“Yaşamak nadide bir şeydir. Çoğumuz yalnızca hayatta kalmakla yetiniriz.“
Oscar Wilde
Kahvelerle ilgili küçük bir araştırma yapayım dedim. Aman Allah’ım! Kaç çeşit kahve var öyle? Benim aklıma ilk gelen Türk Kahvesi elbette. Ama bunun dışında filtre kahve, Expresso, Cappuccino, Mocha, Machiato, Latte, Americano… Sadece Türk kahve çeşitlerini araştırayım dedim, yine bir sürü çeşitle karşılaştım. Dibek, Menengiç, Mırra, Süvari, Yandan Çarklı, Devebatmaz… Bildiğimiz klasik Türk kahvesinin bile az, orta ve bol şekerlisi hatta sütlüsü sütsüzü var. Bir de farklı yöntemlerle hazırlandığını hesaba katınca karşımıza onlarca farklı seçenek çıkıyor.
Bir kahve deyip geçmeyin. Asırlara uzanan hikâyesine ve bunca alternatifine bakınca kahveyi hafife alamazsınız. Güzel bir kahveyle güne başlamak gibisi yoktur. Hele bir de dostlarla tatlı bir sohbet için bahane oluyorsa bu enfes içecek…
Kahvenin önemli olduğuna ikna olduysanız devam edelim. Şimdi soru şu: En güzel kahve nasıl hazırlanır?
Bu konuda epeyce şey yazılıp çizilmiş ama çoğunluğun hemfikir olduğu bazı bazı püf noktaları var. Öncelikle kahve taze çekilmiş olmalıdır. Her fincan için uygun kahve ve şeker miktarı iyi ayarlanmalıdır. Soğuk içme suyu kullanılmalıdır. Bakır cezvelere konulan kahve közde ağır ağır pişirilmelidir.
Sonrası malum…
Köpürünce önce köpüğünü fincanlara dağıtır, sonra ikinci fasıl kaynatır ve kahveleri dökersiniz. Servis yaparken yanında lokum ya da bitter çikolata da oldu mu değmeyin keyfinize.
Diyeceksiniz ki, bir fincan kahve için bu kadar uğraşmaya değer mi?
Şayet günde sadece bir fincan kahve içecekseniz ve o dakikalarda bunu hazırlamaktan daha önemli bir iş yapmayacaksanız buna değer diye düşünüyorum. Bir de dünyanın en pahalısı olarak bilinen Kopi Luwak ya da Civet kahvesi vardır. Endonezya’daki adalarda yaşayan bir tür misk kedisinin dışkısından elde ediliyor. Ciddiyim! Bu etobur memeli, kahve ağaçlarındaki en kaliteli çekirdekleri yiyor. Çekirdekler hayvanın midesinde bir tür fermantasyona uğruyor ancak erimiyor. Sonra da kedinin dışkısından ayıklanan kahve çekirdekleri işlenip kurutuluyor. İşte bu kahvenin kilosu yüzlerce dolara satılmaktadır.
Önümüze konulan herhangi bir kahveyi içmek pek çok sürprize hazır olmayı gerektirir. Bulaşık suyu içmek de ihtimal dâhilindedir. Ya da bir damat şakasına maruz kalıp tuzlu ya da örneğin acı biberli kahve içmek de mümkündür. Nefis bir kahve için ise gördüğünüz gibi azcık zahmet çekmek, azcık özen göstermek, azcık da sabır gerekiyor. Fakat sonuç harikadır. Ve sadece bir kez yaşayacağımız bu hayat, leziz bir fincan kahve için gereken özenden daha fazlasını hak ediyor.
“Yaşamak nadide bir şeydir,” diyor Oscar Wilde. “Çoğumuz yalnızca hayatta kalmakla yetiniriz.”
Ailemize karşı sorumluluklarımız vardır. Dostlarımıza ve komşularımıza karşı da sorumluluklarımız vardır. Yaşadığımız ülkeye hatta dünyaya karşı sorumluluklarımız vardır. Ama tüm bunlardan daha önemli bir şey varsa o da kendimize karşı olan sorumluluklarımızdır. Kendi hayatımızın sorumluluğunu üstlenmek, sadece bir kez yaşayacağımız bu hayatı olabildiğince doğru şekilde yaşamaktır. Bu da bizi olası en iyi yaşama ve mutluluğa ulaştıracak olan şeydir.
Hayatımızdaki en önemli şeyin hayatın kendisi olduğunu hatırlamak ve onu en güzel şekilde yaşamak dileklerimle.
1 yorum
Çok Değerli Halil İbrahim Bey, ömrünüz boyunca en güzel, en tatlı kahveleri içerek. sağlık ve afiyetle yaşamanız dileğiyle…Allah’a emanet olun inşallah…