Yeni doğan, bağımlılıktan bağımsızlığa doğru büyüme ve gelişme gösterirken yaşlı birey, hastalığın başlangıcından terminal dönem ve ölüme kadar bağımsızlıktan yeni doğanın bağımlılığına doğru biolojik, psikolojik ve sosyal bir regresyon gösterir.
Yaşlılık döneminde fiziksel güçsüzlük, nöromotor becerilerde zayıflama, kronik hastalıklar, dikkat, öğrenme alanlarında daralma, bilgi işleme sürecinde uzama ve duyusal yetersizliklere bağlı hafıza sorunları, kazalar ve uyum güçlükleri gibi biyo-nöro-fizyolojik sorunlar sıklıkla görülür.
Yaşlı bireyin kişilik özelliklerinde "yedisinde ne ise yetmişinde o" örneğine uygun bir rijidite söz konusudur. Sosyal destek ve etkileşimin nitel ve nicel özellikleri değişmiştir. Seksüel tepki ve aktivitelerde azalmaya karşın devam eden seksüel ilgi cinsel yaşam sorunlarına neden olmaktadır. Yaşlı, emeklilik, büyükanne-büyükbaba olma ve eşini kaybedip dul kalma gibi rollerindeki değişime bağlı psikososyal uyum sorunları yaşar. Sonuçta kayıplar, yetersizlikler ve güçsüzlükler yaşamda regresyon demektir. Bir başka değişle yaşlılık; biolojik yıpranmanın bireyde oluşturduğu fizyolojik, psikolojik ve sosyal gerilemedir. Bu gerileme, bireyin biyopsikofizyolojik yönden sağlıklı kalması ve güçlü bir sosyal desteğe sahip olması ile yavaşlatılabilir.
Ülkemiz yaşlılarının; bakım (uygun olmayan aile-uygun olmayan kurum, yurt, huzurevi), konmamış tanılar (hastane ve doktor yüzü görmeden hastalıklarını çeken Anadolu yaşlıları), polifarmasi (reçetesiz, tavsiye üzerine tüketilen çoklu ilaçlar), yetersiz-yararsız rehabilitasyon ve yetersiz yasal-kurumsal destek gibi pek çok sorunu vardır.
Kültürümüzde var olan, "gençler bilebilse yaşlılar yapabilse" deyişinden de anlaşılacağı üzere; yaşlılık sürecinde işlevlerini yerine getirmede zorlanan bireyin demans (bunama) hastalığı da varsa, bilişsel yetilerinin zayıflaması ya da bozulması ile günlük yaşamı içinde rol ve işlevlerini hem yapamaz hem de bilemez hale gelebilmektedir. Yaşlı bireyin yaşam kalitesini arttırmada biyopsikososyal bakım, tedavi ve rehabilitasyon sinerjisine önem vermeliyiz. Bilişsel, duyusal-motor ve emosyonel sorunları, yetersizlikleri olan yaşlı birey, Günlük Yaşam Aktiviteleri (GYA) çerçevesinde hastane ya da ev ortamında multidisipliner bir yaklaşımla ele alınmalıdır.
Kısacası birey, aile ve kurum olarak çocukluk ve gençlik çağında pozitif büyüme ve gelişmeye nasıl biyopsikosoyal ve manevi yönden hazırlanıyorsak aynı şekilde "aktif yaşlanmaya" bugünün yetişkinleri olarak hazırlanmalıyız.
Yaşlımızın gereksinimi sevgi sözcüğünde (Saygı-Empati-Vefa-Güven-İlgi) saklıdır. Görüldüğü gibi Maslow’un Temel Gereksinimleri Piramidi yaşlımızın tedavi ve bakımında tersine işler; yaşlı kendini gerçekleştirebilmişse, bir gruba aitse, saygı, ilgi görüyorsa ve güven içinde ise huzurevindedir!