Haksız kazanç hukukî bir sebebe dayanmaksızın bir şahsın mal varlığının çoğalması demektir. Sadece hukuki kuralları düşündüğümüzde kazanç haklı olabilir ama her zaman ahlaki olmayabilir. Haksız kazancın sadece maddi yönünü mü düşünmek yeterli, yoksa haksız manevi kazançlar oluyor mu? Sorular uzayıp gidebilir. Haksız maddi ve manevi kazançların dinen haram olduğunu biliyoruz Bir kişi haksız bir şekilde torpil, kopya ve diğer entrikalarla mevki ve makam sahibi olup, buradan elde ettiği maddiyat haksız kazanç değil midir? Bunun sürüp gitmesinde ahlak anlayışının etkisi vardır.
Haksız kazanç da sadece kişilerin tutumu yeterli olmayıp işleyen bir sistemin de etkisi, adalet mekanizması gibi bir sürü zincirleme etkiler vardır. En alt katmanlarından en üst tabakalara kadar tüm toplumun ve katmanların haksız kazanca etkisi vardır.
Bir işçi yapılacak işi hakkıyla yapmadığı halde aldığı para, bir hekim yapmadığı bir ameliyatı yapmış gibi göstermesi, bir esnaf aldığı malı fahiş fiyatla satması, karaborsa yaratması; bir iş adamının olmayan masraflar göstererek devlete vergi vermemesi veya kazancını az göstermesi haksız kazançtır. Bürokraside hak etmeden bir yerde görevliyken oradan maaş alıp farklı kurumlardan da ayrıca maaş almak da haksız kazançtır. Alın teriyle para kazanmak veya kariyer elde etmek her zaman insanı mutlu, vicdanı rahat ettirir.
Yıllardır ülkemizde Ramazan ayı geldiğinde gıda fiyatlarının arttığını gözlemlemiş bulunmaktayım. Bu haksız kazanç değil midir? Herhangi bir şeye; ülkedeki enflasyon ve diğer giderler göz önüne alınarak belli bir zammın üstünde zam yapmak da haksız kazanca girebilir. Müslüman ülkelerde haksız kazancın haram olduğunu söylüyorum da peki buna uyuluyor mu? Pek de öyle değil. Müslüman olmayan ülkelerde ve serbest rekabetin kurallar dahilinde olduğu ülkelerde bu nasıl oluyor? Burada demokratik eğilim ve sağlam bir şekilde düzenlenmiş yasalar ve uygulamalar devreye giriyor ve haksız kazancın önüne geçilmeye çalışılıyor.
Haksız elde edilen kazancın bereketinin de iyi olmadığını biliyoruz. Bu husus da bir atasözümüzü hatırlayalım: Haydan gelen huya gider; sudan gelen sele gider. Rahmetli babaannem haksız elde edilen zenginlikle ilgili şöyle derdi: Başı dağca, dibi kılca. Yani görünüşü dağ gibi olsa da dibi çok ince, zayıftır ve hemen biter.
Yukarıda bir kısmına değindiğim haksız kazancın önüne geçebilmek açısından toplumu iyi bir şekilde eğitmek, iyi bir adalet sistemini uygulamak, ülke şartlarını ve inançları göz önünde bulundurarak yasalar koymak ve uygulamak, demokratik kanalları iyi işletmek gereklidir. Bunlar olduğunda toplumda huzur, refah ve ülkenin gelişmişlik düzeyi artacaktır. Türkiye Cumhuriyetinde bu potansiyelin olduğuna inanıyorum.
10 yorum
Her bir satırından fikirlere tamamen katılıyorum. Kalemine saglik
Her satirindaki fikirlere tamamen katılıyorum. Kaleminize sağlık.
Teşekkür Erşancığım
Abi ağzına,yüreğine ve kalemine sağlık.Abi ayrıca bu söz sanmıyorum ki, Türk milletine ait olsun.Devletin malı,deniz,yemeyen domuz.Bu toplumu böylesi kirlettiler ve yönetenlerde bu toplumun içinden oluşuyor.
Evet Sönmez haklısın. Bazı hoş olmayan atasözlerimiz var. Onlarda topluma kötü mesajlar veriyor.
Sevgili Necati kardeşim, senin de vurguladığın gibi temel değerimiz ahlaklı ve dürüst olmak..
inanıyorumki haksız olan hiçbir şeye rağbet etmez ahlaklı insan..
toplumsal kişiliğimizi ve değerlerimizi yeniden kazanmak umuduyla, kalemine sağlık.. emeğine sağlık.. selam ve sevgilerimle..
Sağolasın Şibik kardeş. Toplumda bir bozulma var. İnşallah iyi olur
Kazanç sadece mal edinme değildir ki?
Haksız yere elde edilen MEVKİ ler yok mu?
Alo ile yapılan müdürler, doçentler, prof lar, dekanlar, rektörler yok mu?
Sema hanım haklısınız. Yazının birinci pragrafında dediğiniz kısımlara özet halinde değinilmiştir. (Haksız kazancın sadece maddi yönünü mü düşünmek yeterli, yoksa haksız manevi kazançlar oluyor mu? Sorular uzayıp gidebilir……….. Bir kişi haksız bir şekilde torpil, kopya ve diğer entrikalarla mevki ve makam sahibi olup, buradan elde ettiği maddiyat haksız kazanç değil midir?). Selamlar.
Siz ilk cümlenizle hukuk sınırlı tanım yaptınız. Sonraki cümle sizin soru şekline girmiş yorum hali. Ulusal sözlük tanımı sizin ilk 2 cümlenizi kapsıyor. Hukuk ise mal olarak belirtiyor.
Kısaca: Haksız kazanç: Hukuki, ticari, siyasi, ilmi çıkar olarak ayrı ayrı anlatılabilir…