Hekimler olarak görevimiz sadece hasta ve yaralıların sağaltımı mıdır? Acaba hastalalıkların ve kazaların önlenmesi için üzerimize düşen sorumluluk yok mudur?
Antalya’da 2005 yılı temmuz ve ağustos aylarında sadece üniversite hastanesine motosiklet kazası sonrası başvuran hasta sayısı 150’ye yakındı. Daha fazla sayıda hasta bakan devlet hastanelerini de dikkate alınca, bu rakamın en az 3-4 katı artabileceğini tahmin etmek mümkündür. Tabii ki bu sayı yaralanması nedeni ile hastanelere başvuranları yansıtmaktadır. Hiçbir sağlık kurumuna gitmeyen veya diğer poliklinik ve özel hastanelere gidenlerle ortaya çıkan hasta sayısı ve bunun getirdiği maddi ve manevi kaybı düşünmek bile korkutucu. Motosiklet kazalarında yaralanma oranı araç içi kazalara göre çok yüksek. Ayrıca o dönemde yapılan bir analizde motosiklet sücülerinde koruma başlığı takma oranı %10’dan daha az. Araştırmalar koruma başlıklarının ölümcül yaralanmalardan korunmada %29 etkili olduğunu ve ciddi beyin dokusu yaralanmalarında ise bu oranının %67 olduğunu göstermiş.
Aslında ülkemizde Karayolları Trafik Yönetmeliği’ne göre motosiklet kullanıcılarının koruma başlığı takması zorunlu ama uygulamalar yetersiz. Antalya’da üstüste kazalar ve ölümler olunca bir gazeteye dernek başkanı olarak verdiğim haber sonrası İl Emniyet Müdürlüğü üzerine düşen sorumluğu yerine getirerek, koruma başlığı takmayan motosiklet sürücülerini uyardı, ceza kesti, denetimlerini atrırdı.
Mevcut durumda motosiklet kullananlarının hemen hemen tamamının, hatta motosikletteki ikinci kişilerin kask taktığını görmek mümkün. Kask takmanın getireceği yararları özellikle bu sene göreceğimizi umuyorum.
Gelişmiş ülkelerde sağlık hizmeti yatırımları sadece tedavi edici hizmette değil, koruyucu hekimlik hizmetleri yanında hasta ve yaralanmaların önlenmesine yönelik çabalara da harcanıyor.
Kazalarda ve yaralanmalarda ilkyardım, çocuklarda ve yaşlılarda yaralanmaların önlenmesi, inmede erken tanı, kalp hastalıklarının önlenmesi, sigaranın bırakılması, AIDS ile mücadele, çevre kirliği, sağlıklı ürünlerin tüketilmesi için kampanyalar, haberler ve eğitim programları yapılıyor. Hekimler olarak halkın bilgilendirilmesi, kanıtlanmış tıbbi uygulamaların yaygınlaştırılması, bunların gerektiğinde yasa ve yönetmeliklerle desteklenip toplum sağlığını iyileştirilmesi için çaba harcamalıyız. Tıp fakülteleri müfredatı içinde sadece hastalıklar ve tedavileri hakkında eğitim değil, ileriye dönük olarak getireceği yararları düşünerek koruyucu ve önleyici hekimlik kurallarını da anlatmalıyız. Acil tıp ilgi alanına giren konuların çeşitliliği ve acil sağlık hizmetlerini iyileştirmek için bu konularda yapılması gereken işlerin çokluğu nedeni ile topluma yönelik benzeri etkinliklerin yapılmasını şart koşuyor. Bununla beraber tüm hekimlerin de üzerine düşen bu sosyal sorumluluk için yapabileceği birşeyler olduğunu unutmamak gerekiyor.