Akkuyu Nükleer Santralinin yapımında rol üstlenen Türk firmasının sözleşmesinin Rusya tarafından feshedilmesi ile, “Nükleer enerji” tamda bugünlerde II. Dünya savaşında Japonya’ya Amerika tarafından atılan ve binlerce insanın ölümü ve binlercesinin sakat kalmasına yol açan atom bombalarının 77. yıl dönümlerine rast gelmiştir. Unutulmaması gerekir ki “ Nükleer enerji” dünyadaki en büyük felaketlere yol açmış ve izleri günümüzde de devam eden bir savaş aparatı ve enerji kaynağıdır.
Sene 1945, II Dünya Savaşı devam etmekte. 6 Ağustos sabahı 08.15 sıralarında ABD B29 tipi bir savaş uçağı, Japonya’nın Hiroşima kentine yarıçapı 0.7 metre boyu 3 metre olan uranyum-235 tipi “Little Boy (Küçük çocuk)” ismi verilen tarihin ilk atom bombasını attı. Hiroşima’nın yüzde 70’ini yok eden uranyum katkılı bomba, merkezinde 3 bin santigrat derece ısı oluşturdu. Bomba 1,5 kilometre çapındaki alanda her yeri dümdüz etti ve ilk aşamada 80 bin, 1945 yılının sonuna doğru ise yaklaşık 200 bin insanın ölümüne neden oldu. Çok sayıda kişi tıbbi destek alamadan ölürken, kente yardım götürmeye gidenler de patlama sonrası oluşan radyoaktif yağmura maruz kalarak hayatını kaybetti. Bunun yanı sıra, saldırıyı izleyen yıllarda radyasyona bağlı hastalıklardan pek çok insan hayatını kaybetti veya sakat kaldı.
Dünyanın ikinci atom bombası gene ABD tarafından ilkinin üzerinden henüz 3 gün geçmişken 9 Ağustos saat 11 de plütonyum-239 tipi ”Fat Man (Şişman Adam)” ismi ile Nagazaki`ye atıldı. 250 bine yakın nüfusu bulunan şehrin neredeyse yarısı yok oldu. Bombanın düştüğü yerde binalar, köprüler, yollar yerle bir oldu. Radyasyon seviyesi öldürücü düzeye çıktı. Birçok insan yanarak öldü ya da vücutlarında ağır yanıklar oluştu. Radyoaktif serpinti insanların kör olmasına yol açtı. Nagazaki Belediyesinin verilerine göre, patlama anında ve daha sonrasında ölenlerin toplam sayısı 143 bin 124`e ulaştı.
Atom bombası patlamalarından etkilenen ve kurtulanlara Japonca “ışın yiyen insan” anlamına gelen “Hibakuşa” (Hibakusha) ismi verildi. Hibakuşa’lar yaşadıkları felaket yetmezmiş gibi, felaketin ardında bıraktığı gözle görülen veya görülmeyen izler yüzünden toplumdan dışlandı, çocukları sakat doğacak diye sağlıklı bir insanla evlenme şansları olmadı, işe alınmadı, sosyal hayatta uzak duruldu ve yalnızlığa terkedilip hor görüldüler. Sonraki yıllarda Hibakuşa’lar, bir daha benzer acıların yaşanmaması için kendilerine destek veren aktivistlerle birlikte “nükleer silahsız bir dünya” amacıyla örgütlenmiş ve nükleer karşıtı çalışmalarına dünyanın dört bir yanında devam etmektedirler. Günümüzde sayıları oldukça azalan ve yaşları ortalama 82’ye yaklaşan Hibakuşa’lar, nükleer karşıtı çalışmaları yanında, her ağustos ayında düzenlenen anma törenleri ile 6 ve 9 Ağustos 1945 i belleklerde tazelemeye devam etmektedirler.
Yaşamlarını nükleer tehdidin olmadığı bir dünya için mücadele etmeye adamış olan Hibakuşa’lar deneyimlerini daha genç nesillere aktarmayı misyon edinmiş ve dünya genelinde benzer deneyimi paylaşan başka sivil toplum hareketleri de örgütlenmiştir. Bunlardan biri benim de üyesi olduğum ve Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği’nin uzun yıllar şefliğini yapmış olan rahmetli Hocam Prof. Dr. Leziz Onaran’ın başkanlığını yaptığı Nükleer Savaş ve Silahlara Karşı Hekimler Derneğidir (NÜSHED).
