Henüz proje aşamasında olan Hemşire-Ebe Konseyi (HEK); ülke sağlığının korunması ve geliştirilmesinde çok önemli bir yere sahip olan hemşirelik ve ebelik mesleğinin standartlarının tanımlanması, denetlenmesi ve korunmasında; etkin, etkili ve bağımsız işlev görebilecek bir kuruluşun adıdır.
Her biri çok genç üç hemşire ve üç ebe tarafından hazırlanan proje; 10 Ekim 2009 tarihinde İstanbul’da, Dr. İffet Renda, Prof. Dr. Nur Şenel, Prof. Dr. Nuran Kömürcü, Prof. Dr. Hacer Karanisoğlu ve Prof. Dr. Gülten Uyer’den oluşan Destekleme Grubu’na sunuldu. Ülke sağlığı ve gönencini geliştirmek amacından yola çıkarak, hemşirelik ve ebelik alanında yapılması gerekenlerin tüm ayrıntılarını kapsayan sunularını; içerik ve teknik olarak övgüye değer bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Sununun böylesine özenli hazırlanmış ve sunulmuş olmasını görmek, genç meslektaşlarımın sağlık alanındaki sorumluluklarını ne denli duyumsadıklarının ve önemsediklerinin bir göstergesiydi bana göre. Altını çizmek gerekirse, bu altı genç arkadaşımızın ülke sağlığı ile çok yakından ilgilendikleri, bu alandaki sorunların ayırtında oldukları ve bunlardan sadece yakınmakla yetinmeyip, çözüm üretme yolunu seçtikleri izlenimini edindim.
Gerçekten de bugün ülkemizin sağlık sorunları sayılamayacak kadar çoktur ve pek çok etkene bağlı olarak giderek artış göstermektedir. İstatistikî veriler de anne-çocuk ölümleri; mortalite; morbidite; nüfus artış hızının hâlâ yüksek olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu artışın bölgelere ve yerleşim alanlarına göre de farklılıklar göstermesi, sağlık hizmetlerinin dağılımında ülke genelinde eşitsizlikler ve dengesizlikler olduğunu düşündürmektedir. Doğal olarak bu olgu, ülke sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Ortaya çıkan bu tablo, sağlık hizmetlerinin dağılımında çok önemli bir yere sahip olan hemşirelerin ve ebelerin ülke gereksinimi doğrultusunda istihdam edilmediği gibi, iyi yetiştirilmediğini ve iyi yönetilmediğini göstermektedir.
İşte bu genç meslektaşlarım, hazırladıkları proje ile sözü edilen konularla ilgili sorunlardan hareketle bunları çözmeyi kendilerine misyon edindiklerini etkili bir biçimde ortaya koymuşlardır. Açıklamaları izlerken ve bu konudaki düşüncelerimi kendilerine aktarırken onları hayal kırıklığına uğratmamaya çok özen gösterdim. Keşke elimde bir sihirli değnek olsaydı da onlara hediye edebilseydim diye de düşündüm. Aslında kendileri de bu misyonun ne denli güç olduğunun ayırtında oldukları için, bunun "Himalayalara çıplak ayakla tırmanmak kadar güç" olduğunu da zaman zaman dile getirmekten geri kalmıyorlar. Bu gençler, Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulunun ilk mezunlarından İffet Renda’nın da kendilerine verdiği güç ve destekle Himalayalara tırmanma isteğinden geri döneceğe benzemiyorlar.
Hemşirelik ve ebelikle ilgili kararların bizzat hemşireler ve ebeler tarafından alınması ve uygulamaya geçirilebilmesi için, HEK’in bağımsız bir yapıya sahip olması öngörülmekte. Çünkü gözlemler ve deneyimler, hemşirelik ve ebelikle ilgili kararların, bu alanlarda yeterli donanıma sahip olmayan otoriteler tarafından alınmasının ve uygulamaya konulmasının ne kadar yanlış sonuçlar doğurduğunu göstermektedir. O yüzden bu önemli iki meslekle ilgili kararların hemşireler ve ebeler tarafından alınması ve uygulamaya konulması toplum sağlığı yararınadır. Ancak söylenilenlerin uygulamaya geçirilebilmesi için belirli bir yaptırım gücüne gereksinim vardır. Bu da ancak resmi bir kuruluş olarak devletin çatısı altında yer almakla olasıdır. Öte yandan, kuruluşun amacına uygun hizmetleri saptayarak, toplum adına bunları devletten talep etmek için özgür bir yapıya sahip olması gerekmektedir. Ancak bilindiği gibi sivil toplum örgütleri statüsünde olan kuruluşlar devlet çatısı altında yapılandırılmadıkları için, yaptırım güçleri yoktur. Bu kuruluşlar, ancak güçleri ve inandırıcılıkları oranında resmi kuruluşları harekete geçirerek amaçlarına ulaşabilirler.
