Geçenlerde bir gazetede internetin her bilgiyi verdiğini ve artık internet ortamındaki kitapların kullanılacağı ve matbaada kitap basılma olayının 5-10 yıl içinde bitebileceği hakkında bilgiler vardı. E-kitap diye adlandırdıkları kitaplar zaten internette uzun süredir bulunuyor ve gerçekten de büyük kolaylık oluyor. Ancak sanal ortam diye adlandırdıkları ve yalnızca elektrik akımına bağlı bir dünyada bu durum rüyada gezinmeye benziyor. Çünkü insan eline almadığı bir şeyin gerçekliğine inanmakta zorlanır. Doğaldır ki bugün elle yazılmış kitap olayı da yoktur ve bu da yüzyıllar önce terk edilmiş ve yerini matbaaya bırakmıştır. Ama matbaa, rüyada gezinme değildir, gerçekliği vardır ve elle kitap yazmanın zorluğunu ortadan kaldırmaktadır. Yine internetteki bilgiler sanal alemde bir anda yok olabilmekte ve her şey boşlukta kalmaktadır. Yani kitap basmayı bırakarak yalnızca e-kitaba geçiş yapmak, yazma kitap döneminden matbaa dönemine geçişe benzemez. Yazma kitap da, matbaa da gerçeklik taşımakta ve hayal dünyasından uzakta elle tutulur bilgileri taşıyan emanetler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Birkaç yıl önce yazdığımız ve büyük bir yayınevinin bastığı Çağdaş Tıp Sözlüğü adlı kitabımızı çok iyi maddi kazanç karşılığı satın almak isteyen bir internet şirketine hem ben hem de yayınevi ret yanıtı vermiştik. Çünkü e-kitapla yazmış olduğunuz tüm bilgiler rüya aleminde kaybolacakmış duygusunu taşıyorsunuz ve o çok emek verdiğiniz bilgilerinizi taşıyan emanetiniz, yani kitabınız darmadağın olmuş ya da yakılmış gibi oluyor.
İnternet bugün bir anda merak ettiğiniz veya öğrenmek istediğiniz bilgileri anında size verebilen bir yol olarak yararlı ve gerçekten de öğrenmeyi kolaylaştıran bir araçtır. Bu arada mektuplaşma olayını da gayet rahat, anında ve dünyanın her yerine ve yüzlerce kişiye gönderen bir iletişim ağı olarak yine çok yararlıdır. Özellikle bilgileri çabuk bulma ve kişi veya kişilere e-posta ile ulaşmada dönemin en modern bir iletişim aracıdır. Ancak hiçbir zaman kitabın yerini tutamaz.
Matbaa kitabı yüzlerce yıldır tahtını korumakta ve gerçekliği yansıtan bir bilgi emaneti olarak da kuşaktan kuşağa devrolabilmektedir. İşte bu devirde kütüphaneler bu devrolma olayını büyük bir gerçeklikle yerine getirmektedir. İyi hazırlanmış, sayımı iyi yapılmış bir kütüphanenin yerini hiçbir şey alamaz. Sanal alem denen ve bizce rüyada gezinti olarak da kabul edebileceğimiz internet bugün vardır, ama yarın olmayabilir. O zaman bütün bu bilgiler kaybolacaktır. Matbaa kitapları ise devirden devire bilgilerin emanetçisi olarak kalacaklardır.
Tıpkı eski Mısır Papirüslerinin bugüne kadar gelişi gibi.
Peki o zaman ne yapacağız? Hem internetten hem matbaa kitabından yararlanacağız ve basılı kitapların değerinin her şeyden üstün olduğunu bilerek çalışacağız. İnternetten yararlandıktan sonra bilgilerin doğruluğunu kütüphanelerde ve kuruluşlarda araştırarak gerçekliğe varmak için elimizden geleni yapacağız.
O halde teknikten geri kalmaksızın hem internetle hem basılı kitapla çalışma yapmak bugünün değişmez kuralı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu arada internetin posta işinde, yani haberleşmede büyük kolaylık olduğunu çok iyi biliyoruz.
Yine kütüphanelerdeki kitapların da kaydının yapılması ve sanal ortamda bu kayıtlara okuyucunun ulaşması bugün büyük önem kazanmaktadır. Böylece okuyucu neyin nerede olduğunu bilecek ve ona göre kütüphaneye gittiği zaman büyük zaman kaybına uğramayacaktır. Bu bağlamda eskiden olduğu gibi kütüphane kataloglarını elle taramak gibi zahmetli bir durumdan da bir ölçüde kurtulacaktır. Ancak yine de kitabın kendini görmek ve kendisine gerekli olan bilgileri giderek kütüphanede bulmak, bizzat kitap üzerinde çalışmanın manevi güzelliğini okuyucuya vermektedir.