Bütüncül Bakım (Holistic Care) kavramının yaygınlaşmasıyla hastanın, ailesi ve çevresiyle birlikte ele alınmasının tedavideki önemi konusunda artan bilinçle, hasta ve ailesine daha duyarlı yaklaşılması da önem kazanmıştır. Söz konusu kavram doğrultusunda hizmet veren hastanelerde ziyaret saatleri ve kuralları tekrar gözden geçirilerek yeni düzenlemelere gidilmiştir. Ancak bazı hastanelerde, hastalarını ziyaretçi kimliğiyle görmeye gelen hasta yakınlarına karşı duyarsız ve neredeyse ziyaretleri caydırıcı biçimde davranıldığı görülmektedir. Sınırlı tutulan ziyaret saatleri, hastane personelinin ziyaretçilere karşı soğuk ve nahoş yaklaşımları bu konuda verilebilecek örneklerden bazılarıdır. Oysa ziyaretçilerin, hasta hakkında bilgi verme ve alma, hasta gereksinimlerini dışarıdan sağlama, en önemlisi de hastanın dış dünya ile ilişkisini sürdürmesinde aracı olma gibi önemli işlevleri vardır.
Hastanede yatan çocuk için ziyaretçilerin değeri daha da artar. Ebeveynine, özellikle annesine en çok gereksinim duyduğu hastalık durumunda, çocuk bir yandan hastalığın getirdiği ağrı ve sancılarla başetmeye çalışırken, diğer yandan annesinin anlamlandıramadığı eksikliğini duyumsar.
Çocuğun yaşı ne kadar küçükse, başına gelenlerin kendisine açıklanabilmesi o denli güçleşir. Anlayabilecek yaşta olan çocukların hastanede yatmaya hazırlanması, bu zorlu dönemin daha kolay atlatılmasında yardımcı olur. Bu konuda ebeveyn ve hemşireler işbirliği yaparlar.
Ziyaret sırasında annesini gören çocuk, tepkisini ağlayarak verir. Çocuğun içinde bulunduğu durumu kendince protesto ettiğini gösteren bu tepki, hiç bir tepki vermemekten daha sağlıklıdır. Çünkü tepki vermemesi, çocuğun, olayların travmatik etkisiyle apatik bir düzeye ulaştığının ve ailesiyle olan ilişkilerinin kopma noktasına geldiğinin göstergesi olabilir.
Çocuk servislerinde çalışan hemşirenin, bu gibi durumlarda ebeveyni bilgilendirmesi ve çocuğu daha sık ziyaret etmelerini önermesi gerekir. Ancak bazı çocuk servislerinde, personelin çocuğun ağlamasını önlemek amacıyla, ziyaretlerin çocuğa görünmeden yapılmasını telkin ettiği görülmektedir. Personelin bu yanlış tutumunun, çocuğun ağlamasından kendisinin rahatsızlık duymasıyla ilgili olduğu düşünülebilir.
Hastane personelinin, ziyaretçilere karşı hakettikleri biçimde davranmamalarının nedenleri; ziyaretçilerin servis işlerini engellediği ve çoğalttığı, zaman aldığı, yerleri kirlettiği,hastayı yorduğu düşüncelerinden kaynaklanıyor olabilir. Ancak bunların hiçbiri, ziyaretleri sınırlamak ya da engellemek için geçerli nedenler değildir.Eğer anılan konularda gerçekten sorunlar ortaya çıkıyorsa, bunlar ziyaret saat ve biçiminin ciddi biçimde ele alınarak yeniden düzenlemeye gidilmesi, ziyaretle ilgili bilgi ve kuralların yazılı durumda ziyaretçilere verilmesi gereğini ortaya koyuyor olabilir.
Hasta odaklı hizmet vermeyi ilke edinmiş, hasta haklarına saygılı bazı hastanelerin, "açık ziyaret saati" sistemini benimsedikleri ve buna uygun düzenlemelere gittikleri görülmektedir. Personelin çoğunluğunun, sorunların daha da artacağı endişesiyle başlangıçta direnç gösterdiği bu yenilik, umulanın aksine, ziyaretlerin geniş bir zamana yayılmasıyla, kısa zamana yığılan ziyaretçi yoğunluğu azalmış ve bu uygulama kısa sürede hastalar, hasta sahipleri ve personel tarafından hoşnutlukla benimsenmiştir.