Nükleer tehlike sadece atom bombaları ile değil nükleer santrallerle ve uranyum maden kazaları ile de dünya için büyük tehdit oluşturmaktadır. Hibakuşa ismi günümüzde Hiroşima ve Nagazaki mağdurları dışında diğer nükleer mağdurları için de kullanılmaktadır. Tarihte ikisi çok yakın zamanda ve kitlesel ölüm ve sakatlıklara neden olan 1986 Çernobil/Ukrayna ve 2011 Fukuşima/Japonya olmak üzere aşağıda listelenen birçok nükleer patlama meydana gelmiş ve çok sayıda insanın ölmesi veya sakat kalmasına neden olmuştur. 1945 de Hanford-ABD, 1946 Bikini ve Enewetak Mercanları-Marshall Adaları Cumhuriyeti, 1950 Kiritimati ve Malden Adaları-Kiribati Cumhuriyeti, 1951Nevada Deneme Sahası-ABD, 1954 Novaya Zemlya-Rusya, 1954 Elliot Gölü-Kanada, 1961 Radyum Tepesi-Avustralya, 1966 Palomares-İspanya, 1968 Thule-Grönland, 1969 La Hague-Fransa,1970 Fangataufa ve Moruroa-Fransız Polenezyası Tahiti, 1979 Üç Mil Adası-ABD, 1991 Basra-Irak, 1999 Tokaimura-Japonya. Dileğimiz bu listeye yeni nükleer patlamaların eklenmemesidir.
Fukuşima Felaketi ile birlikte Hibakuşa kelimesi Japonya’da yeni bir anlam kazandı. Çekirdek erimeleri sonucunda oluşan radyoaktif kirlilik mağduru birçok insan, kendilerini “Radyasyon mağduru insan” “Hibakuşa” olarak nitelendirdi. Zira etkileri itibariyle nükleer enerji ile nükleer silahların aynı madalyonun iki yüzü olduğu anlaşılmıştı. Gerek nükleer enerjinin, gerekse nükleer silahların temel ihtiyaç duyduğu madde uranyumdur. Nükleer silah kullanımı ile nükleer santral kazalarında olduğu gibi ham madde olarak kullanılan uranyumun çıkarılması da, ekolojik anlamda radyoaktif kirliliğe sebep olduğundan, Hibakuşa terimi uranyum madenlerinde çalışanlarla, madenin çıkarıldığı bölgede yaşayanlar için de kullanılagelmiştir. Günümüzde tüm dünyada birçok nükleer karşıtı aktivist, uranyumun ait olduğu yerin altında bırakılması için mücadele yürütmektedir.
Gerek nükleer enerji gerekse nükleer silahların sadece toplu ölümlere değil, çevreye ve insan sağlığına da ciddi zarar verdiği görülmektedir. Bir nükleer santralde meydana gelen kaza, yada üretim veya yeniden işleme tesisinden havaya, toprağa ve su kaynaklarına radyoaktif kirliliğe neden olacak parçacıkların salınması, sadece patlama sırasında değil, sonraki nesilleri de etkileyebilmektedir. Üstelik nükleer endüstrinin sebep olduğu fazla miktardaki nükleer atık sorununa hiçbir uygun çözüm bulunamamıştır, çünkü nükleer atıkların güvenli bir şekilde depolanması ve yüzlerce hatta binlerce yıl muhafaza edilmesi gerekmektedir. Tüm dünya için bu kadar büyük bir tehlike olan, sadece öldürmekle kalmayıp yıllarca devam edecek sakatlıklara ve tehdide neden olan NÜKLEER SANTRALLER VE SİLAHLAR için bu kadar yatırım ve çaba neden, barış içinde yaşamak varken. Yeni Hiroşima’lar, Nagazaki’ler, Çernobil’ler, Fukuşima’lar olmadan nükleere dur diyelim…
Kaynaklar
- Büşra Selvi Öğütcen. İkinci Dünya Savaşı’nda ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası …https://www.aa.com.tr 05.08.2022
- Nükleer silahsız bir dünya için çalışan ‘Hibakuşa’lar – TRT Haberhttps://www.trthaber.com. 9 Ağustos 2021
- Hiroşima’da 400 güvercin gökyüzüne bırakıldı: Hibakuşalar …https://tr.euronews.com 6 Ağustos 2020
- Sergi – nükleersiz.org https://nukleersiz.org › sergi