(tababet san’atının icrası ile geçen 33 yıl/anı 19)
İçimizden Biri (Prof.Dr. Dursun Odabaş’a ithaf)(1)
/
Sevdasını koyup heybesine koyuldu yola,
Anadolu bozkırının ortasındaki bir diyardan,
Gündoğusuna, güneşin yükseldiği yere, güneş şehrine doğru,
Gül yüzlü, dost gülücüklü, güzel adam.
/
Gelip otağ kurdu, olağanüstü halin hüküm sürdüğü,
‘Orda bir köy var uzakta,
Gitmesek de, görmesek de o köy bizim köyümüz’
Dedikleri bir serhat iline.
/
Şu yoktu, bu yoktu ama
Koskocaman bir yüreği,
Sımsıcak sarıveren bir kucaklayışı
Ve daha daha hayalleri, umutları vardı.
/
Sesine ses verdi,
Anadolu’nun dört bir yanındaki,
Sesleri kısılmış sessiz çoğunluğun,
‘Öz yurdunda garip’ olan evlatları.
/
Kolları, paçaları sıvayıp hep birlikte verip el ele,
Şikâyet etmeden ondan bundan,
Tek katlı barakavari bir yapıdan,
Çıkardılar ortaya tez zamanda devasa bir eser.
/
Kapın kapalıydı hocam,
Tembelliğe, nefrete, haksızlığa.
Yüreğin açıktı,
Fedakârlığa, dostluğa, Hakk’a.
/
İltifat etmedin,
Ne makam mevki, ne para pul, ne şan şöhrete.
Nihayetinde yolun düştü,
Mahkemelere, sürgünlere.
/
Melek değildin elbette,
Kırdın, kırıldın,
Yanıldın, yanıltıldın,
Şüphesi olmadı fakat hiç kimsenin samimiyetine dair.
/
Siper ettin gövdeni,
Dursun diye bu hayasızca akın,
Nice nice iftiralarla incitildin,
Bir çınar misali yıkılmadın, ayaktaydın.
/
Herkesin sustuğu, susturulduğu bir süreçte,
Yankılanan bir ses oldun,
Belki dört dörtlük bir yönetici olamadın amma,
Hoca oldun, abi oldun, bey oldun, dede oldun.
/
Espritüel kişiliğinden olacak,
Temelli, Dursunlu fıkralarınla su serperken yüreklere,
Varlığınla, babacan tavırlarınla,
Birleştirdin parça parça olmuş yürekleri.
/
Değersizliğin kol gezdiği bu çağda,
Kadrinin, kıymetinin bilinmemesi ne gam,
Seng-i musalla’da bilinmese dahi,
Bilinecektir değerin, ‘dillerin susup ellerin ve ayakların şahitlik edeceği’ o gün.
/
Bir değil, bin iyilik yapıp attın denize,
Balık bilmese bile Hâlık bilecek,
Başımızın üstünde esip duran bu sert ve soğuk rüzgârlar,
İnan! Mutlaka bir gün dinecek.
/
Kara vicdanlılar, kara dediler sana,
Nerden bileceklerdi aydınlık bir kafaya sahip olduğunu,
Filanın adamı dediler kem söz sahipleri,
Ne bilirlerdi “Adem’i yoktan vareden”in adamı olduğunu.
/
Görevden alabilirler seni,
Sürgüne gönderebilirler yüreğini, fakat…
Gönüllerdeki tahtından indiremezler asla,
Unutturamazlar kat’a, eserinle özdeşleşen adını.
/
Bu da gelir, bu da geçer, aldırma!
Yolun açık, yar ve yardımcın Allah olsun.
Sana elveda demek güç hocam,
Onun için bir ömür boyu MERHABA.
