Kutsal bir mesleğimiz var. Aynı zamanda zor bir meslek hekimlik. Hastanın şikâyetlerini dinliyoruz, fizik muayenesini yapıyoruz, gerekli tetkiklerin sonuçlarını değerlendiriyoruz ve bir karar veriyoruz. Bu kararın en doğru karar olması gerekiyor. Medikal tedavi veya cerrahi kararı verdiğimizde bu karar hasta için en ideali olmalıdır. İşte bu noktada ahlâk işin içine girmektedir. Cerrahi gerektirmeyen bir vakada ameliyat kararı vermek ahlâk dışı bir uygulamadır. Ya da tam tersi cerrahinin gerekli olduğu bir hastalıkta gereksiz medikal tedaviler vermek, hastayı oyalamak doğru bir davranış değildir. Birde arada kalınan vakalar vardır. Bu tür vakalarda ise hastaya tüm tedavi seçeneklerinin detaylı anlatılması ve hasta ile işbirliği içinde karar verilmesi ahlâka uygun bir davranış olacaktır.
Diğer taraftan mevcut sağlık sisteminin hekimlerin hastalar ile ilgili tedavi kararlarını etkilediği de göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Yapılan ameliyatların puanlandırılması ve bazı ameliyatların çok yüksek puanlarla performans sisteminde yer alması kesinlikle hekimin kararını etkilemektedir. Hekimin hastaya bakış açısı değişmekte ve gereksiz cerrahilerin önü açılmaktadır. Bu durum sadece devlet hastaneleri için değil özel hastaneler içinde geçerlidir. Bir hekimin medikal tedavi ve takip önerdiği bir hasta başka bir hekim tarafından ameliyat edilebilmektedir. Diğer taraftan performans sistemi de ahlâk açısından değerlendirildiğinde negatif puan almaktadır. Bazı branşların basit bir cerrahi müdahalesi diğer branşın çok zor bir ameliyatından katlarca yüksek performans puanına sahiptir. Bu çözülmesi gereken ciddi bir problemdir.
Hekimlerin de birbirlerine karşı ahlâklı olması gerekir. Yeni mezun, bilgileri çok taze olan genç bir hekimin yıllarını mesleğine vermiş hekimlere karşı saygılı davranması ahlâklı olmanın bir gereğidir. Tecrübeli hekimlerin bilgilerini paylaşmaları, gençlere destek olmaları yine ahlâklı olmanın göstergesidir. Bilgi öğretmekle eksilmez, aksine çoğalır, öğrenen kişiler diğerlerine öğretir; çocuklarımızın ve torunlarımızın sağlığını bizden daha bilgili hekimlere emanet etmiş oluruz.
Ancak unutmamamız gereken önemli bir nokta ise hekimlerin de insan olduğu ve doğal olarak dertlerinin, duygularının ve problemlerinin olduğudur. Bu sebeple hekimin de çevresine karşı bazen agresif davranışları olabilir. Bazen yanından geçen kişinin farkına varmayabilir. Ya da basit olaylarda beklenmeyen tepkiler verebilir. Bu kişide ahlâk eksikliği olduğunu göstermez. Hayat kitabının sayfalarını çevirdikçe insan olgunlaşır, düşünceleri ve davranışları değişir, geçmişte yaptığı hatalara şaşırır, ahlâk yönünden farklılaşır. Ahlâk bir toplumun temelidir, her meslekteki insanların ahlâklı olması bir ülke için kanunlara uyulmasından çok daha kıymetlidir. Çünkü ahlâklı insan zaten işini düzgün yapar, kanunlara riayet eder, işinde ve evinde adaletli davranır, ihtiraslarını kontrol altında tutar, bencil davranmaz. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu çıkmazın en önemli nedeni, maalesef ahlâksız insanların sayısının artmasıdır. Unutmayalım ki, ahlâk toplumun temelidir, temeli sağlam olmayan toplumlar, yıkılmaya ve sömürülmeye mahkûm olurlar.
2 yorum
Hocam ayrica benimde eklemek istediğim şey birçok tip dışi uygulamalar hastaya etkisi plesebo ancak maddi nedenlerle sürekli uygulaniyo sadece hekimler degil kuaförler prp yapiyo mesela.Günumuzde ahlak en unuttuğum seý ağziniza sağlik teşekkür ederiz
Geçtiğimiz ay ne yazık ki çok büyük iki deprem neticesinde binlerce insan enkaz altında kalmıştı. Bunları ajanslardan takip edebiliyorduk ya da çıplak gözle görme imkanımız olmuştu. Göremediğimiz ama artık ülke olarak farkında olmamız gereken bir durum var ki o da ne yazık ki ülke olarak ahlaksızlık enkazının altında ezilmekte olduğumuz gerçeğidir. Umuyorum ki toplum olarak en kısa zamanda bunun farkında olarak buna göre adımlar atabiliriz. Kaleminize sağlık…