HEK için öngörülen görevler şunlardır:
Ebelik ve hemşirelik mesleğinin tanımını yapmak.
Tüm kalifiye hemşire, ebe listesini kayıt altında tutmak.
Hemşirelik ve ebelik (uygulamaları), performansları ve etik konular için standartlar koymak ve rehberler oluşturmak.
En üst düzeyde profesyonel/mesleki standartlara ulaşılmasını sağlamak.
Profesyonel standartlar hakkında; ebe, hemşire ve topluma danışmanlık sağlamak ve bilinç oluşturmak.
Ebe ve hemşirelerin kanıta dayalı ve bütüncül yaklaşımla hizmet sunmasını sağlamak.
Ebe ve hemşirelerin bilimsel bilgi ve beceri ile donatılmasını sağlamak.
Ebe ve hemşirelerin mesleki bilgi ve becerilerini (pratiklerini) güncellemelerini sağlamak.
Ebe ve hemşirelerin eksiksiz kayıt tutmalarını sağlamak.
Ebelik ve hemşirelik eğitiminde kaliteyi sağlamak ve sürdürmek.
Üniversitedeki ebelik ve hemşirelik eğitiminin standartlarını koymak. Mezuniyet kriterlerini belirlemek (uluslararası meslek tanımları ve direktifler göz önüne alınarak).
Ebeler ve hemşireler için bölgesel (yerel) denetim birimleri oluşturmak ve bu birimlerin çalışma standartlarını oluşturmak ve rehberlik etmek.
Ebelik ve hemşirelik uygulamalarına ilişkin hatalı uygulamaları ve etik dışı davranışları incelemek ve karara bağlamak.
Yapılan yanlış uygulamaların sebebinin ne olduğunu ortaya koymak ve gerekli tedbirleri almak (Örneğin; deneyimsizlikten ya da bilgisizlikten kaynaklanan yanlış uygulamalar varsa, bu konu ile ilgili eksikliklerin giderilmesi için hizmet içi eğitim verilmesini sağlamak).
Güvenli ilaç uygulaması yönetimi ve kullanımı ile ilgili standartlar oluşturmak.
Her bireyin güvenli ve etkili sağlık bakım hizmeti almasını sağlamak.
Sağlık hizmeti alan bireylerin kişilik haklarına ve onuruna saygı duyulmasını sağlamak.
Ebe ve hemşirelerden, bakım ve hizmet verdikleri bireylerle etkili iletişim kurmalarını ve onları doğru bilgilendirmelerini sağlamak.
Meslektaşların birbiriyle iletişim halinde olmalarını ve bilgi paylaşımını sağlamak amacıyla standartlar koymak.
Toplum sağlığının korunmasının yanı sıra ebe ve hemşirelerin haklarını korumak.
HEK’e kayıt yaptırma, kayıt yenileme ve kayıt sonrası eğitim ile ilgili çalışma standartları oluşturmak.
Meslek içi branşlaşma ve tanımlamaları kapsayan standartları oluşturmak.
Görüldüğü gibi HEK için öngörülen görevler çok boyutludur. Bu görevlerin çoğu şu anda Sağlık Bakanlığı, Yükseköğretim Kurumu ve üniversite çatısı altında bulunan hemşirelik yüksekokulları ve sendikaların görev kapsamına girmektedir.
Tüm bu gerçekler ışığında yine bu genç arkadaşlarımızın övgüye değer atılımlarını ve toplum sağlığı ve gönencini dikkate alarak giriştikleri bu çabayı gerçekleştirebilmelerinde kendilerine her türlü desteğin verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu destek kapsamında, projenin hedeflerinin ulaşılabilirliği konusunda birlikte düşünmek ve sorunlara birlikte çözüm aramayı da dikkate almak gerektiğine inanıyorum.