Hastane enfeksiyonları, tüm çabalara, getirilen kontrol mekanizmaları ve önlemlere karşın dünya çapında bir sorun olma özelliğini sürdürmektedir. Hastaların ve çalışanların sağlığını ve yaşamını önemli ölçüde tehdit eden bu sorun, aynı zamanda hasta yataklarının gereksiz işgaline neden olmakta, hastanenin harcamalarını artırmakta ve hastaya ek maliyet yüklemektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde hastanede yatanların yüzde 5’inde enfeksiyon görülmesi, yoğun bakım ünitelerinde tedavi görenlerde bu oranın yüzde 14’lere ulaşması, Fransa’da ise hastaların yüzde 8’inde enfeksiyon saptanması, yine Amerika’da bu nedenle her yıl 103 bin ve Kanada’da 12 bin kişinin hastaneden edindiği enfeksiyon yüzünden yaşamını yitirmesi konunun önemini ortaya koymaktadır. Yine bu konuda yapılan araştırma sonuçları, hastane enfeksiyonlarının hastane ve hastalara maliyetinin 550 dolar ile 40 bin dolar arasında değiştiğini göstermiştir.
Bazı göstergeler, hastane enfeksiyonlarının istatistiklerle ortaya konulduğundan daha ciddi boyutlarda olduğunu düşündürmektedir. Bilindiği gibi, hastane yatak kapasitesinin ve personel sayısının yetersiz olması, aynı zamanda hastanede yatmanın hastalara getirdiği yüksek maliyet gibi nedenler, hastaların ameliyattan hemen sonra taburcu edilmesini zorunlu duruma getirmiştir. Bu yüzden, hastanede kazanılmış enfeksiyona bağlı semptomlar çoğu kez hasta hastanede iken fark edilememektedir. Ülkemizde hastayı evinde izleme gibi bir uygulama olmadığından, evde gelişen enfeksiyon durumundan hastanenin haberi olmamakta, doğal olarak bu gelişmeler, hastane enfeksiyonları hakkındaki istatistiklere yansımamaktadır. Ayrıca hastanelerde bu konuda rutin olarak araştırma yapılmaması ve bazen de kurumun prestijini korumak gerekçesiyle araştırma sonuçlarının açıklanmaması da hastane enfeksiyonlarının görülme sıklığı hakkında yanıltıcı yargılara ulaşılmasına neden olabilmektedir.
Hastane enfeksiyonları, gerek hastaya, gerekse kuruma verdiği zararlar nedeniyle, hastanelerin öncelikli konuları arasında yer alır. Konunun önemi nedeniyle Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’nde hastane enfeksiyonları komitesine yer verilmiş, komitenin formasyonu ve işleyişi belirtilmiştir. Ancak buna karşın enfeksiyonların önlenmesinde yetersiz kalındığı gözlemlenmektedir.
Bilindiği gibi, bu sorunun önlenmesinde yapılması gerekenler çok çeşitlidir ve bunların hepsinin aynı anda devreye sokulması önemlidir. Havadaki enfeksiyon etkenlerinden kurtulmak için hijyenik klima kullanılması, ameliyathane temizliğinin kapsamlı ve rutin olarak yapılması, hasta çevresinin rutin olarak ve özenle temizlenmesi, uygun temizlik araç-gereçlerinin kullanılması, hasta ziyaretçilerinin bu konuda eğitilmesi, hatta hastane girişinde uygun paspas kullanılması bu önlemlerden bazılarıdır. Sorunun giderilmesi konusunda insan faktörü de göz ardı edilmemelidir. Yatak kapasitesine göre yeterli eleman bulundurulması ve elemanın hastane enfeksiyonları konusunda eğitimi yapılması gerekenlerin başında gelir. Hastane enfeksiyonlarının, bir hastadan diğer hastaya transferinde ellerin çok önemli rol oynadığı ezelden beri herkes tarafından bilinmektedir. Ancak buna karşın el yıkama tekniğine uyulmadığı görülmektedir.
El yıkama tekniği kapsamında, uygun sabun seçimi ve kumaş havlu yerine kâğıt havlu kullanımı da ele alınmalıdır. Çünkü sabun ve havluların doğru kullanılmadıklarında enfeksiyonlara kaynaklık edebilecekleri araştırmalarla da saptanmıştır. En önemlisi de elle kullanılan su muslukları yerine dirsekle ya da ayakla kapatılan düzeneklerin kullanılmasıdır. Eller temizlendikten sonra tekrar kirlenmesini önleyecek bu düzeneklerin aynı zamanda, değeri giderek artan su sarfiyatını da önleyeceği unutulmamalıdır.
Bazı hastanelerde, hasta ünitesinin temizliğinden sorumlu olan temizlik elemanlarının, görevlerini yerine getirirken eldiven giydikleri dikkati çekmektedir. Ancak büyük bir olasılıkla eldivenin işlevi ve doğru kullanımı kendilerine yeterince açıklanmadığı için, bu görevliler, her odada aynı eldivenleri kullanmakta, bir odadan diğerine enfeksiyon etkeni taşıdıkları gibi kapı kollarını da enfekte etmektedirler. Daha sonra çeşitli işlemler için hasta odasına gelen ve aynı kapı kollarını kullanan hekim, hemşire, laborant ve diğer personel, eğer her hastaya yaklaşırken el yıkama gibi bir alışkanlığa sahip değilse, kirli ellerle uyguladıkları işlemlerle hastaya daha büyük zarar verebilirler. Tüm bu olasılıklar dikkate alınarak, hastane enfeksiyonları ile savaşta tüm çalışanların bu konuda bilinçlendirilmesi ve koordinasyon halinde olmaları önerilebilir.