Soru vardır, cevabı öğrenmek için sorulur.
Soru vardır, cevabı zaten baştan bilinir ve karşınızdaki “acaba biliyor mu?” diye sorulur.
Soru vardır, sırf soru sormak için sorulur, soru olsun-torba dolsun misali sorulur.
Sorunun muhatabının “derdi” ne ise o taraftan; “yandan cevap” kapılarını açmadan, tanjansiyel geçişlerin akıllı yolaklarında soluksuz ilerleten merak gidericiler yerini alır. Sorunun çekirdeği boğazlarda yutkunma sorunu oluşturmadan bir yudum suyla sindirilir.
Nasıl mı? Misal, bir anket yapılır. “ Türkiye’nin en temel sorunları” sorulur. Anket sonuçlarının iddialı rakamları toplum podyumlarında trend markalar edasıyla sıraya giriverirler.
Yıl: 17 Mart 2020.
Satürasyonu internet destekli yeniden canlandırma hedefli cevaplar, düz çizgileri pekuarestiye çevirmeye çalışmışlardır. Soruların bilinen cevapları bilin(e)meyenlerin “atık kutusuna” gitme riskini göze alırcasına yüzdelerin altında adeta bir Newton rolüyle yerçekimini ispat edercesine dimdik ayakta durmuşlardır. Şikayetin öykü alma kısmının uzatılması tanıya yaklaştırabilmeyi sağlarcasına ilk sıraya “ekonomi” en önemli sorun olarak yerleşmiştir. “Öz”geçmiş ise aslında hiç geçmemiştir; ekonomi hikayesiyle “işsizlik” özden daha öz oluvermiştir. Bir diğer geçmiş-geçememiş-geçecek gibi olmuş üçüncü endişeye “soy”(u) geçmiş olarak beklentide olduğumuz “Koronavirüs salgını” kaydedilmiştir. Rakamlar sırasını bilerek, cevapların pandorasını açmaya ant içmişçesine “Sistem(ler)in sorgulanması”nı siyasi yönetim sorunu şeklinde üçten sonra dört gelir ezberiyle yerleştirilivermişlerdir. Sorun muayenesi ana arterini açtıran “Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür parçalanamaz” ilkesinin soğuk zincir taşıma lojistiği “terörle mücadele” hedef odaklı cevap oluşturan tetkiklerin içinde beşinci sıraya girivermiştir. “Eğitim şart” laboratuvarında bilimsel ve deneysel atıştırmalık çerez çabalar, soruna tanı ol(ama)mak adına “ya benimsin ya kara toprağın” antetli eksitus kağıdında alışılmış sırasını kimseciklere kaptırmamışlardır.
“Sorun varsa çözüm nedir?” yolağının kinetik ve dinamik farmasi hep aktif olmalıdır. Konsülte edilen tüm bu sorunların nihai çözümlerinin reçete satırlarında buluşmasını tarihleyen çaba ortaya çıkmalıdır. “Cam kenarı” çözümler “Hakkı olmadığı hâlde bir şeyi elde etmek” manasında olan “iltimas/torpil yapılması” tadında merdiven altı film kaplı tabletler olmamalıdır. İltimas yoluyla elde edilen şeyin “gerçek hak edenine karşı” bir zulüm olduğu öğretisiyle güzel ülkemin diğer büyük sorunlarından biri olan hak etmediği bir göreve iltimas yoluyla gelip, hem de bulunduğu görevin gereklerini yerine getirmeyen veya getiremeyen insanların yan etki yapmaları önlenebilmelidir.
Soruna biyobenzer, beden ve ruh koruyucu “can kenarı” patentli çözümlerin bulunabileceği ferahlıkların yaşanması dileğiyle…