Doğrusu her gün, haberlere karamsar bakmakla geçiyor. Gün geçmiyor ki, hekimlere yeni baskı yöntemleri geliştirilmesin. Hangisinden bahsedelim bilemiyorum. Hekimler depresyonda, isteksiz çalışıyorlar. “Öğretmen olmadan maarif vekaleti ne kadar güzel yönetilirdi.” der gibi, “Hekimler olmadan sağlık hizmeti ne güzel verilirdi.” denilen bir dönem yaşıyoruz.
Önce özel sağlık kurumlarından devletin hizmet alması dönemi başlatıldı. Daha sonra bu kurumlarda ciddi düzenlemeler getirilerek küçüklerinin kapatılması sağlandı. Büyük sermayeye devlet eliyle ciddi bir para transferi sağlandı. Bunun gelecekte daha da arttırılması öngörülüyor. Hekimlerin muayenehane açmasının önü kesilerek özel hastanelerde düşük ücretlerle çalışmaları sağlandı.
Daha sonra tam gün yasası çıkarıldı ve devlet hastanesi ve üniversite hastanelerinde çalışanlar muayenehanelerini kapattılar. Üniversitelerde çalışanlar için yasa iptal edilince ve bazı öğretim üyeleri kapatmamayı seçince onların hasta bakmaları ve ameliyata girmeleri engellendi. Üniversitelerde ve eğitim hastanelerinde asistan eğitiminde ciddi aksamalar oldu. Dahası, düşük ödemelerle ve garip yasal düzenlemelerle büyük üniversite hastaneleri zarar eder hale getirildi, hatta bazılarının yönetimine el konuldu.
Performansa dayalı bir ödeme sistemi geliştirildi. Bunun üzerine hekimler arasında ciddi haksızlıklar gelişti. Hekimler, kolay hastalıkların tedavisi ile yetinmek gibi bir eğilime girdi ve savunmacı tıp geliştirildi.
Hastaların hekimleri çok kolay şikayet etmesi için telefon hatları kuruldu ve sürekli soruşturmalar, yazılı hesap vermeler dönemi başladı. Tazminat davaları arttı ve büyük miktarda manevi tazminat ödeyenler oldu. Ancak, hastane idareleri kendilerine çıkarılan tazminatları hekimlere rücu ettiler. Medyanın ve hükümetin propagandası ile hekimlere şiddet arttı. Artık her yere yerleştirilen kameralarla hekim dövme videoları, aynı trafik kazası videoları gibi günlük haberlerin bir parçası oldu. Ölümle tehdit edilmemiş hekim sayısı çok azaldı.
Son olarak, muayenehane hekimleri dahil bütün hekimlerin hasta verilerini bir veri bankasına girmesi isteniyor. Bu amaçla temin edilmesi gereken programı da muayenehane hekimlerinin kendilerinin alması isteniyor.
Peki, çözüm nedir? Başka sorunlarda da tepki vermeyen halkımızın sağlık sorunlarına, hekimlerin yakınmalarına tepki vermesini beklemek zor. Dünyanın en pahalı benzinini, en pahalı doğalgaz ve elektriğini kullanırken tepki vermeyen halkımız, ilaç alırken yapılan kesintilere, zor hastalıklarını tedavi ettirirken uzman bulamamaya, büyük masraflarla yetiştirilen hekimlerinin hastane koridorlarında dövülmesine neden tepki versin ki?