Daha öncede yazmıştık.
Radikal kavramından korkmamalıyız.
Çünkü çözüm radikal olmalı.
Korkmaya gerek yok; radikal çözümü, bir sorunu doğru, nesnel, somut bir başlangıç yaparak çözüm sürecine girmek anlamında kullanıyoruz.
Bunun dışındaki tüm girişimler “palyatif” kavramıyla yani, “geçici çözüm” anlamıyla yaşama geçer.
“İlaç hastalığı” nasıl tedavi edilir?
İlaçta veri koruma, güncel olan bir tartışma.
Aslında şu soruyu sorarak tartışmaya başlanılmalı idi.
Sorunu “radikal” mi çözelim “palyatif” mi kördüğüm edelim?
Sorun belli!
Türkiye’de yerli ilaç üreticileri jenerik ilaç üretiyor. Yabancı “ilaç sanayicileri” ilaç hammaddeleri üretiyor ve değişik ülkelerde yani ilaç hammaddesini üretmeyen/üretemeyen ülkelerde değişik ambalajlarda ve değişik isimlerle benzer ilaç (jenerik ilaç) kopyalanmasına belirli sürelerle izin veriyor.
Bizim jenerasyon otuz yıl öncede öğrencilik yıllarında bu durumun bir “sömürü” olduğunu haykırıyordu. Gerekçe olarak da “yabancı ilaç firmalarının bizi sömürdüğü” gösteriliyordu.
Gösterilen “milli hassasiyet” gerekli ve yerinde idi. Ancak doğru ve nesnel değildi. Nitekim doğru ve nesnel olmadığı ilaç konusunda otuz yıl sonra aynı noktada ve aynı tartışmalar içinde olmamızdan belli.
İlaç hammaddesi üretmek!!!
Önce niyet ister.
Sonra özgün üretim felsefesi ister.
Sonrada serbest piyasa ekonomisi ister.
En sonra da rekabet ister.
“Veri imtiyazı geriye doğru işletilemez” diyerek çağdaş bir ülkenin, radikal çözüm bekleyen ilaç üretimi konusunu geçiştirmek kabul edilemez.
Bunun anlamı şudur: İlaç üretmeye niyetimiz yok!
İlaç üretmek “hammadde” üretme sürecine girmek demektir. Jenerik ilaç, başkasının ürettiği hammaddeyi “kullanmak” demektir. Bu yaklaşım tarzından üretim fonksiyonu çıkmaz. Benzer ilaç üreterek sadece hammadde üretiminden firmalarımızı uzaklaştırmış, rekabet sürecine sokmamış oluruz. Türkiye’de “benzer ilaç” üretip düşük fiyatla sattıkça sorun küçülmez, büyür.
Yeni bir ilaç hammaddesi bulma, Türkiye gibi vizyon ve misyon taşıyan bir ülke için kaçınılmazdır.
Bunun için uzun bir süre gerektiğini biliyoruz (en az 10 yıl). Türkiye gibi bir ülke için bu süre uzun değildir. Yerli sanayici ve ilaç firmalarının oluşturacakları ortaklıklarla en az bir milyar dolara ihtiyaç var.
Haydi vatanseverler!