Kazanç, sosyal anlamda, harcanan akıl-kas emeği karşılığında elde olunan elde olunan soyut-somut emektir. Haksız kazanç ise herhangi bir emek sarf etmeden ya da sarf edilen emeğin çok fevkinde olan bir miktarda gelir elde etmektir. Fiziksel anlamda haksız kazanç, hacim-basınç-ısı denklemindeki dengeyi sağlayan kurala aykırı olarak ısı/hacim/basınç bileşenlerini çeşitli kombinasyonlar şeklinde orantısız artırıp sonunda tümünün tahribine neden olmaktır. Ekonomideki kazanç olayı termodinamiğin bütün yasalarını ihtiva eder. Entropi-entalpi ve denge arasında bulunan ahenkli irtibat tüm bileşenlerin değil de birinin lehine döndüğü zaman sistemin tümü birlikte çöker.

Bir beyin cerrahı olmam hasebiyle kendi iş ve ilgi alanından örnek verecek olursam organizma-beyin-beyin tümörü üçlüsünü örnek gösterebilirim. Normal bir organizmada her organ kendi işlevi kadar organizmanın kütle ve enerjisinden pay alır ve en büyük oksijen ve kaliteli yakıt payı beyne düşerken, daha ağır yakıtlar daha fazla mekanik iş yapan diğer sistemlere dağıtılır. Beynin de en fazla yakıt tüketen alanları organizmanın yazılım ve donanım işlevlerinde en faal olan alanlarıdır. Ama gel gör ki en fazla tümöral patolojiler de bu alanlarda belirir. Yandaki şekil A’da beyin zarlarından köken almış bir tümürün vasküler yapıları, B’de PET görüntüsü, C’de ise adeta tümörleşmeye başlamış bir şehrin mecazen bir PET görüntüsü izlenmektedir. Beyinde artan yeni kütleye kan ve enerji nakli için tümör tarafından oluşturulan yeni damarlar ile zeminde gözüken şehrin kapitalistlerinin daha da kapitalist olması için yaptıkları geçitler, köprüler, yollar izlenmektedir. Nasıl ki beyinde oluşan tümörün elde ettiği haksız enerji kazancı önce tümörü sora beyni ve sonra da tüm organizmayı bitiriyorsa, aynı durum büyük şehirleşme sonucunda da önce zenginleşen ve trolleşenler, sonra destekçilerini ve sonrada tüm şehri, ülkeyi belki dünyayı bitirir.
Beyinde oluşan kitle organizmanın bihaberliği ya da aldatılması sonucu oluşur. Buna göz yuman immun sistem başta olmak üzere tüm sistemler ağır bir bedel öder ve sonunda yok olur. BÜYÜK şehirler aslında YÜK şehirlerdir. Buralarda da tahrip edilen tabiat tüm kuvvetlerini kendini tahrip edenlerin üzerine saldırtarak çok acı bir intikam alır. Koronavirüs salgını bunun bir örneğidir. Toplumlarda da ekonomiden en büyük payı alanlar kanser gibi, büyük şehir gibi büyür lakin sonunda infilak ederek kendilerini de, toplumları da yok ederler. Fransız ve Rus devrimleri bunun örnekleridir. Unutmayalım ki haramın binası olmaz. Helal lokma en muhteşem lokmadır.