Hekim, bütün mesleklerin içinde insan hayatını kurtaran bir mesleğin sahibi olduğu için çok güvenli ve rahat yaşama şartları içinde olması gerekir. Bu bağlamda bu konuyla ilgili bildirgeler vardır. Ancak acaba hekimin bu iyi koşulları gereğince var mı?
Hekim için iyi olması gereken her türlü ortam ve güvenli davranışlar, onun hastaya daha iyi bakmasını ve insan sağlığını kurtarmada en iyi çabayı göstermesini sağlar. Geçenlerde Türk Tabipleri Birliği tarafından derneklere gönderilen İyi Hekimlik Bildirgesi, tam olarak da bunlardan söz eden ve içinde bulunduğumuz çağa uygun ölçütlerdir. Sık sık tekrarladığımız hekim hakları bunları kapsamaktadır.
Hekim, hastayı tedavi eden ve hastalığının sonuna kadar onu izleyen bir sağlık mensubudur. Onun da hasta karşısında bazı hakları vardır ve bu da yasa ve bildirgelerle belirtilmiştir. Burada tıp etiği ilkeleri ile de bağlantı kurmak olasıdır. Bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz:
a) Hekim hastasına çağdaş tıbbın bütün metotlarını uygulama hakkına sahiptir. Eğer hekim bu olanakları hastasına karşı kullanmazsa hastayı gereğince tedavi edememiş olabilir. Böylece hastaya yararlı olma ilkesi zedelenir.
b) Hekimin tıp etiği ilkelerine bağlı olma hakkı vardır. Çünkü eğer hekim bu ilkelere sadık kalmazsa etik ikilemleri çözmede zorlanabilir. Bu durum da hastanın zararına olacaktır. Yani zarar vermeme ilkesine aykırı davranılmış olur..
c) Hekimin sağlığını koruma hakkı vardır. Eğer hekim hastayı tedavi ederken sağlık açısından bazı tehlikelere de girecekse kendini korumaya hakkı bulunmaktadır. Böylece sağlığına dikkat ederse hastaya da yararlı olacaktır. Özellikle bulaşıcı hastalıklar konusunda dikkatli olması gerekir.
d) Hekimin onurlu ve sıkıntısız bir şekilde belirli bir gelir düzeyine sahip olma hakkı vardır.
e) Hekimin bazı durumlarda hastayı reddetme hakkı vardır. Bu hak, ancak özel muayenehanelerde, tek hekim olmayan yerlerde ve hastanın hekimine güven duymadığı durumlarda kullanılabilir. Çünkü hekim bu durumlar dışında böyle bir hakka sahip olamaz. Özellikle acil durumlarda ve kişisel nedenlerle hasta bakmazsa hekim sorumluluğu doğar. Bu durum da hastaya yararlı olmayı azaltır.
f) Hekimin hata yapabileceği herhangi bir uygulamadan hastaya zarar vermemek için kaçınma hakkı vardır. Böylece hastaya zarar vermeme ilkesine uyulmuş olur.
g) Hekimin yeteneğini geliştirme hakkı vardır. Bunun için kendi alanında bilimsel çalışmalar, deneyler yapmak, yabancı dilini geliştirmek, kurslara, seminerlere katılmak gibi uğraşları olacaktır. Böylece gelişerek kendini ilerletecek ve hastaya yararlı olacaktır.
h) Hekimin etik ikilemleri çözmede danışma hakkı vardır. Bunun için bir tıp etikçisi ile işbirliği yaparak etik sorunları çözebilir.
ı) Hekimin cezalandırma eylemlerinde bulunmayı reddetme hakkı vardır. Dünya Hekimler Birliği, “Hiçbir hekimden ölüm cezasına etkin biçimde katılma istenemez.” şeklinde yayımladığı Lizbon Kararları ile bu konuyu aydınlatmıştır. Tokyo Bildirgesi de bu konudan söz eder.
i) Hekimin baskı altında olmadan mesleğini uygulama hakkı vardır. Burada hekimin hastasını özgürce tedavi edebilmesi hakkı, hastasını tedavi etmekten alıkonulması ya da klinik özgürlüğünün hangi ortamda olursa olsun alınması, onun bu hakkına aykırı hareket olur ki bu da bildirgelerde belirtilmiştir.
İyi hekimlik bildirgesinde belirtilen hekimin bilgili ve donanımlı olması, bilimsel bilginin fenni ve çağa uygun ve hurafelerden uzak olması gerektiği de hekimin mesleğini modern ve bağımsız yapması açısından önemlidir. Koruyucu sağlık hizmetleri de çok önemlidir.Hekim hastası ile ilgili kararları sadece hastanın iyiliğini gözeterek verir ve güvene dayalı bir ilişki kurar. Yine bildirgede“Beş dakikada bir verilen randevular ile hastalara değil yeterli süre ayırmak, yüzlerine dahi bakılamaz. Bu koşullarda hasta, hekime ve ilaca ulaşabilse de tedavi olamaz.“ denilerek hekimin hasta ile karşılıklı görüşme olayının da olamayacağı vurgulanır.
Her zaman yazdığımız gibi, hekimin hastasına gerekli süre ayırması hiçbir şekilde sınırlandırılmamalıdır.