Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC;2021) tarafından yayınlanan “İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli” başlıklı raporunda, insan etkinliklerinin iklimde geri dönüşü mümkün olmayan değişikliklere ve dönüşümlere nasıl yol açtığı ve insanlığı nasıl bir geleceğin beklediği sorunu tüm yönleriyle ortaya konmuştur. Raporda, önümüzdeki 5 yıl içinde küresel ortalama sıcaklıkların 1.5°C artacağı öngörülmekte olup bu artışın deniz seviyesinde yükselme, sıcaklık ve yağış rejimlerinde dengesizlik, kuraklık, çölleşme, ormansızlaşma, göç ve yangınlar gibi doğal afetlerle birlikte biyolojik çeşitlilik ve ekosistemler üzerinde de yıkıcı ve yok edici etkilere neden olacağına dikkat çekilmiştir. Raporda, geri dönüşüm noktasının çoktan aşıldığı ve Karbon Emisyonlarını azaltmak için acil ve güçlü adımlar atılmaz ise insanlığın giderek artan felaketlerle karşı karşıya kalacağı açıkça ifade edilmiştir.
İnsanlığı bekleyen felaketlerin en başında ise yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalan biyolojik çeşitlilik vardır. Küresel iklimdeki değişiklikler, yaklaşık dokuz milyon bitki ve hayvan türünü etkilemektedir. Eğer iklim değişikliğini azaltma yönünde stratejik önlemler alınmazsa biyolojik çeşitlilikte geniş çaplı daralmalar yaşanacak, bitkilerin %60’ı, hayvanların %35’i yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Ayrıca, yapılan araştırmalarda iklim değişikliğinin bitki ve hayvan türlerinde adaptasyon sorunu yaratacağı da saptanmıştır ki bu noktada, değişen koşullara adaptasyon gösterebilen türler doğal habitatlarında yaşamlarını sürdürecek, gösteremeyen türler ise ya göç edecek ya da yok olacaktır. Bunun sonucunda araştırmalar, dünyada yaşayan yaklaşık 8,7 milyon türün en az dörtte birinin değişen iklim koşullarına adaptasyon gösteremeyip türlerin doğal habitatlarından göç etmek zorunda kalacağını göstermektedir. Örneğin, belirli bir ağaç türünün yaşadığı iklimde sıcaklık veya yağış miktarı değiştiğinde ve ağaç türü yeni değişime uyum sağlayamadığında, bu ağaç türünün yaşamını sürdürmesi ve üremesi zorlaşacaktır. Bu durum ise ekosistemlerin işlevselliğini ve üretkenliğini olumsuz yönde etkileyerek ekolojik dengenin bozulmasıyla sonuçlanacaktır. Özellikle Türkiye’nin de yer aldığı kırılgan konumda bulunan coğrafyalarda, karasal türlerin coğrafi yayılışlarında değişiklerin meydana gelmesi, 1,5°C’lik sıcaklık artışı ile kaçınılmaz gözükmektedir. Bu bağlamda, iklimin doğal yaşamı ve ekosistemleri nasıl etkilediğinin izlenmesi, en yüksek risk altında olan canlı türlerinin yaşatılması ve kırılgan ekosistemlerin belirlenmesi açısından kritik önem taşımaktadır.
IPBES raporuna göre, önümüzdeki dönemde iklim değişikliği nedeniyle bir milyon hayvan ve bitki neslinin tükenmesi öngörülmektedir. Arazi kullanımındaki değişiklikler ve deniz kaynaklarının aşırı tüketilmesi, iklim değişikliğinin canlılar üzerindeki olumsuz etkilerini daha da artıran faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Canlı türlerinin nesillerinin tükenmesi, başka sorunları da beraberinde getirmektedir. Biyolojik çeşitliliğin azalması nedeniyle doğada bozulan ekolojik dengelerin doğal olarak insan sağlığını da ciddi ölçüde etkilemesi beklenmektedir. Örneğin, bir bitki türü yok olduğunda genetik çeşitlilikte meydana gelen azalma, yetiştirilen gıda ürünlerini zararlı böceklere ve hastalıklara karşı savunmasız bırakarak ulusal ve yerel gıda güvenliğine zarar verebilir. Diğer yandan, hastalıkların yeni tedavilerinde kullanabilecek tıbbi bitki türlerinin sayısında da azalmaya yol açar.
