Nereden geliyor bu yoldaşlık, kardeşlik? Anlatayım. Alfabedeki harflerden. Beş harfin dördü de aynı. Farklı olan beşinci harf ise, birinde işittiğimiz kalın sesli “a” adaletin kararını açıklarken tok sesiyle vurgulayıcı bir ifade—Adaletin kestiği parmak acıtmaz. Diğerindeki ses ise naif, sevecen bir yumuşaklıkta şifa dağıtıyor ince sesliyle–Kesilen parmağı canlandırıyor. Biri hâkim diğeri hekim, hâkim ile hekim Türkiye Cumhuriyeti’nin öz çocuklarıdır. Birlikte büyüdüler. Fakülte mezuniyet törenlerinde sevinç ve coşkularını paylaştılar. Kimi hâkim, savcı, avukat, kimi de hekim oldu. Mecburi hizmet, vatan görevi yapmaya gittiler. Gittikleri bölgelerde ortak kaderi paylaştılar, iş birliği yaptılar. Mahrumiyet çektiler. Sosyal yaşantılarında kaynaştılar. Onlar bu gençlik yaşlarında herkese eşit şartlarda yaptırılan hizmetlere piramidin en alt basamağından başladıklarını biliyorlardı. Kariyerlerinde aşama aşama yükseleceklerine ve umutlarının gerçekleşeceğine inançları vardı. Bölge bölge ilerlemeler sağlam temel ilkelere bağlanmıştı.
İlerleyen yıllarda büyük kentlerde de adli yıl açılışlarında, tıp bayramlarında da saygılı dostluklar devam etti.
TRT’nin tek yayın organı olan TV yayınlarına başladığı ilk yıllarda Psikiyatrist Prof. Rasim Adasal ve Anayasa Hukukçusu Prof. Bülent Nuri Esen’in haftalık sohbetleri ve tartışmaları heyecanla beklenir ve zevkle izlenirdi.
Birçok kez hekimler suç duyuruları nedeniyle Adliye’ye davet edilirlerdi. Celp kağıdında içerik yazmazdı. Savcılıkta öğrenilirdi. Masasının üzerindeki yığınların arasından çıkartılan dosyada büyük bir tren kazası sırasında bacağını kaybeden bir müştekinin “bacağımı hastanede kestiler” dilekçesini soruşturan Cumhuriyet savcısının şikayetçi kadar suç zanlısının da koruyucusu olduğuna en ufak bir şüphe duyulmazdı. Hekimin ifadesiyle yetinmeyen ve gerçek durumu kanıtlayan hasta dosyasını ve görsellerini görmeden karar vermeyen savcının takipsizlik kararından sonra söyledikleri bir hukukçuya yakışan nitelikte ve efendilikte olurdu. “Böyle kişiler birileri tarafından kandırılıp adaletin iş yükünü artırıyorlar. Kıymetli zamanınız ve yoğun çalışmalarınızdan alıkoyduğumuz için özür diliyoruz” diyebiliyordu.
Gençlik çağlarında başlayan ve olgunluk çağında devam eden bu dostluklara özlem duyuluyor günümüzde. Hekim ve sağlıkçılara yapılan saldırılar, kadınlara, çocuklara yapılan utanç verici taciz ve tecavüzleri yapanlara karşı adalet dağıtan dostlarımıza sığınıyoruz. Çözüm bulmak için çaba harcamalıyız.
Bu konuda öncelik TBMM’de olmalı. Bu 27. dönemde hukuk, tıp ve sağlık fakültelerinden gelen Sayın Milletvekillerinin toplamı %30 civarında. Hâkim-hekim benzerliğinden oluşan kadim dostluğundan doğan karar ve azimleriyle Yüce Meclis ortamında tüm kanunların uyum ve uygulamalarına çözüm üretilmesinde öncü olabilirler.
“Gerçek dost göz yaşını hissettirmeden silendir.” Adaleti koruyan ve kollayan dostlar arıyoruz.