19.02.1960 tarihli ve 10436 sayılı Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi (Tüzüğü), tarihinden de anlaşılacağı üzere 50 yıla yakın bir süredir yürürlükte olup, tıptaki yeniliklere ve bunların etik sorunlarına yanıt verebilecek bir güncelliğe artık sahip değildir. Ancak yıllar sonra hazırlanmış bulunan ve Türk Tabipler Birliği (TTB)’ nin 47. Genel Kurulunda kabul edilmiş bulunan 10-11 Ekim 1998 tarihli taslak halindeki Hekimlik Meslek Etiği Kuralları da eskimekte olmasına rağmen, bir ölçüde bugünün sorunlarını aydınlatıcı maddeler taşımaktadır. Ayrıca, tıp etiği konusunda kısım kısım çıkarılmış bazı tüzükler ve yasalar da vardır. Ancak tamamen tıp etiği kurallarını verecek ve son derece güncel derli toplu bir yasanın olması gerekmektedir.
Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın 5. maddesi: "Hekimin öncelikli görevi, hastalıkları önlemeye ve bilimsel gerekleri yerine getirerek, hastaları iyileştirmeye çalışarak insanın yaşamını ve sağlığını korumaktır. Meslek uygulaması sırasında insan onurunu gözetmesi de, hekimin öncelikli ödevidir. Hekim, bu yükümlülüklerini yerine getirebilmek için, gelişmeleri yakından izler." demektedir. Bu cümleler her zaman geçerli olabilecek cümlelerdir. Yine 6. ve 7. maddeler hekimin yansızlığı ve etik ilkeler üzerinde durur 8. madde hekimin vicdanlı olması gerektiğini verir. 9. ve 10. maddeler sır saklama ve acilde etik sorunlardan sözeder. 11. madde çok önemli olup, reklam yasağına değinir. Yine 12., 13., ve 14. maddeler, hekimliğin kötü uygulanması, aracılık etme ve aracıdan yararlanma yasağı ve endüstri ile ilişkilerde çıkar sağlama yasağı gibi konuları işler. Gerçekten de çok önemli olan bu konularda kesin çizgileri belirtir. Bu tüzük taslağının 16. ve 17. maddeleri, meslektaşlar arasındaki saygıyı ve mesleki dayanışmayı bugüne uyarlayarak verir: "Meslektaşlar Arasında Saygı:
Madde: 16- Hekim, kendi meslektaşları ve insan sağlığı ile uğraşan öteki meslek mensupları ile iyi ilişkiler kurar, meslektaşlarına veya tedavi ekibinin bir başka üyesine karşı küçük düşürücü davranışlarda bulunamaz.
Mesleki Dayanışma:
Madde: 17- Hekim, meslektaşlarını mesleki yönden onur kırıcı ve haksız saldırılara karşı korur."
Görüldüğü gibi bu maddelerde onur ve haysiyetin korunması ve küçük düşürücü davranışlardan uzak kalınması gözetilmektedir.
Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın 19. maddesi tıpta ekip çalışması üzerinde durur:"
Madde: 19- Danışım ve ekip çalışması sürecinin düzenli işleyebilmesi ve bir hekim hakkı olarak yaşama geçirilebilmesi için;
a) Hasta izlemi sırasında, değişik uzmanlık alanlarının görüş ve uygulamalarına gereksinim doğduğunda, tedaviyi yürüten hekim durumu hasta ve/veya yakınlarına bildirmelidir. Konsültasyonu hastanın tedaviyi yürüten hekimi yazılı olarak ister. Yazılı istemde hastanın özellikleri, konsültasyon isteğinin nedenleri açık ve anlaşılır biçimde belirtilir.
b) Konsültasyon sürecinde konsültan hekim de, hastanın sürekli hekimi gibi hastadan sorumludur.
c) Konsültan hekim, alanında bilimsel ve teknik bilgiye sahip olmalıdır.
d) Konsültasyon sonucunda, konsültasyonun gerekçesi ve sonuçları, açık ve anlaşılır biçimde bir tutanak ile belgelenir.
e) Konsültasyonun sonuçlarından hastalar da yeterli ölçüde bilgilendirilir.
f) Konsültasyonun sonucunda hastanın tedaviyi yürüten hekimi ile konsültan hekimin görüş ve kanaatleri arasında fark olur ve hasta konsültan hekimin önerilerini kabul ederse, hastanın tedaviyi yürüten hekimi tedaviyi bırakabilir.
g) Konsültasyon istenen hekim davete uymak zorundadır."
Yine bugün doğal olarak çok üzerinde durulan hekim-hasta ilişkileri bugünün tıp etiği kurallarına uygun kurallarla 21., 22., 23., 24. ve 25. maddelerde işlenir. Bu arada bugünün çok önemli bir konusu olan aydınlatılmış onamın etik kuralları detaylı olarak verilmektedir.
27. madde ise bilgilendirilmeme hakkından söz eder. Yine terminal hastalara yardımda hastanın yaşadığı sürece nitelikli olarak bakılması ve iyi bir düzeyde tutulmaya çalışılması hususu işlenir:
"Terminal Hastalara Yardım:
Madde: 28- Hekim, terminal dönemdeki hastalara her türlü insani yardımı yapmaya, insan onuruna yaraşır koşulları sağlamaya ve çekilen acıyı olabildiğince azaltmaya çalışır."
Bu arada meslektaşlardan ücret alınması konusunda ise masraflar dışında ücret alınmamasının bir deontolojik görev olduğu hususu da belirtilir. Yine 5. Bölüm, hekim ve insan haklarından söz eder ki, bugünün önemli konuları olarak karşımıza çıkar. Uluslararası sözleşmelere uyma zorunluluğu, işkenceye yardım yasağı, ölüm cezasına etkin katılım yasağı gibi maddeler bu bölümdedir. İnsan üzerinde araştırma, deneğin bilgilenmesi ve aydınlatılmış onamı, deneğin korunması gibi konular da 40., 41., 42. ve 43. maddelerde işlenir.
Görüldüğü gibi bu kurallar daha da güncellenebilir ve bir tüzük şeklinde bugünün tıp etiği sorunlarına yanıt verici olabilirse, etik problemlerin güncel olarak çözümlenmesi hususunda yardımcı olabileceklerdir.