Geçenlerde Tabip Odasının, etik dışı reklam faaliyetleri nedeni ile 400 kadar hekime uyarı gönderdiği bir gazetede haber olarak verildi. Bu habere ve izlediğimiz durumlara göre, hasta sayılarını artırmak isteyen bazı hekim ve hastaneler, sosyal medya hesapları üzerinden, yaptıkları operasyon ve işlemleri hastalarının fotoğraflarıyla anlatmaktalar. Bu arada hastaların yorumlarına ve teşekkürlerine yer vermek, tedavi ücretini duyurmak, kampanyalara katılmak da diğer faaliyetler arasında görülüyor. Yine bazı hekimler yüksek ücretler alarak televizyon programlarına katılıyor ve hastaları bu programlarda tedavi bile etmeye çalışıyorlar. Bütün bu durumlar tıpta şarlatanlığa girmekte olup, yasa ve yönetmeliklere aykırıdır.
Bilindiği gibi şarlatanlık, vicdan ve bilimin emirleri dışında da olsa kısa zamanda ün ve varlığa ulaşmak için her aracı uygun bularak hekimlik pratiği yapmak, yani fazla kazanç hırsından dolayı meslek yolu ile hastaları aldatmaktır. Webster’de ise şarlatandan: “…hekimlik ehliyeti olduğunu yalan yere iddia eden kendini beğenmişin biri… Kendini öven iddiaları asılsız biri…” diye söz edilmektedir. Dün olduğu kadar bugün de hekimlikte şarlatanlık görülmektedir. Ancak uygulama alanları ve bu konuyu insanların anlama şekilleri biraz daha farklı olmaktadır. Bazı çevrelerce hekimlik, âdeta ticari bir meslek olarak görülmekte ve bu durum hekimlere de yansımaktadır. Ancak şarlatanlıktan uzak, ilimde ileri gitmiş iyi bir hekim olmak için ticari anlayışı hekimliğe yansıtmamak gerekir.
Hekimlik Meslek Etiği Kuralları bu konuda şöyle yazar:
“Ticari Amaç ve Reklam Yasağı:
Madde:11- Hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz. Hekim, yayın araçlarıyla yapacağı duyurularda varsa, Tababet Uzmanlık Tüzüğü’ne göre kabul edilmiş olan uzmanlık alanını, çalışma gün ve saatlerini bildirebilir. Tabela ve benzeri tanıtım araçlarının biçim ve boyutları yerel tabip odası tarafından saptanır.”
Gene 4077 sayılı ve 1995 tarihli Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da şarlatanlık yaparak tüketici haklarını çiğneyenlerle ilgili bazı maddeler vardır.
Bu Kanun’un 3. maddesinde tüketici, “Bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanır. Aynı Kanun’un 16. maddesinde ise ticari reklam ve ilanların yasalara, genel ahlaka uygun ve dürüst olması gerektiği belirtilerek, kamu sağlığını bozucu, hastaları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklam ve ilânların yapılamayacağı vurgulanır. Yine bu Kanun’un 17. maddesine göre kurulan reklam kurulunun da 18 üyesinden biri Türk Tabipleri Birliğini temsil eden kişidir. Böylece hekimlerin ve bu arada özel sağlık kuruluşlarının, reklam ve ilanlarında tüketiciyi rahatsız edici, aldatıcı olmamaları ve dürüst olmaları gerekir.
Son yıllarda bazı özel hastane ve kliniklerin, televizyon ve internet reklamlarında ve duvar ilanlarında dürüst olmayan, abartılı, şarlatanca cümlelere yer verdikleri görülmektedir. Bilindiği gibi sağlık kuruluşları ticari müesseseler değildir. En başta gelen görevleri hastayı tedavi etmektir.
Yasalara aykırı reklam, ilan ve tabela hazırlanırsa, bu durum il sağlık müdürlüğü ve il tabip odalarına şikâyette bulunularak bildirilir. Sağlık müdürlüklerinin kontrolleri, şikâyet dilekçeleri ve başka hastane veya sağlık kuruluşlarının şikâyetleri sonunda durum, sağlık müdürlükleri ve il tabip odalarınca değerlendirilerek savcılıkça soruşturma açılmakta ve durumun tabip odasınca da değerlendirmesi yapılmaktadır. Tabip odasının değerlendirmesi ile soruşturma açılan hekimin veya kurumun il tabip odası onur kurulunca değerlendirilmesi sağlanır. Sonuçta kusurlu bir durum varsa Türk Tabipleri Birliği Yasası’na göre meslekten men ve para cezaları verilir.
Görüldüğü gibi, çok aziz bir meslek olan hekimliğin bu şekilde bir durum içinde olmaması ve böylece etik ilkelerin çiğnenmemesi gerekir.