Bilim adamı olmak, günümüzde spesifik bir konuda derinlemesine çalışmak anlamına geliyor. Bu eğer bütünü yöneten bir sistemin içinde ise iyi olabilir tabi. Ama dışarıda gördüğümüzü yurt içine olduğu gibi aktarılan ülkemizde bu bir sistem oluşmasını bırakın bir yana, sistem varsa da onun varlığına tehdit olan, parça parça sitem parçalarından oluşan gereksiz bir kalabalık meydana getirir.
Ülkemizde üniversitelerin yapılanmasına bakacak olursak dışarıda gördüğümüzü yurt içine aktarmadan onlar da nasiplerini aldıklarını görebiliriz. Bir çok üniversite önceden Avrupalı üniversitelerden etkilenerek yapılanmışsa da sonradan Amerikan ekolünü örnek almış üniversite örneği de vardır. Bu aslında farklılık anlamında iyi bile olabilirdi ama güç elde ederek birinin diğerlerine kendi sistemini üstten dayatması olmasaydı. Hatta bu dayatmayı yaparken kendisine uymayan yapıları yok saymasaydı.
Geçtiğimiz iki dekatta ülkemizde tıpta uzmanlık alanlarında yan dallar konusunda büyük değişiklikler olmuştur. Bunlar bazı alanlara genişleme sağlarken bazılarında ise ana dal ile bağdaşmayacak daralmalara neden olmuştur. Hekimlikle bağdaşmayacak “radikal yan dalcılar” ifadesini ortaya çıkaracak kadar öncekileri yok etmiş ve yenilere bir yer edinme kavgasını başlatmıştır.
Yüksek Öğretim Kurulu üniversitelerin yapılanmalarında farklılıklar nedeniyle ya bu farklılıkları bilerek ortak bir program istemeliydi veya da ortak bir uzmanlık tüzüğüne tabi tutmadan her üniversiteyi kendi başına bırakmalıydı. Yani tek tip örneğin yoğun bakım uzmanlık yan dal tüzüğü yerine- Avrupa ekolünü örnek alanlarınki gibi diyerek işi halat çekme yarışına da döndürmeden- modüler bir yoğun bakım yan dal uzmanlık tipi önerilebilirdi . Buna göre dahiliyeciler yan dal yaparak dahiliye yoğun bakımcısı olmalı, cerrahlar yan dal yaparak cerrahi yoğun bakımcı olmalı, anestezi ve reanimasyon uzmanları ise yan dal yapmaya gerek olmamalı idiler. Zaten o şekilde de bir eğitimden geçiyorlar ve ana dal uzmanlığın unvan da o şekildedir. Bunların hepsi o zaman “we are togetjher intensive care “ diyebilirlerdi.
Akademik akıl da toplumun yararı da tıbbi gelişmelerin iyiliği de bu şekilde bir sağduyudan geçer. Amerika’da böyle değil diyenlere bizde de Amerika’daki gibi değildi demek lazım. Dışarda gördüğünüzü buraya aynen uygulayamazsınız çünkü burada bir yapılanma vardı zaten. Gözümüzü kapatıp sistem parçası ithal etmekten vazgeçtiğimiz zaman iyi ve faydalı işler yapmış olacağız demek lazım. Çünkü o zaman düşünmeye başlamış olacağız.