Ne biçim bir başlık değil mi? Ama gerçek. Serviste yatan bir hocamız var. Antikoagülan tedavi alıyor, INR’sini ayarlamaya çalışıyoruz. Zaman zaman INR istenmeyen düzeylerde olabiliyor, çünkü antibiyotik vs. gibi tedaviler eklenip çıkarılıyor, bu ilaçlar da Coumadin cevabını değiştiriyor.
Bu hocamız birkaç yıldır Coumadin aldığı için rengini biliyor, pembe. Servis hemşiresi Coumadini getiriyor ve rengi beyaz. Hoca, hemşireyi çağırıyor ve nedenini soruyor, hemşirenin cevabı ilginç, "hocam Coumadin kutuları güneşte duruyor, renkleri solmuş, ondan." Bu sözlere gülmek mi ağlamak mı lazım bilmiyorum.
Çünkü:
1) İlaçlar güneşli ortamda saklanmaz
2) Eğer ilaçların rengi solmuşsa, denatüre olmuş demektir, o ilaç kullanılmaz, tutanak tutularak çöpe atılır. Aksi halde alan kişide toksik etkiler gösterir; hastanın doktorları da gerçeği bilmediğinden yeni gelişmelerin sebebini arar durur, olanlara akıl erdirmeye çalışırlar, teşhiste yanılgıya düştüklerini bile düşünürler.
3) Bu durum eğer bir malpraktis ise sorumlu kimdir?
Bu hocamız bu münasebetle Amerika’daki bu gibi nedenler nedeni ile ölümleri araştırmış ve oldukça yüksek bir rakam saptamış. Amerika’da böyle ise bizim gibi basit hijyen kurallarına uymayan, ilaçların nasıl saklanacağını bilmeyen bir memlekette neler olmaz. Hasta eğer doktor olmasaydı ve uyanık davranmasaydı, olabilecekleri düşünür müsünüz?
Buna benzer şekilde benim annem de serebral bir olay nedeni ile hastanede yatırıyorken, yarım saat ara ile iki defa Coumadin getirildi, ben orda olmasaydım annem ikinciyi de yutacaktı. Galiba servislerdeki bazı aksaklıkları anlamak için hastanın doktor veya doktor yakını olması gerekiyor.
Yani hastanızın selameti için sadece sizin doktorluğunuz yetmiyor. Yardımcı personelin, yemek yapan ve dağıtanların, diğer personelin de sizin kadar titiz olması gerekiyor. Aksi halde sizin başarı şansınız yok. Tabii hastanenin de.
Çok yakından tanıdığım, mültipl myeloması olan yüksek düzey bir bürokrat hanıma filim çekileceği söylenerek, çok pahalı bir kontrast madde aldırılıyor. Hasta radyolojiye götürülüyor (hangi hastane bilmiyorum), filmi çekecek doktorun son anda aklına hastanın dosyasına bakmak geliyor, mültipl myeloma olduğunu görünce işlemin kontrendike olduğunu söylüyor ve yapmıyor. Ya doktor dosyaya bakmasaydı ve "hasta gönderilmiş nasıl olsa" deyip yapsaydı, hasta böbrek yetmezliğine girseydi? Yine de hasta şanslıymış ama her zaman hastalar şanslı olmayabilir. Tabii bu hanımın aldığı kontrast madde de elinde kalmış.
Ya senin taşını aldım deyip hastaya taş gösterip, sadece cilde insizyon yapan doktorlar için ne diyelim? Bu da bile bile para için, hastayı gereksiz yere ameliyat riskine atmak değil midir?
Allah hepimize iyi talih versin.
Saygılar.