Bugün hemşireliğe neler olduğunu anlayabilmek için birbiriyle çok yakından ilişkili, “hemşire”, “hemşirelik” ve “hemşirelik eğitimi” konularının tek tek analiz edilmesi gerekir. Kuşkusuz bu konularda güvenilir bilgilere ulaşmak, ancak geneli temsil edebilecek genişlikte ve özellikte bir örneklem ile yola çıkılarak yapılan bilimsel çalışma ile olasıdır. Aslında anılan konulardaki yakınma ve gözlemlerle de önemli bilgilere ulaşılabilmektedir.
Bilindiği üzere, her meslekte olduğu gibi hemşirelik mesleği de insandan kaynaklanır. İnsanın sağlık gereksinimleri hemşirelik mesleğinin doğmasına neden olmuştur. Hemşirelik hizmetlerinin olması gerektiği nitelikte insana ulaştırılabilmesi hemşirelerin özenle yetiştirilmesini zorunlu kılar. Bu yüzden hemşire adaylarına hemşirelik eğitimi aracılığı ile insanın hemşirelik bakımı gereksinimlerini karşılamada gereksinilen bilişsel, duyuşsal ve psikomotor düzeylerde davranış kazandırılır. Davranışların kazandırılmasında başarılı olunduysa, diğer bir deyişle öğrencilere kalıcı davranışlar kazandırılabildiyse, bu davranışlar sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan hemşireler tarafından aynen sergilenir. Bunun sonucunda beklenen en önemli çıktılar;
· Hasta sağlığında düzelme,
· Hasta memnuniyetinde artmadır.
Her şeyin olması gerektiği gibi planlandığı, uygulandığı durumlarda doğal olarak;
· Hemşirenin de kendisine güveni artar,
· Bu duygu, hemşirenin duruşuna ve yaptığı işlere de olumlu yansır,
· Hemşire yaptığı işten doyum sağlar,
· Hemşire, sağlık ekibi içindeki rolünü yeterlilikle sürdürür.
Ancak hastalardan, hemşirelerden ve hekimlerden gelen yakınmalardan beklentilerin karşılanamadığı anlaşılmaktadır. Beklenilen sonuçlara ulaşılmasında hemşirelik hizmetlerinin bilimsel yönetim ilkeleri doğrultusunda yürütülmesi hususunun ön koşul olduğu da unutulmamalıdır.
Hemşirelik Ders Müfredat Programları’na bakıldığında pek çok konunun ele alındığı görülmektedir. Ancak, öğrencilere kazandırılması planlanan bilgilerin uygulama alanlarında yaşama geçirilemediği de bir gerçektir.
Yine, akademisyen hemşireler tarafından başarı ile gerçekleştirilen, her meslekle boy ölçüşebilecek nitelikte organize edilen ve yürütülen bilimsel toplantıların yapıldığı görülmektedir. Ancak, bunların da hemşirelik eğitimi ve uygulamalarına yansıtıldığı söylenemez. Oysa eğitim ve bilimsel toplantıların amacı, hemşireliği daha ileriye götürmek ve toplantılarda sözü edilen nicelik ve nitelikte hemşirelik bakımının ülke genelinde verilmesini sağlamaktır.
Özetle, gerek hemşirelik eğitimi gerekse bilimsel toplantılarda söylenilenlerin pratisyen hemşirelerin davranışlarına katkı sağladığı söylenemez.
Bu gözlem; bilimsel etkinliklerde ele alınan konuların gerekliliği, önceliği ve uygulanabilirliği üzerinde durulmadan, sırf akademik basamakların gereğini yerine getirmek için yapıldığını düşündürmektedir. Konu ile ilgili olarak hemşire davranışları incelendiğinde ise akademik platformlarda dile getirilenlerle, hemşire davranışları arasındaki farklılıkların daha da belirgin duruma geldiği dikkatleri çekmektedir.
Devam ediyor…