Mart ayının 10’unda Antalya’da yapılan “12. Uluslararası Kardiyoloji ve Kardiyovasküler Cerrahide Yenilikler Kongresi”ndeydim. Kongreyi düzenleyen Hocamız Sayın Öztekin Oto beni konuşmacı olarak davet etti. Verilen konu: Hibrid Koroner Revaskülarizasyonlar…
Yani, bir hasta var, kalp damarlarında yaygın tıkanıklık var, tedavisi yapılırken cerrah gelecek baypas yapacak, sonra kardiyolog gelecek stent koyacak….
Türkiye’de bu işi kamu hastaneleri ve üniversiteler içinde robot kullanarak ilk biz yaptık, o nedenle konu doğru kişiye verilmiş.
Peki, etkili bir tedavi mi, evet.
Kalbin ana damarına göğüsten alınan atardamar koyulmalı, diğer damarlara da ameliyat uygun değilse ve stente uygunsa, ilaç kaplı stentler koyulmalı. Literatür bu yönde çalışıyor. Ama asıl önemlisi hastanın gittiği kliniğin tecrübesi.
Ama yazımızın konusu bu değil.
Peki nedir?
“Hibrid” kavramı….
“Hibrida”, iki ayrı türün ortak üretimi anlamına gelmektedir. Yani biraz oradan biraz buradan. Kimse kırılmasın.
Niye o zaman tıp disiplini devamlı bölümlere ayrılıyor ki?
Branşlaşma, spesifikleşme, üst ihtisas, yok yan dal, o nu bitir diğerine başla, alanı daralt, etki alanını küçült, önce sisteme hükmet, sonra organ seviyesine düş, daha sonra doku, neredeyse hücreden sorumlu doktorlar üret…
Sonra “multidisiplin” adı altında, böldüğün bu doktorları birleştir ve hibrid yap.
Hep yap boz, hep “hadi baştan”, doktorlar halleder nasıl olsa, her duruma uyarlar…
Sorun bizde değil, inanın bu sefer “dünya böyle”.
Sayın kongre başkanı da durumun farkında olmalı ki, 12.sini düzenlediği kongreyi “hibridleştirmiş”. Bir yerde kardiyologlar, bir yerde kalp cerrahları beraber eğitim halindeler. Bazen aynı salonda bazen ise ortak duvarla ayrılmış yandaş salonlarda.
Anlatılan sunumların “dil”i bile hibrid. İçerinin çoğu Türk hekim, sahnede Türk hekim ama dil İngilizce. Garibim bazı meslektaşlarımız kulaklarında cihaz, simültan çeviri yapan tercümanı dinliyor. Bizim Osman Hoca, sahneden doktor Mustafa’ya tercüman vasıtasıyla bir şeyler anlatıyor.
Yurtdışından gelen doktorlar da var tabi. Adı üstünde “uluslararası”.
Bizim doktorlar salonda, adam sahnede, kalp kapağı ameliyatı anlatıyor. Yeni geliştirilen tekniklerini tabi. Adı üstünde kongrenin, “yenilikler”.
Biz garibanlarda onu dinliyoruz ve içten içe aynısını yapmak hatta daha ilerisini uygulamak için heyecan duyuyoruz.
Sonra ne oluyor, gidiyoruz Sivas’ın bir hastanesine, ne cihaz uygun, ne alt yapı, ne mantık…
Düşüncemiz Chicago, uygulamamız Yozgat yani…
Yine “hibrid” yani….