri.com “Glikoz şurubu nedir? Çok tehlikeli 8 zararı” https://www.nefisyemektarifleri.com/blog/glikoz-surubu-nedir/
Milliyet “Glikoz şurubu nedir, Neden Yapılır? Glikoz şurubunun zararları nelerdir?” https://www.milliyet.com.tr/pembenar/glikoz-surubu-nedir-neden-yapilir-glikoz-surubunun-zararlari-nelerdir-6577778
Bunlardan çok daha fazlasını herhangi bir arama motoruna ilgili anahtar kelimeleri yazarak da bulabilirsiniz. Ancak dikkatimi çeken bir tanesi özellikle kaynakça (referanslar) vererek “glikoz şurubu” için vücuda alındığında ciddi zararlarından söz etmiş. Yanlış anlamayı engellemek adına düzeltilmesi açısından bildirmek gerekiyor, öyle değil mi?
Gıda Bilgi 11.10.2020 “Bilinmeyen gerçekleri ile glikoz şurubu” https://www.gidabilgi.com/Makale/Detay/bilinmeyen-gercekleri-ile-glikoz-surubu-576a81
Hepimize sağlıklı ve mutlu günler.