Herkesin çocukluğunda düşünü kurduğu pek çok hayali vardır. En çok neleri hayal ederiz? Çoğunlukla sahip olamadıklarımız düşlerimizi süsler. Mesela ben hep bale yaptığımı hayal ederdim, devamlı sahnede başrolde en çetrefilli bale hareketlerini sakin ve estetik bir şekilde yaparken hayalimde huzur doluydum. Ama gerçek hayatta bale dersi hiç almadım. Küçükken spor müsabakalarında derece yapan sporculara özenirdim. Özellikle benim küçüklüğümde Rus sporcular ve buz pateni hayatımı doldurmuştu. Buz üstünde atlayış ve dönüşleri yaparken bile ne kadar zarif ve kolay kayıyorlardı. O zamanlar mevcut tek tv kanalının vazgeçilmez yayını olunca zevklerimiz ve hayallerimiz de tv ile şekilleniyordu.
Küçüklüğümde bu sporların hiçbirini yapamadım, hem maddi anlamda imkanlarım kısıtlıydı, hem de yetiştiğim çevre itibariyle uygun sporlar değildi. Neticede hayallerim hep hayallerde kaldı.
Enstrüman çalmak istedim. Piyano olabilirdi mesela. Org bile olsa yeterdi, ama ancak bir flütüm olabildi. Flütüm olduğu için çok mutlu olup çalıştım ve flüt çaldım. Sonuçta yerimde saymaktansa elimde olanı kabul edip geliştirmeye geçtim.
Büyüdüm, evlendim, çocuk sahibi oldum. Çocuklarım için hayal kurar oldum. Hayallerimde kendi hayalimde olmak istediğim yerlerde onların olmasını düşlediğimi fark edince kendime kızdım. Çünkü onların hayatına müdahil olmamın ve yönlendirme yapmamın doğru olmayacağının farkındaydım. Çünkü kendi ergenliğimde ne zaman bana müdahale edilse isyan edip inadına yapmamıştım. Kendi kişilik yapını gözününde bulundurunca duruyor insan. Yine de oğlumu alıp buz pateni kaymaya götürüp şansımı denedim, onunla beraber ben de buz pateni dersi aldım. Kızımı alıp piyano ve bale kursuna götürdüm. Yaşının piyano için küçük olduğunu söylediler, baleye kabul ettiler. O an neden ben piyanoya başlamıyorum diye düşünüp beni derse kabul ederler mi diye sordum. Kırk yaşında piyano kursuna başladım. Piyanoda belli bir seviyeye gelmek için çalıştım. İstendiği zaman, yeterli çalışmayı yapınca belli bir seviyede başarının kaçınılmaz olduğunu bilirdim, tecrübe de ettim. Ama çalabildiğimi fark edince de kendim yeterli olduğunu düşündüm ve daha ileriye götürmedim. Gerçekten hayat boyu yapmak istediğim bir şey olmadığını, sadece kendim için çalmak istediğimi anladım.
İki yıl önce şöyle düşünüp yazmışım:
“Her istediğinizi yapabilirsiniz. Zor olan karar vermek. Gerçekten istiyor musunuz? İstediğinize karar verirseniz de kendiniz için isteyebilirsiniz. Çocuklarımızı bırakalım kendi yollarını çizsinler. Onları isteyebilecekleri aktivite ile tanıştırmak, yanlarında durduğumuzu belirtmek ve karar verme sürecinde desteklemek bize düşen. Tabi ki dönem dönem başaramayacaklarını düşündüklerinde yanlarında olup motivasyonlarını yükseltmemiz, olabilecek en iyi seviyeye varmalarını desteklememiz gerekli. Ama istemediklerini net ifade ettikleri bir konuda ısrarcı olup zorlamak her iki taraf içinde yıpratıcı olur. Dönüp kendimize bakıp “Bunu kendim için mi istiyorum?”sorusunu sormak ve kendimiz için istiyorsak harekete geçip vakit varken neler yapılabileceğini araştırarak yol almak gerekir. Zaten bunu yaptığınızda sizi izleyen çocuğunuza da örnek olmuş olacaksınız.”.
Şimdi mi? Sanırım fikrim değişti. Çocuklarımla tecrübelerim neticesi olayın farkı yönleri olduğunu algıladım. Hepimizin tembelliğe meyli var. İrademize hakim olmak çok kolay olmayabilir. Kendimiz bile bu kadar girdi içerisinde karar alma ve uygulamada zorlanıyoruz. Çocukların kendi iradeleri ile karar verebilecek kapasiteye ulaştıklarını düşünmek çok da doğru değilmiş. Dönüp bakınca onların pişmanlıkları ile size beni daha çok zorlayabilirdin, cümlesini işitebiliyorsunuz. İki yıl sonra “Biraz zorlamak da gerekiyor”düşüncedindeyim.
Hadi kendi hayatımıza dair hayallerimizi yeşertelim. Çocuklarımız da bizim hayatımızın bir parçası, onlar için de hayal kurabiliriz, sınırlarını ihlal etmeden. Biraz da doğru sınır koyma yöntemlerini öğrenelim, hem kendimiz hem de çocuklarımız için.
Hala vakit var. Değişim, dönüşüm, esnemek, farklılaşmak…
Son nefese kadar…
Acaba bundan iki yıl sonra nasıl değişecek düşüncelerim?
Merakla yaşıyorum.