KAYNAKLAR
- Türkiye’nin 90’lı yılları karanlık ve zorlu yıllar idi. Doğu ve Güneydoğu’da silahlı çatışmalar bütün şiddetiyle sürüyor ve buna bağlı ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Bütün bunlara bir de 28 Şubat Postmodern Darbe Süreci tuz biber ekmişti. İşte böylesi bir ortamda, Van’da Yüzüncü Yıl Üniversitesi bünyesinde bir Tıp Fakültesi kurulması kararı alınmıştı. Yıl 1992. Ben kuruluş yıllarına ancak Kasım 1994’de Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı’nın ilk öğretim üyesi olarak katılabildim. Kurucu Dekanımız Doç. Dr. Dursun Odabaş idi. Hoca ile birlikte Van’da 11 yıl kaldım ve bütün olan bitene bizzat şahitlik ettim, yaşadım. Ve sonunda Kasım 2005’de Hocamızla birlikte ben de bir grup öğretim üyesi hep birlikte istifaen Van’dan ayrıldım. Van’da iken bir yerel gazetede köşe yazarlığı yapıyor, haftalık yazılar yazıyordum. Hoca ve Van Tıp Hikâyesi’ni kaleme almak istedim, düzyazı olarak başladım fakat o duygusal ortamda makale yerine şiirimsi bir yazı çıktı (Şark Yıldızı, 26.12.2001). Şiir denebilirse (ki o yıllar yoğun biçimde İbrahim Sadri dinliyordum) bu benim ilk şiirim oldu sayılır. Bu şiirle Hocamızı, onun şahsında (ki Hoca herkesin üzerinde birleştiği, ittifak ettiği, sevdiği, saydığı belki de tek isim idi) Van Tıp’ın Kuruluş Hikâyesi’ni anlatmak istemiştim gücüm yettiğince. O yokluk ve sıkıntılarla dolu zorlu yıllarda, ortaya kolay kolay başka yerde örneğine rastlanmayacak sıra dışı bir başarı hikâyesi çıkmıştı. O günkü tarihsel koşullar; Hoca’nın özel ve müstesna çabası; kuruluş yıllarında görev alan 200’ü aşkın öğretim üyesi, araştırma görevlisi (ve personelin) emek ve özverileri ile bugün bile hayırla yâd edilen bir tıp fakültesi kuruluş öyküsü çıkmıştı ortaya. Van Tıp Dönemi bana ve herkese çok şey öğretti, maddi manevi çok şey kazandırdı. Ama her öykünün bir sonu vardır elbette. Van Tıp da ruhunu 28 Şubat süreci bitiminde ve geçen zaman içinde yaşanan onca hadise ile birlikte büyük ölçüde kaybetti sayılır. Van Tıp’ın o yıllarda şehir merkezinde olan binaları, son depremde hasar gördü ve sonrasında tamamen yıkılıp temizlendi, şu an yerinde şehir parkı var. Ne olursa olsun, bir zamanlar Van’da içinde bizlerin rol aldığı ve şu an hafızalarımızda rüya misali duran bir hikâye yazdık. Geriye acı tatlı ama hoş hâtıralar, tanışıklıklar, arkadaşlıklar, dostluklar kaldı. Bu vesile ile emekli olan ve halihazırda Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı olarak görev yapan Hocamıza sevgi, saygı ve selamlarımı sunuyorum.
- https://profdrirfanyalcinkaya.blogspot.com/2021/05/bir-mulakat.html
- Van Tıp Hikayesi / https://www.youtube.com/watch?v=afoobbw4Yno&t=66s
- Prof.Dr. Dursun Odabaş’ın “Van’a Veda” Konuşması / https://www.youtube.com/watch?v=Z7vReYWcWfI&t=107s
- Van YYÜ Tıp Fakültesi’nin Kuruluş Hikayesi (Zor Yıllar) – Prof. Dr. Dursun Odabaş / https://www.youtube.com/watch?v=ZwLsHpqIps4&t=244s
3 yorum
Van Tıp Dosyasını Kapatırken…
https://www.akademikakil.com/irfan-yalniz-gezer-yoktur-surekasi/irfanyalcinkaya/
Bu sitede yayınlanmış anıların gözden geçirilmiş son hallerinin ve ayrıca yayınlanmamış birçok anının yer aldığı ve bir yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığım kitabım “BENİM YOLUM / Tababet San’atının İcrası İle Geçen 33 Yıl”, 08.12.2021 tarihinde okuyucu ile buluştu. Kitap 378 sayfa olup Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık (KDY) yoluyla yayınlandı ve kitapyurdu sitesinde satışa sunuldu. Kitabı incelemek ve edinmek isteyenler için internet adresi; https://www.kitapyurdu.com/kitap/benim-yolum/602498.html
“BENİM YOLUM – Tababet San’atının İcrası İle Geçen 35 Yıl” KİTABIMIN “GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ VE İLAVELİ 2. BASKI”SI ÇIKTI.
İKİNCİ BASKIYA ÖN SÖZ’Ü OKUMAK İÇİN;
https://profdrirfanyalcinkaya.blogspot.com/2023/09/benim-yolum-tababet-sanatnn-icras-ile.html