Bu yazıyı yazma fikri, sevgili arkadaşım Handenin önerisiyle doğdu. Hande, Hashimoto hastalığı ile yaşayan biri olarak, bu hastalığın toplumda yeterince bilinmediğini ve önemsenmediğini düşünüyor. Onun bu konudaki farkındalık yaratma isteğine destek olmak için, bu yazıyı kaleme alıyorum.
Hashimoto hastalığı nedir?
Hashimoto hastalığı, tiroid bezinin az çalışmasına (hipotiroidizm) neden olabilen bir otoimmün hastalıktır. Daha nadir olarak, tiroid bezinin aşırı çalışması (hipertiroidizm) da görülebilir.
Tiroid bezi, boynun ön tarafında bulunan küçük, kelebek şeklinde bir organdır. Hashimoto hastalığı olan kişilerde şunlar meydana gelir:
– Bağışıklık sistemi, tiroid bezine saldıran antikorlar üretir.
– Beyaz kan hücreleri, bağışıklık sisteminin bir parçası olarak tiroid bezinde yoğun şekilde birikir.
– Tiroid bezi hasar görür ve yeterli düzeyde tiroid hormonu üretemez.
Tiroid hormonları, vücudun enerji kullanımını düzenler ve bu nedenle neredeyse tüm organların işlevini etkiler. Hatta kalp atış hızınız bile bu hormonlardan etkilenir.
Hashimoto hastalığının başka bir adı var mı?
Hashimoto tiroiditi, kronik lenfositik tiroidit veya otoimmün tiroidit olarak da adlandırılır.
Hashimoto hastalığı ne kadar yaygındır?
Türkiye’de Hashimoto hastalığının görülme sıklığı tam olarak bilinmemekle birlikte, yapılan araştırmalar hipotiroidizmin en yaygın nedeninin Hashimoto hastalığı olduğunu göstermektedir. Genel olarak toplumda tiroid hastalıkları oldukça yaygındır ve Hashimoto hastalığı özellikle kadınlar arasında sıkça görülmektedir. Kadınlarda, erkeklere oranla 4 ila 10 kat daha fazla rastlanan bu hastalık, genç kadınlarda ya da ergenlerde ortaya çıkabilse de genellikle 30-50 yaş arası kadınlarda gelişir. Ailede Hashimoto hastalığı öyküsü bulunması, bu hastalığa yakalanma riskini artırmaktadır. Bunun yanı sıra, Çölyak hastalığı (ince bağırsağa zarar veren sindirim sistemi bozukluğu), lupus (vücudun birçok bölgesini etkileyen kronik bir hastalık), romatoid artrit (eklemleri etkileyen rahatsızlık), Sjögren sendromu (göz ve ağız kuruluğuna neden olan bir durum) ve tip 1 diyabet (kan şekerinin çok yüksek olduğu bir hastalık) gibi otoimmün hastalıkların varlığı, Hashimoto hastalığı geliştirme riskini yükseltmektedir.
Hashimoto hastalığının komplikasyonları nelerdir?
Hashimoto hastalığı olan birçok kişi zamanla hipotiroidizm (tiroid bezinin az çalışması) geliştirir. Tedavi edilmediğinde hipotiroidizm, yüksek kolesterol, kalp hastalıkları ve kalp yetmezliği, yüksek tansiyon gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, miksedema adı verilen, vücudun işlevlerinin ciddi şekilde yavaşladığı ve yaşamı tehdit edebilen nadir bir durum da ortaya çıkabilir. Tedavi edilmemiş hipotiroidizm, gebelik sırasında da çeşitli sorunlara neden olabilir.
Hashimoto hastalığının belirtileri nelerdir?
Hashimoto hastalığı olan birçok kişi başlangıçta herhangi bir belirti göstermez. Ancak hastalık ilerledikçe, hipotiroidizme bağlı bir veya daha fazla belirti ortaya çıkabilir. Hipotiroidizmin yaygın belirtileri arasında sürekli yorgunluk, kilo alma, soğuğa karşı hassasiyet, eklem ve kas ağrıları, kabızlık, kuru cilt veya incelen, kırılgan saçlar, ağır ya da düzensiz adet dönemleri veya doğurganlık sorunları ve kalp atış hızında yavaşlama yer alır. Hashimoto hastalığı tiroid bezine zarar verir ve çoğu kişi bu nedenle hipotiroidizm geliştirir. Nadir durumlarda, hastalığın erken döneminde tiroid hasarı, kan dolaşımına aşırı miktarda tiroid hormonu salınmasına neden olabilir ve bu da hipertiroidizm belirtilerine yol açabilir. Ayrıca, tiroid beziniz büyüyebilir ve boynunuzun ön kısmında şişlik oluşturabilir. Bu büyümüş tiroid bezine guatr denir. Guatr genellikle ağrılı değildir ancak boğazınızda dolgunluk hissi yaratabilir. Yıllar veya on yıllar sonra, tiroid bezindeki hasar nedeniyle bez küçülebilir ve guatr kaybolabilir.
Hashimoto Hastalığının Nedenleri Nelerdir?
Araştırmacılar, bazı bireylerde Hashimoto hastalığının neden geliştiğini tam olarak anlamış değiller, ancak tiroid hastalığına sahip bir aile geçmişi yaygın bir faktördür. Hastalığın ortaya çıkmasında genetik yatkınlık ve hepatit C gibi bazı viral enfeksiyonların etkili olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, hipotiroidizm başka nedenlerle de ortaya çıkabilir. Bunlar arasında bipolar bozukluk veya diğer ruh sağlığı sorunlarının tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, anormal kalp ritimlerini tedavi etmek için kullanılan iyot içeren ilaçlar ve nükleer radyasyon gibi toksinlere maruz kalma yer almaktadır.
