Ne çok ve ne de hızlı değişti hayatlarımız son bir yılda. Öğrendiğim ve asla unutmadığım yegâne bir şey var ki; asla ‘’asla’’ dememelisiniz. Çünkü insanoğlu şu kısacık hayatta bir kınadığı duruma düşmeden, bir de asla yapmam dediği şeyi yapmadan ölmüyormuş. Türkiye’ye 11 Mart 2020 tarihi itibari ile koronavirüs giriş yapmıştı. Herkes özellikle de sağlık çalışanları haliyle durumdan çok tedirgindi. Ben ise çok mutluydum o sabah çünkü yıllardır beklediğim hamilelik haberi ile işe gitmek için hazırlanıyordum. Nereden bilebilirdim ki o sabah çok severek yaptığım hekimliğe uzunca bir süre ara vereceğimi, başhekim yardımcılığı görevimden ayrılacağımı ve hatta evden de hiç çıkamayacağımı. Yıllardır beklediğim gebelik sürecimin ülkelerde, kıtalarda ve hatta tüm dünyada yayılım gösterecek bir hastalığın olduğu döneme denk gelmiş olması beni sürecin bazı dönemlerinde üzmüş olsa dahi genel olarak bu süreci de iyi atlattığımı düşünüyorum. O yüzden yaşadıklarımı anlatarak hala devam eden bu zor günlerde aslında birçok kişinin yalnız olmadığını, herkes için dönemin oldukça zor geçtiğini ama yine de mutlu olmanın mümkün olduğunu göstermek istedim.
Müthiş giden bir hayat ya da kahkahalara boğulurcasına gülmek beni oldum olası rahatsız etmiştir. Kesin bunun ardından kötü bir şey gelecek demişimdir hep her zaman da gelmiştir. O yüzden uzun zamandır artık bunu söylemiyorum çünkü aslında başımıza gelmiş ve gelecek olan her şeyin sebebi yine kendimiziz. Gelelim son bir yılımın nasıl geçtiğine; yıllardır yerinde durmayan hatta duramayan ben yaklaşık 11 ayımı evde kapalı olarak ve gebeliğimin de toplam da 5 ayını tamamen zorunlu olarak yatarak geçirdim. Ayrıca bu sürece 3 kez düşük tehdidi ve bir de ameliyat sığdırdım. Sonunda ne mi oldu çok tatlı iki tane kızımız oldu. Evet süreç boyunca olduğum tedaviler, iğneler, düşük tehditleri, yatak istirahatleri hepsi geçti gitti bitti. Öğrendim ki bu hayatta her şey akıp geçip gidiyor. Önemli olan bunlar olur iken sizin bu olanlardan neler kazandığınız, olan bitenin neden olduğunu, aslında olan her şey de her zaman bir hayır olduğunu gerçekten görüp göremediğiniz. Çünkü her şey bittiğinde size sadece kendi kendinize yaptıklarınız kalıyor. Bu olup biten asıl olan, yani gerçek sizi görebilmeniz için belki de farkında değilsiniz. Tabi bunu görebilmek öyle çok da kolay olmuyor. Kardeşimin küçüklükten beri bana sık sık tekrarladığı bir şey vardı; ‘’abla yine mi mutlulukla ilgili bir kitap aldın ?’’ Evet iyi ki de almışım diyorum şimdi belki de o okuduğum mutluluğun anahtarlarını bir bir elime veren, kalbime tohumlarını eken kitaplar sayesinde yaşadığım daha birçok sıkıntıya rağmen her yeni güne hala merhaba diyebiliyorum, gülerek uyanabiliyorum ve şükredebiliyorum.
Ben evrende ki her şeyin enerji olduğunu ve kendi gerçeğimi de az da olsa bulduğumu düşünüyorum. Pek tabi gerçek kime göre gerçek çünkü herkesin gerçeği de kendi bakış açısıdır. Önce düşüncelerini iyi yönde değiştirmeli ki insan, bakış açısı da ona göre yön bulsun. Bakış açısı değiştiğinde zaten yaşam kalitesi de artacaktır. Hayat enerjimizi hızla düşüren şeylerden de uzak durmak tabi ki yolda kalabilmenin en büyük sırrı olsa gerek. Bunlardan birinin de çok konuşmak olduğu kanısındayım. Bu yüzden okumak ve yazmak her daim ruhuma iyi gelmiştir.
Son olarak bence bakış açımızı kendimize iyi gelecek yöne çevirebilirsek hiç durmadan yola devam edebiliriz diyorum. Yol nasıl olsa hepimiz için bir gün bitecek önemli olan yolu doğru bitirebilmek.
7 yorum
Güzel kızım herzamanki gibi çok anlamlı akıcı ifade etmişsin.Senin kalemin hep anlamlı ve kuvvetliydi,yine öyle olmuş.Başarıların daim olsun.
Gülmekten korkmayın bence gülmek size çok yakışıyor. Güzel kızlarınızla sağlıklı, huzurlu, mutlu günleriniz olsun.
Sevinç Hanım çok teşekkür ederim.
Tebrik ediyorum kendini tanıyan ve anlayan insan, katşısındakileri de doğru anlar. Herşey gönlünce olsun.
Ablacım çok teşekkür ediyorum.
Güzel bir yazı olmuş. Allah kızlarınızı size bağışlasın.
Sağ olun hocam. Çok teşekkür ediyorum.