Çok sık yaşanan bir soruna değinmek istiyorum bu yazımda. Hastaların filmlerini hastanelerin alıkoyması ne kadar gereklidir? Birçok hastane 2 nedenle hastalara ait filmleri alıkoymaktadır:
1-Adli sorunları olan hastaların filmlerini vermek daha sonra düzenlenecek adli raporlarda sorun yaratacaktır diye,
2-Arşivin bozulmaması ve ileride yapılacak bilimsel taramaların aksamaması için. Bunlara belki bir neden daha ilave edilebilir; bazı hastaneler kendi radyoloji laboratuvarlarında çekilen filmleri geri vermemenin hakları olduğunu düşünmektedir.
Bence tamamen haksız olan filmleri alıkoyma uygulamasının sonuçlarının neler olduğunu sıralayacak olursak:
1-Bir başka kliniğe başvuran hastaya aynı filmler tekrar çekilmektedir. Bu durum en azından bir ekonomik kayba neden olmaktadır.
2-Hastanın ilk hastanede çekilen filmlerinin verilmemesi, diğer hastaneye gittiğinde aynı filmlerin tekrarlanması, hastanın tıbbi bakımında ciddi aksamalara yol açabilmekte, hatta hasta bundan ötürü zarar görebilmektedir. Bunu bir örnek ile açıklamak isterim: Bir trafik kazası sonucu acil olarak bir devlet hastanesine başvuran hastada kuadriparezi saptanmış ve servikal grafilerinde ve BT sinde fraktür-dislokasyon görülmüştür. Hasta bir üniversite hastanesine sevk edilirken mevcut direkt grafileri ve BT si adli dosya nedeniyle verilmemiş ve gittiği üniversite hastanesine her iki film de tekrarlanmıştır. Ciddi şekilde baş ve boynu stabilize ederek taşınması gereken bir hasta defalarca direkt grafi ve BT makinalarına sokularak riske sokulmuştur.
3-Hastanın ilk filmleri çekildikten haftalar veya aylar sonra kliniğinde ve dolayısıyla radyolojik görüntülerinde değişiklikler olmuştur. İlk filmlerini görmek, tanı koymak için şarttır. Hasta ilk filmleri verilmediği için uygun tanı konma şansını yitirmektedir.
4-Birçok büyük hastane, alıkoyduğu filmleri daha sonra büyük yer işgal ettiği için imha etmek yoluna gitmektedir. Evet, yanlış duymadınız, arşivim bozulmasın diye alıkoyduğu filmleri daha sonra imha etmektedir. Böylece hastaların ileride olabilecek farklı klinik tablolarını karşılaştırma olanağı kalkmaktadır.
Adli amaçlarla alıkonan filmlerin adli makamlara ne yararı olduğu da bir başka sorundur. Mahkemeler hasta dosyalarını ve filmlerini istediğinde radyoloji uzmanı hakimler bu filmleri değerlendirmekte midir? Tüm dosyalar bilirkişilere mi gitmektedir? Hepsine hayır demeliyiz. Hastalardan yeterli bilgilendirilmiş onam kağıdı almayan hastaneler, filmlerini alıkoymayı, onları kurtaracak birşey gibi düşünmektedirler. Oysa adli olgularda dosyaya film raporunu veya filmlerle ilgili bilgileri düzgün şekilde yazmak filmleri alıkoymakla eş anlamlıdır.
Çözüm önerileri:
1-Hastaya ait fimlerin aslını veya bir örneğini –adli vaka olsun olmasın- istediğinde hastaya vermemek hasta haklarına aykırıdır. Ayrıca yukarıdaki örneklerde olduğu gibi hastanın tanısına ve tıbbi tedavisine zarar vermektedir. Filmler hastaya verilmeli ve bu dosyaya not edilmelidir. Eğer klinikler bilimsel amaçla bunları tutmak istiyorlarsa digital fotoğraflarını çekebilirler veya radyoloji laboratuvarları bu amaçla bilgisayarlı arşiv olanaklarını geliştirebilirler.
2-Hastaneler film arşivlerini bilgisayar ortamında yapmalıdır. Digital film arşivi için bazı çoklu kullanım yazılımları bulunmaktadır. Büyük eğitim hastaneleri bu yazılımları kullanmalıdır.