Tıp ve teknolojideki sürekli değişme ve gelişmeler, insan sağlığı ile ilgili alanlarda çalışanların sürekli yenilenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu yüzden, yenilikleri çalışma yaşamına entegre etmek; çalışanlara profesyonel yeterlilik ve verimlilik kazandırmak; görevlerin hatasız, güvenli ve güvenilir ölçülerde yerine getirilebilmesini sağlamak amacıyla "Hizmet içi eğitimi" yapılır.
Hemşirelik hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası olan hizmet içi eğitimi, hemşirelik müdürleri/başhemşirelerin sorumluluklarının başında gelir. Söz konusu sorumluluk başhemşirelerin, yenilikleri sürekli izlemelerini, "Eğitimde Program Geliştirme" ve "Erişkin Eğitimi" ilke, kural ve tekniklerini çok iyi bilmelerini gerektirir.
Sağlık Bakanlığı hastanelerinde bu eğitim, Hizmet içi Eğitimi Yönetmeliği doğrultusunda yürütülmektedir. Ancak, gözlemler ve duyumlar, hemşirelerin bu etkinliği, başhemşirelerin dayatması olarak algıladığı, bunun için harcanan emek, zaman ve çabanın kayıp olarak görüldüğü yönündedir. Hemşirelerin, bu duygu ve düşüncelerin etkisiyle, eğitimi ya tümden reddederek derslere katılmadığı ya da baskı ile derslere katılmaya zorlandığı durumlarda ise konulara ilgisiz kaldıkları, verilmek istenilen bilgileri reddettikleri gözlemlenmektedir. Aslında tüm bu tepkiler, erişkin özelliklerine sahip bir gruba eğitim verilirken, "adult education/ erişkin eğitimi ilke ve kurallarının göz ardı edildiği durumların doğal bir sonucudur. Oysa "erişkin eğitimi" ayrı bir disiplindir. Bu yüzden, hizmet-içi eğitimin, erişkin eğitimi felsefe, ilke ve kuralları üzerine temellendirilmesi eğitimin başarısını artırır. Erişkin Eğitimi bağlamında dikkate alınması gereken erişkin özellikleri ve üzerinde durulması gereken noktalar şunlardır:
Hizmet içi eğitimin amaç ve hedefleri açık seçik belirlenmiş olmalıdır.
Eğitimde işlenecek konular çalışma yaşamından kaynaklandırılmalı ve bunların yararları, gruba açık seçik ve inandırıcı bir dille açıklanmalıdır.
Bu açıklamalar sırasında öğrenci katılımı teşvik edilmeli ve makul ve yararlı görülen önerilere yer verilmelidir. Çünkü bunlar, öğrenme ve öğrendiklerini uygulamaya geçirmede güdüleyici rol oynarlar.
Problem çözme yöntemi, erişkin eeğitiminde en etkili eğretim yöntemlerinden biridir. Çünkü bu yöntem, erişkinin geçmiş deneyimlerinden yararlanma olanağı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bireyin kendi öğrenim sürecine etkin katılımına olanak yaratır ve yeni kuram ve kavramları daha kolay öğrenmesini ve aklında tutmasını sağlar.
Erişkin, kendisini en iyi bilendir. Bu yüzden erişkine eğitim süreci sonunda kendisini değerlendirme olanağı verilir.
Erişkinler, eğitim süreci sonucunda kazandıkları davranışları hemen kullanmak isterler. Bu nedenle verilen bilgilerin uygulanabilirliği büyük önem taşır.
Hizmet içi eğitimin amacı doğrultusunda kazandırılan yeni davranışların uygulama alanına aktarılması için koşul, olanak, donanımın sağlanması ve yeni yönetmeliklerin hazırlanması çok önemlidir. Bu koşulların yerine getirilmediği durumlarda eğitiminin inandırıcılığı ortadan kalkar. En önemlisi de eğitim için harcanan emek, zaman, enerji ve para boşa gider.
Ders programlarının erişkinin öğrenme hızına göre planlanması ve uygulanması eğitimin amacının gerçekleştirilmesini kolaylaştırır, öğrenci motivasyonunu artırır ve onları daha başarılı kılar.
Konuların erişkinin ilgi alanlarına göre seçilmiş olması, diğer bir deyişle edinilen bilgilerin işini görürken kullanılabilirliği, öğretilenlerin öğrenilme ve akılda kalma düzeyini yükseltir.
Erişkin eğitimi programlarında eğiticilerin rol ve işlevleri de diğer programlara göre farklılık gösterir. Bu bağlamda öğretmenler, erişkinin özelliklerini dikkate alarak eğitim yaptıklarından, güdücü değil güdüleyici işlev görürler. Bunun için de verecekleri yeni bilgileri, öğrencilerin bildikleri ve deneyim sahibi oldukları konular üzerine temellendirirler.
Hizmet içi eğitimin başarıya ulaşmasında uyulması gereken kurallar bunlarla da sınırlı değildir. Aslında tüm sayılanların gerçekleştirilmesi; yeterli sayıda personel bulundurulması ön koşuluna bağlıdır. Bunun için öncelikle yıllık hizmet içi süresi saat üzerinden hesaplanır. Ulaşılan değer, personelin günlük çalışma saatine bölünerek hizmet içi eğitimi için alınması gereken ek personel sayısı bulunur. Bu sayı hemşirelik bakımı için öngörülen personel sayısına eklenir. Böylece eğitimin yapıldığı saatlerde iş başında personel sayısında azalma ve işin sahipsiz kalması gibi sorunlarla karşılaşılmaz. Bu husus ayni zamanda derse katılanların konulara konsantrasyonu açısından da önem taşımaktadır. Aksi halde yeterli personelin sağlanmadığı durumlarda derse katılanlar, yarım bırakılan işler ve olası sorunlar nedeniyle derse yoğunlaşamayacağı için eğitim amacına ulaşamayacaktır.