Hemşirelik; bilim, tıp ve teknolojide meydana gelen değişme ve gelişmelerden en çok etkilenen mesleklerin başında gelir. Mesleğin bu özelliği; konu edilen alanlardaki yeniliklerin sürekli izlenmesini gerekli kılar. Sosyolojik ve kültürel gelişmeler de hemşirelerin yakından izlemeleri gereken bir konumdadır. Bu gelişmeleri meslektaşlar arasında paylaşma yolları arasında kongre, çalıştay, seminer ve benzeri etkinlikler bulunmaktadır. Genellikle yaz aylarında turistik yörelerde yer alan bu etkinlikler, profesyonel kongre organizatörlerinin de desteği ile çok kaliteli örnekler sergilemektedir. Bunları düzenleyerek başarıyla sonlandıranları gösterdikleri azim, çaba ve cesaretlerinden ötürü içtenlikle kutlamak gerekir. Emek, enerji ve büyük paralar harcanarak gerçekleştirilen bu tür etkinliklerin katılımcılara sosyalleşme olanağı sağladığı da göz ardı edilmemelidir. Son yıllarda öğrencilerin de katıldığı etkinliklerin meslektaşlar arası ilişki ve etkileşimi geliştirdiği de bir gerçektir. Bu yönüyle mesleki kriterlerden birine yanıt vermektedir.
Ancak bu tür etkinliklerin başarısı uzun vadede mesleki eğitim ve uygulamalara getirdiği yenilik, iyileşme ve gelişmelerle ölçülür. Bu yüzden etkinliklerin en uç noktadaki gereksinimlere yanıt verecek biçimde düzenlenmesi ilkesine uyulur. Beklentilerin iyi belirlenmesi ve bununla bağlantılı olarak etkinlik amacının saptanması, düzenlemelerin bu amaç doğrultusunda örgütlenmesi ve sürdürülmesi önemlidir. Bunların yerine getirilmesinden etkinlikleri düzenleyenler kadar katılımcılar da aynı derecede sorumludurlar. Bu aslında, mesleki sorumluluğun bir uzantısıdır. Bununla ilgili olarak toplantının amacı; amacın gerçekleştirilmesinde konuların ve eğitimsel etkinliklerin uygun ve yeterli olup olmadığı; harcanan zaman, enerji ve paraya değip değmediği ile ilgili sorular, düzenleyiciler ve katılımcılar tarafından sürekli göz önünde tutulmalıdır. Etkinlik sonunda anılan soruları kapsayan değerlendirme araçları ile tüm katılımcılardan elde edilen geribildirim, grupla paylaşılır ve daha sonra yapılacak olan toplantıların düzenlenmesinde dikkate alınır.
Toplantılarda kazanılan bilgilerin hemşirelik eğitimi ve uygulamalarına yansıtılmasında akademisyenlere önemli görevler düşmektedir. Bunun için akademisyenler yeni bilgileri hemşirelik eğitimi ders müfredat programlarına entegre ederler. Ayrıca, kliniklerdeki hemşire azlığı ve finansman gibi sorunlar nedeni ile etkinliklere katılamayan klinisyen hemşirelerle bilgilerin paylaşılması için çaba harcarlar. Akademisyenler, bilgi paylaşımında aktarılanların uygulamaya yönelik olmasına ve erişkin eğitimi kuralları çerçevesine aktarılmasına özen gösterilir. Diğer bir deyişle bilgilerin, hemşirelerin gereksinimi ile tutarlı ve uygulamaya aktarılabilir olması üzerinde durulur. Yine erişkin eğitimi ile bağlantılı olarak, hemşireler, kendilerine verilen bilgilerin gereksinimlerini karşılayacağı ve bunları hemen uygulamalara geçirebileceklerine inanmalıdırlar. Hemşirelerin derslere etkin olarak katılmalarını sağlayabilecek öğretim metotları kullanılması da bu konuda üzerinde durulacak kurallar arasındadır.
Tüm bu uğraşlar sonucunda, uygulamalarda beklenilen değişme ve gelişmelerin gerçekleşip gerçekleşmediğine, diğer bir deyişle etkinliklerde söylenilenlerin, tartışılanların yaşama geçirilip geçirilmediğine bakılması sürecin son halkasını oluşturur. Bu aşamada ulaşılan bulgulara göre söylemlerle eylemler örtüşüyorsa etkinliğin amacı gerçekleşmiştir. Söylenilenlerden de anlaşılacağı gibi bu tür uğraşlar etkinlikleri düzenleyen akademisyenlerle, gereksinimlerin kaynaklandığı en uç noktadaki klinisyen hemşireler arası etkileşim ve iş birliğini gerektirir. Bu sağlanamadığında söylenilenlerin bir amaca hizmet etmesi olası değildir ve etkinlikler kısa süreli hoş anılarla sınırlı kalmakta ve harcanan tüm değerler boşa gitmektedir.