Einstein’ın “Aynı şeyleri deneyerek farklı sonuçlar elde edilemez” sözü, bilimsel bir gözlemin ötesinde, hayatın pek çok alanında geçerli ve tutarlı olan evrensel bir anlayışı yansıtmaktadır. Bu anlayışın toplumsal ve siyasi düzeyde de önemli yansımaları mevcuttur. Anlayışa göre geçmişin teknik ve yöntemlerini tekrar ederek farklı ve yeni sonuçlar elde etmek mümkün değildir. Bu noktada sosyal, ekonomik ve siyasi alanlarda değişim ve ilerleme için yeni yaklaşımlar geliştirmek, alışılmışın dışına çıkmak ve ciddi adımlar atmak gereklidir. Ancak bu durum yalnızca radikal ya da ideolojik bir değişim yapmakla oluşacak bir durum değildir. Bunun için aynı zamanda sağduyulu, sürdürülebilir ve gerçekçi bir dönüşüm de gereklidir.
Değişim Gerçeğinin Temeli
Toplumlar bazen mevcut düzende neyin yanlış olduğunu ya da neyin değiştirilmesi gerektiğinin farkında olmayabilir. Bu da zaman içinde yerleşik hale gelmiş olan norm ve değerlerin sorgulanmadan devam etmesi anlamına gelebilir. Yukarıdaki sözün temelinde bu farkındalığı uyandırma çabası vardır. Ancak burada önemli olan nokta, değişimin sadece eleştirisel bir bakış açısıyla yapılmaması gerektiğidir. Gerçek değişim; sorunları anlamak, sorunları çözmeye yönelik somut adımlar atmak ve insanları daha iyi bir geleceğe taşımak için sağduyulu bir yaklaşım da gerektirir.
Her toplum, kendi içinde farklı sorunlarla yüzleşir. Bu sorunları çözebilmek için geçmişin tecrübelerinden faydalanmak elbette önemlidir. Ancak toplumsal değişim, bir anlamda geçmişin kalıplarından sıyrılmayı gerektirir. Aynı yöntemlerle, aynı bakış açılarıyla farklı sonuçlar elde edilmesini beklemek beyhudedir hatta Einstein’a göre deliliktir. Bununla birlikte, toplumsal değişim her zaman dramatik bir kırılma ya da bir hareketle de oluşmaz. Küçük ama etkili adımlar toplumsal yapıyı zaman içinde dönüştürme gücüne sahip olabilir.
Son zamanlarda ülkemizde gerek siyasi ve sosyal gerekse de ekonomi alanında geçmişte denenen pek çok yol ve yöntem yine geçmiştekine benzer şekilde denenmeye çalışılmakta ve farklı sonuç alınacağı ümit edilmektedir. Bu hususta toplumda adeta bir beklenti oluşturulmaya bile çalışılmaktadır. Ancak bunun pek de böyle olmayacağı, yaşamdan elde edilen pratikler ve teorik kavramlar dikkate alındığında açıktır. Bu bağlamda Einstein’ın “Aynı şeyleri deneyerek farklı sonuçlar elde edilemez” sözü anlamlıdır.
Sonuç
Değişim elbette gereklidir ve değişimin esası, doğanın en temel yasasıdır. Bu esas doğadaki termodinamiğin ikinci diğer adıyla entropi yasasına karşılık gelmektedir. Yasaya göre eşyadaki değişim kendiliğinden yani otomatik olarak gelişmektedir. Sosyal ve ekonomik alanlardaki değişim de mutlaka gerçekleşecektir ancak hızlı değişim ise mevcut sistemi, düşünme biçimlerini ve toplumsal yapıları sorgulamakla mümkün olacaktır. Bununla birlikte değişim, yalnızca radikal bir yaklaşım ya da zihniyetle değil aynı zamanda sağduyu ve duyarlılığa dayanan ortak akıl ile gerçekleştirilecektir. Kaldı ki değişim, bireylerin ihtiyaçlarının gözetildiği, onların seslerinin duyulduğu ve toplumun her kesiminin katkı sağladığı bir süreci gerektirir. Bu süreç aynı zamanda toplumsal ilerleme için gerçekçi, insan odaklı ve kapsayıcı bir yol izlemek anlamına gelmektedir.
2 yorum
Sayın hocam, “Aynı şeyleri deneyerek farklı sonuçlar elde edilemez” sözünün başına “herşey sabit iken”(ceteris paribus) ibaresini eklemekte fayda vardır. Bazen de aynı şeyleri yaptığınızda farklı sonuçlar oluşabiliyor. Örneğin, Zelenski, aynı politikayı izliyordu, Trump döneminde farklı sonuçlar ortaya çıktı. Makalen çok güzel, kısa , öz ve akıcı. Sağlıcakla kalın.
Kaleminize sağlık sayın hocam. Olması gerekeni sade bir dille açıklamışsınız. Değişim sosyo-kültürel, ekonomik ve bilimsel olarak kaçınılmazdır. Önemlimolan bunu öngörmek ve zamanında müdahelelerle gerçekleştirebilme yetisine sahip olmaktır. Saygılarımla