Tarihte bir silah yapmışlar, adına da 7.65 demişler.
Desene biri hacı murat, biri de Tofaş gibi.
Biri deve, biri de at gibi.
Biri tarihselci, biri de evrenselci.
Biri illetin değişmesiyle illet olmuş, biri de örfün değişmesiyle illet olmuş.
Biri İslam hukukuna yürürlük sağlamak için nesh silahını kullanmış, biri de mekasıt.
Tarihteki silahlar, araçlar, lafızlar, kavramlar öldü.
Bugün adeta 6 arkadaş karanlık bir odaya girmişler
Biri bir yumruk sallıyor, ben neshciyim diyor.
Biri de bir yumruk sallıyor, ben de tarihselciyim diyor.
Biri bir yumruk sallıyor, ben mekasıtcıyım diyor.
Biri de bir yumruk sallıyor, ben de örfcüyüm diyor.
Biri bir yumruk sallıyor, ben illetciyim diyor.
Biri de bir yumruk sallıyor, ben de evrenselciyim diyor.
Karanlıkta çıkan 6 arkadaşın her birinin gözleri şişmiştir.
Kimin kime vurduğu da belli değildir.
Hepsi farklı kavramlarla aslında aynı şeyi söylüyorlar.
Kavramlar dövüşünüz hayırlı olsun.
Bugün Müslümanların kavram dövüşü hala sürmektedir. Dünden bugüne İslam hukukunun yürürlüğü için kullanılan kavramlar ve bu kavramlara yüklenilen anlamlar birbirinden oldukça farklıdır. Kavramları kimi dar ve dik açıyla bakıp yorumlarken; kim de bu kavramları daha geniş açıyla yorumlamışlardır. Kavramların daralması veya genişlemesi farklı kültürler adeta dikkate alınmamıştır. Desene nasları biri miyop biri de hipermetrop okuyor. Görüşünü serdeden kimselere karşı da her dönemde olduğu gibi “koy koycular” da çıkınca o yazarı daha kimse tutamaz oluyor. Bu durum zamanla Padişahim çok yasa teranesine dönmüşse yapılacak bir şey de yoktur.
Tarihselci ve evrenselci kavramları hakkında fikir beyan edenleri ve onları alkış tutanları okuyunca, insan gelecek adına endişeleniyor. Birde mutlak müçtehitler çıkınca iş daha çıkmaza giriyor. Kimi klasik kitaplar içine hapsolmuş, kimi de tecrübeyi reddedip ifrat ve tefrit noktasında rekabet bugünde sürüyor. Yazık ki bu kesimler Galatasaray ve Trabzonspor gibi taraftarda buldular mi füzeler ateşleniyor. Desene herkesin her alanda söz söylediği bir ortamda gerçeği yakalamak oldukça zor olacaktır. Bugün hala toplumda dokuz yaşsındaki çocuğun evlenmesini savunanlar, sms ile boşanmayı tartışanlar, hukuk düzeninden bihaber yaşamaları da çok gariptir.
İslam âlemi, içinde bulunduğu sıkıntılı dönemi aşmak için bir asra yakındır arayışlar içindedir. Bu arayışların ortak noktasını ise Kur’an-ı Kerim ve onun anlaşılması oluşturmaktadır. İslam dünyası ilk dönemlerdeki atılımını Kur’an sayesinde gerçekleştirmiştir. O halde ikinci dirilişi de yine Kur’an sayesinde olacaktır. Müslümanlar nezdinde Kur’an kutsallığından hiç bir şey kaybetmemiştir. Ancak bugün kutsallık anlayışı değişmiş, esrarengiz bir yapıya bürünmüştür. Artık Kur’an, anlaşılmaktan çok, sevap kazanmak, duygusallık ve ölülere sevap göndermek için okunmaya başlanmıştır. Böyle bir okuma ve kutsallık anlayışıyla yeni bir medeniyet atılımının gerçekleştirilemeyeceği de açıktır.
Yeni bir medeniyetin doğabilmesi için Kur’an’ın bütün boyutlarıyla ve net bir biçimde anlaşılması şarttır. Kur’an sadece lafızdan ibaret değildir. Kur’an bugünün toplumunun anladığı şekilde asla durağan bir kitap da değildir. Kur’an ölülere okunsun diye inmemiştir. Kur’an asrın idrakine sunmalıdır. Onun gerçek yorumcuları sadece geçmiş nesiller değildir. Kur’an’ı en harika yorumlayanlarda sadece şuan hayatta olmayan müçtehitler de değildir. Bugün Müslümanlar, (Hz. Ömer gibi) Kur’an’ın ruhunu çok iyi kavramış insanlara ihtiyaç duymaktadır. Sadece sembol ve şekillere bağlı olmanın bedeline ağır bir şekilde ödedik. Çünkü Müslümanlık ne sadece şekilden ne de sembollerden ibarettir.
Mazideki olayların oluşumu ve yapıları, günümüzdeki mevcut olaylarla ve yapılarla benzerlik gösterse de aynısı değildir. Mevcut sosyal olayların yorumlanmasında tarihin arka planının bilinmesi elbette önem arz eder. Hatta problemlerin çözümünde bazen dönemin şartlarına göre maziye müracaat edilir, ondan alınan ibret ve tecrübe ile yaşanılan dönemin özelliklerini de dikkate alarak istikbal için hedefler belirlenir. Mazi bazı konularda ölmüştür. Hal ve istikbal yaşamaktadır. Fakat mazi her dönemde temel olmuştur. Zira mazi beşeriyetin çocukluk dönemidir. Hiç kuşkusuz mazi ölür fakat bir insan gibi dirilmesi de mukadderdir. Hiç kuşkusuz gölge de zail olur fakat avdeti de mukadderdir. Unutmayalım ki her zaman diliminin bir hakkı vardır. Zaman dilimleri birbirine engel olmamalıdır. Maziden ders alınmalıdır fakat mazide kalınmamalıdır. Saygılarımla.