Hashimoto Hastalığını Nasıl Teşhis Edilir?
Hashimoto hastalığını teşhis etmek için çeşitli yöntemler kullanır. Öncelikle tıbbi geçmişinizi değerlendirir ve fiziksel bir muayene yaparlar. Bu süreçte belirtilerinizi sorgular ve boynunuzda guatr olup olmadığını kontrol ederler; çünkü Hashimoto hastalığı olan bazı kişilerde guatr görülebilir. Ayrıca, tiroid hormon seviyelerini değerlendirmek ve hipotiroidizmin nedenlerini belirlemek için kan testleri yapılır. Bu testler genellikle T4 (tiroksin) ve T3 (triiodotironin) hormon seviyelerinin, tiroid uyarıcı hormon (TSH) seviyesinin ve çoğu Hashimoto hastasında bulunan tiroid peroksidaz (TPO) antikorlarının ölçümünü içerir. Bazı durumlarda, teşhis için ek testlere gerek duyulmaz. Ancak kanınızda antitiroid antikorları tespit edilmezse, doktorunuz tiroid ultrasonu yapılmasını önerebilir. Ultrason, tiroid bezinin boyutunu ve Hashimoto hastalığına özgü özellikleri değerlendirmek için kullanılır.
Hashimoto Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?
Tedavi, tiroidin zarar görüp hipotiroidizme yol açıp açmadığına bağlıdır. Eğer hipotiroidizm yoksa, doktorunuz belirtilerinizi ve tiroid hormon seviyelerinizi düzenli olarak takip edebilir. Hipotiroidizm durumunda, tiroidin artık üretemediği hormonu yerine koymak için levotiroksin tedavisi uygulanır. Bu ilaç, doğal tiroid hormonu tiroksin (T4) ile aynı yapıya sahiptir ve hap, sıvı ya da yumuşak jel kapsül formlarında bulunur. İlacın aç karnına alınması emilimini artırır. Ancak greyfurt suyu, espresso kahve, soya ürünleri ve demir ya da kalsiyum içeren multivitaminler gibi bazı yiyecek ve takviyeler, levotiroksinin vücutta emilimini etkileyebilir. Bu nedenle ilacın genellikle sabah, kahvaltıdan 30-60 dakika önce alınması önerilir. Tedaviye başlandıktan sonra doktorunuz 6-8 hafta içinde kan testi yaparak dozunuzu ayarlayabilir. Doz değişikliklerinden sonra kan testleri tekrarlanır ve doğru doza ulaşıldığında genellikle 6 ayda bir, ardından yılda bir kez kan testi yapılır. Doktorunuza danışmadan ilacınızı bırakmamalı veya dozunu değiştirmemelisiniz. Aşırı tiroid hormonu alımı atriyal fibrilasyon (kalp ritim bozukluğu) veya osteoporoz gibi ciddi sorunlara yol açabilir.
Beslenme ve Hashimoto Hastalığı
Tiroid bezi, tiroid hormonlarını üretmek için iyota ihtiyaç duyar. Ancak Hashimoto hastalığı gibi otoimmün tiroid rahatsızlıkları olan bireylerde, iyotun yan etkilerine karşı hassasiyet gelişebilir. Özellikle deniz yosunu gibi iyot bakımından zengin gıdalar veya iyot takviyeleri, hipotiroidizmi tetikleyebilir ya da mevcut durumu kötüleştirebilir. Hamilelik döneminde ise bebeğin sağlıklı gelişimi için yeterli miktarda iyot alımı oldukça önemlidir. Ancak aşırı miktarda iyot tüketimi, bebekte guatr gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, hamilelik sırasında ne kadar iyot alınması gerektiği konusunda mutlaka bir doktora danışılmalıdır. Ayrıca araştırmacılar, diyetin yanı sıra D vitamini ve selenyum gibi takviyelerin Hashimoto hastalığı üzerindeki etkilerini incelemektedir. Ancak bu konuda henüz net bir rehber bulunmamaktadır.
Hashimoto hastalığı, bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebildiği gibi, toplumda yaygınlığı nedeniyle halk sağlığı açısından da önemli bir sorundur. Ne yazık ki, bu hastalıkla ilgili toplumda yeterli bilgi ve farkındalık bulunmamaktadır. İnsanlar genellikle belirtileri göz ardı etmekte veya başka nedenlere bağlamaktadır. Bu durum, erken teşhis ve tedaviyi zorlaştırarak hastalığın ilerlemesine yol açmaktadır. Handenin de vurguladığı gibi, bu konuda daha fazla farkındalık yaratmak gerekmektedir. Özellikle kadın sağlığı üzerinde önemli etkileri olan Hashimoto hastalığı, yalnızca bireysel sağlık değil, toplumun genel sağlık durumu açısından da dikkate alınmalıdır. Sağlık politikalarında otoimmün hastalıklara daha fazla yer verilmesi, erken teşhis için tarama programlarının geliştirilmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Hashimoto hastalığı yalnızca bireysel bir sağlık problemi değil, aynı zamanda halk sağlığı açısından ele alınması gereken bir konudur. Bu yazıyı hazırlarken Hande’nin bu konuya olan duyarlılığı ve farkındalık yaratma çabası bana ilham verdi. Umarım bu yazı, konunun önemine dikkat çekerek daha fazla insanın bilinçlenmesine katkı sağlar. Unutulmamalıdır ki sağlık, bireysel olduğu kadar toplumsal bir sorumluluktur.