İklimin biyolojik çeşitlilik üzerindeki olumsuz etkilerinin canlı türleri arasındaki etkileşimlerde gösterdiği etki de dikkat çekicidir. Örneğin, yükselen sıcaklıklardan doğrudan etkilenmeyen bir canlı türünün yaşamını sürdürememesinin sebebi yükselen sıcaklıklar nedeniyle ana besin kaynağını kaybetmiş olması veya bulunduğu habitata yeni bir avcı türün veya hastalığın gelmiş olması olabilir. Bu durum aynı zamanda belirli besin ağlarında kritik önem taşıyan ve iklim değişikliğine hassas olan canlı türleri için de geçerli olabilir. Bu hassas türlerin iklim değişikliğinden etkilenmesi, diğer canlı türlerini çok ciddi ölçüde etkiler.
Ne yazık ki biyolojik çeşitlilik halkasında ortaya çıkan bir kopuş tüm sistemi etkileyerek yaşam destek sistemlerinin bozulmasına neden olabilmektedir. Bu da sürdürülebilir yaşamı tehdit etmektedir.
Peki, ne yapılması gerekir?
Hem sahada hem de laboratuvarlarda çalışan çok sayıda bilim insanı olarak ülke yönetimi, küresel-yerel iklim davranışlarını çözmeye ve yüzyılın sonunda karşımızda nasıl bir tablo çıkacağını anlamaya çalışıyoruz. İklim senaryoları, biyolojik modelleme, istatistiksel ve matematiksel yöntemleri kullanarak geleceğe yönelik öngörülerde bulunuyoruz. Burada iklim verilerine erişim sağlayarak ve biyolojik çeşitlilik servis göstergeleri oluşturarak bu öngörülerin güçlendirilmesinde kullanıyoruz. Çünkü bu veriler ve göstergeler, biyolojik çeşitliliği modelleme ve izleme çalışmalarında anahtar rol oynamaktadır.
Uzmanların gerekli önlemleri alabilmeleri için gelecekte yaşanabilecek farklı iklim senaryolarının canlı türlerini nasıl etkileyeceğini bilmek zorundadır. İklimin biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkileri araştırılırken; canlı türlerinin doğumları, ölümleri, nasıl ve ne kadar uzağa göç ettikleri gibi doğal süreçleri göz önünde bulundurulursa, milyonlarca canlı türünün gelecekteki durumları hakkında daha kapsamlı öngörüler sağlanıp çözümler üretilebilir. Bu sayede, korunmaya en muhtaç canlı türlerinin korunmasına da öncelik verilebilir. Böylece de kaynakların etkin kullanımı sağlanmış olur. Bununla birlikte, nesli tükenmekte olan türlerin ve gelecekte risk altında olabilecek türlerin de korunması büyük önem taşımaktadır.
Geldiğimiz noktada biyolojik çeşitliliğe ilişkin daha doğru öngörülerde bulunabilme açısından iklim bilimcileri adım adım bilgi toplamakta, küresel bir izleme sistemi oluşturmaya çalışmakta, hangi doğal mekanizmaları ve süreçleri dikkate almaları gerektiğini saptamaya çalışmaktadır. Artık iklim değişikliğini daha iyi anlayabildiğimiz ve onun biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkilerini azaltabilmemiz için söz konusu etkilerin gerçekten neler olduğunu fark etmemiz büyük önem taşımaktadır. Bu noktada elimizdeki kaynaklardan en iyi şekilde faydalanmamız gerekmektedir. Dünyanın dikkatini, son derece kritik olan bu konuya çekmeye çalışıyoruz ki çözüm yollarına girelim. İklim değişikliği nedeniyle birçok canlı türünün yok olabileceğini düşünmek dahi edişe verici bir durum. Çünkü sağlığımız, ekonomimiz, kültürümüz ve hatta toplumumuzun geleceği onlara bağlı!