Bilindiği gibi, hastalıkların başarılı tedavisinde doğru tanı kadar, doğru ilaç seçiminin de önemi büyüktür. Bu yüzden hekim, aynı etkiyi yapabilecek ilaçlar arasından, hastanın özelliklerine en uygun olanını seçer. Kararda hastanın o sırada aldığı ve duyarlılığının olduğu diğer ilaçlar da dikkate alınır. Ancak ilaçlardan beklenilen etkinin sağlanmasındaki en önemli koşul, hastanın bunları doğru bir biçimde kullanmasıdır. Diğer bir deyişle, hastanın doğru ilacı; doğru zamanlarda, doğru dozda, doğru formda, doğru yoldan, kullanım süresi içinde ve kendisine önerildiği sürece kullanması beklenir. Çünkü bu kurallara uyulmadığında tedavide beklenilen düzeyde başarı sağlanması olası değildir. Ancak buna karşın bu kurallara yeterince uyulmadığı gözlemlenmektedir.
Bu konuda kendi sağlığı ile ilgili sorumlulukları taşıması beklenilen hastanın, muayeneye gittiğinde, o günlerde aldığı ve duyarlılığının olduğu ilaçlarla ilgili bilgi aktarması ve hekimin öngördüğü yeni ilaçların kullanımı hakkında soru sorması gerekmektedir. Ne var ki, hekime soru sorma alışkanlığının olmaması ya da o sırada hastalığına bağlı olarak içinde bulunduğu sıkıntılı durum onun bu beklentiyi karşılamasını engelleyebilmektedir.
Bu bağlamda kendisine de önemli sorumluluklar düşen hekimin, tedavi için öngördüğü ilaçların doğru kullanımı hakkında hastasını bilgilendirmesi gerekmektedir. Ancak, gerek baktığı hastaların çokluğu gerekse hastasını bu konuda aydınlatma alışkanlığının olmaması gibi nedenlerle onun bu sorumluluğunu yerine getiremediği gözlemlenmektedir. Diğer bir deyişle hasta, hekimin yanından eksik bilgilerle ayrılmaktadır.
Söylenilenlere bakıldığında, konuya ilişkin sorumluluğun sadece hekim ve hasta ile sınırlı olduğu düşünülebilir. Oysa, ilaçların üretiminden hastalar tarafından tüketilmesine kadar uzayan süreçte, ilaç üreticileri, eczacılar, hemşireler ve hasta sahipleri de yer almakta ve kendilerine bu konuda önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.
Muayeneden sonra hastanın ikinci durağı, ilaçlarını almak üzere gittiği eczanedir. Hasta burada, ilaçlar konusunda en donanımlı sağlık çalışanı olan eczacıdan ilaçlarının kullanımı ile ilgili bilgi alabilir ya da hekimin verdiği bilgileri pekiştirmek için soru sorabilir. Ancak günümüzde sürekli değişen emekli ilaç politikalarını izlemek için internette Emekli Sandığı’na ulaşmak çok zaman aldığından, eczacıların hastalarına bilgi verme sorumluluklarını yerine getiremedikleri bilinmektedir. Bu nedenlerle genellikle hasta evine, alması gereken ilaçlar hakkında yeterli bilgi edinmeden dönebilmektedir.
Tüm bu eksikliklere karşın hastanın, ilaç kutusundaki prospektüsten yararlanma şansı olduğu düşünülebilir. Ne var ki, eğitim düzeyi ne olursa olsun bu kaynaklardan yararlanılmasında ihmalkâr davranıldığı bilinmektedir. Bunları okuma çabası gösterenler ise yazılanların anlaşılır nitelikte olmadığı, çok küçük harfler kullanıldığı, daha ziyade tıp ve eczacıların anlayabileceği terimler içerdiğinden yakınmaktadırlar.
Yukarıda anlatılanlara dayanarak bu konuda hemen herkesin ve yakın çevresindekilerin sorun yaşadıkları varsayılabilir. Hastanın tedavisi ile çok yakından ilişkili bu soruna bir çözüm getirebilmek için, prospektüslerin tekrar gözden geçirilmesi ve bunlara hasta için özel bir eklentinin hazırlanması yoluna gidilebilir. Eğer bu sağlanabilirse hastalar, evlerinde her an başvurabilecekleri bir kaynağa sahip olacaklardır. Bu amaçla hazırlanan eklentiler, her bireyin kolayca anlayabileceği sade ve anlaşılabilir bir dilde olmalı, ilaçların neye yaradığı, ne kadar, ne zaman, ne sıklıkta, günün hangi saatlerinde, aç mı yoksa tok karnına mı, nasıl ve ne süre ile alınacağı ile ilgili bilgileri içermelidir. Bu kaynaklarda ayrıca, ilacın saklanma koşulları, yan etkileri ve bunlar görüldüğünde yapılması gerekenlerle ilgili bilgilere de yer verilmelidir.