Bugünkü yazımda kaleme almak istediğim konu, inme, parkinson, multipl skleroz gibi nörolojik hasta tedavisinde artık hiç mi hiç yeri olmayan NORMAL EKLEM HAREKETİ UYGULAMASI. Evet, güncel bilimsel veriler artık bu ilkel tedavi yönteminin tedavi programları içerisinde yer almaması gerektiği konusunda hem fikir. Ancak halen ülkemizde nörorehabilitasyon alanında yeterli farkındalığa sahip olmayan bir grup tarafından, normal eklem hareketleri, nörolojik hastalarda yoğun bir şekilde uygulanmaktadır. Hasta yakınlarının hatta ve hatta hastaların dahi pek çok zaman rahatlıkla uygulayabilecekleri ve eklem açıklığını korumak dışında bir amaca hizmet etmeyen bir uygulamaya veda etme zamanı gelmedi mi daha?
Normal eklem hareket açıklığını korumaya yönelik egzersizler ortopedik rehabilitasyonun köşe taşlarından biri olmakla birlikte nörorehabilitasyonda benimsenen en ilkel yaklaşımlardandır. Evet inmenin ve diğer merkezi sinir sistemini tutan hastalıkların dahi tam olarak anlaşılamadığı dönemlerde belki bu egzersizler bir umuttu ancak beynin yapısal ve fizyolojik olarak şekil değiştirme yeteneğinin keşfiyle artık rehabilitasyon seansının içerisinde yer almaması gerektiği kanıtlandı. Ancak halen normal eklem hareketleri hasta yataktan kaldırılmadan bir saat boyunca uygulanmakta, aylarca hastaya ev egzersizi olarak verilebilmektedir. Eklem hareket açıklığını korumaktan başka bir amaca hizmet etmeyen bu egzersizler aynı zamanda şifanın her hasta için 10 tekrarda olduğu iddiasında bulunurcasına 10 tekrar olarak uygulanabilmektedir. Üzgünüm çok üzgünüm. Tüm fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü ve tıp fakültesi öğrencilerine temel lisans eğitimleri esnasında merkezi sinir sistemi tutulumu olan hastaların nörorehabilitasyonunda normal eklem hareket egzersizleri uygulamamaları konusunda net tavır sergilenmesine rağmen, mezuniyet sonrası halen uygulayan çok büyük bir kesim bulunmaktadır. İğneyle kuyu kazmaya çalıştığımız hastalık gruplarında hastaların farklı açılarda kaslarını çalıştırmak, eklem pozisyon duyusu başta olmak üzere çok sayıdaki farklı duyuyu geliştirmek, istemsiz kasılmalarını azaltmak, nöron uyarılabilirliğini artırmak, kimi nöronların ise uyarılarını azaltmak, fonksiyona özel oturma süresini ve yetisini artırmak, bir bebek gibi dahi beceriksizce ayakta duramazlarken onlarca dakika ayakta durma çalışması yapmak ve daha onlarca amacımız varken, aylarca hastalara normal eklem hareketi reçetelemek ve aynı rehabilitasyon programıyla tedaviye devam etmek zaman kaybından başka bir şey değildir.
Hem sağlık profesyonellerinde hem de hastalardaki normal eklem hareketine yönelik olmazsa olmaz olduğu kanısının çok hızlı bir şekilde yıkılması gerekmektedir. Özellikle inme sonrası ilk 6 ay nöroplastisite olarak adlandırılan sinir sisteminin değişme yeteneğinin en hızlı olduğu süreç olup, bu süreçte normal eklem hareketiyle kaybedilecek vakit yoktur. Bununla birlikte hastalığa özel rehabilitasyon uygulamalarının yer almadığı, çoğunluğun normal eklem hareketine yer verildiği seanslar, hastaların da seans dışı uygulamalarıyla omuz gibi kemik desteği zayıf olan eklemlerde çıkıklara ve kontrolü zor ağrılara sebep olabilmektedir.
Unutulmamalıdır ki, her hastalık aynı şekilde rehabilite edilemez. Yaygın olarak hastaların ellerine verilen egzersiz kağıtları maalesef her ortopedik hasta için dahi uygun değilken, nörorehabilitasyon iyileşme prensiplerine tamamen terstir. Her hasta özeldir ve detaylı bir değerlendirmenin ardından tedavinin başlatılması gerekmektedir. Kolda hareket yoksa, klinisyenin kolu 10 defa yana, 10 defa, 10 defa geriye götürmesi felçli hastalarda bir tedavi yöntemi değil, sadece ve sadece zaman kaybıdır. Yirmi birinci yüzyıl Türkiye’sinde artık tüm hastaların sinir sistemini ışıl ışıl aydınlatacak hastanın aktif olarak hareketlere katıldığı, günlük yaşamda kullanacağı aktiviteleri destekleyen egzersizlere ihtiyaç bulunmaktadır. Pasif, hastanın hiçbir şekilde katılmadığı, seans boyunca yatak içinde yattığı seanslara tez zamanda veda edebilmek dileğiyle, SAĞLIKLI GÜNLERE….