Hasta kişi, çekmekte olduğu dertten bir an önce kurtulma ümidi ile ya hekimin veya bir yakınının önerdiği tıbbi ilaçlara ve/veya alternatif tıp yöntemlerine sarılmaktadır. Sağlık ekibinin ulaşamadığı ve koyu cehaletin bulunduğu ücra bölgelerde ise çoğunlukla temiz manevi inançlarını istismar eden “hoca, şeyh” kisveli kişilerin aldatmalarını kabullenmektedir.
Tıbbi ilaçlarla ilgili hastaları aldatan tehlikelerden biri de sahte ilaçlardır. Dünya Sağlık Örgütü’nün saptamalarına göre halen satışta olan ilaçların %6’sının sahte olduğu ve bunun önemli bir sağlık problemi olduğu ileri sürülmektedir. Çünkü ambalaj teknolojilerindeki ilerlemeler, gerçek ilaçların ambalajlarını fark edilmeyecek şekilde yapmayı sağlamaktadır. Bu tip ilaçlar, büyük iskontolar ve promosyonlarla piyasaya sürülmekte olduğu gibi, çoğu da on-line satış yolu ile pazarlanmaktadır. ABD\’de lipid düşürücülerden kanser ilaçlarına kadar geniş bir yelpazede sahte ilaçlar tespit edilmiştir. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Genel Sekreter Yardımcısı Nurgün Örgen’in ifadesine göre “Ülkemizde ilaç dağıtımı genel olarak güvenli olmakla birlikte, gelişmekte olan bazı ülkelerde ilaçların yüzde 50\’sinin sahte olduğu tahmin edilmektedir. Bu oran Afrika kıtasında yüzde 80\’lere kadar çıkmaktadır. Özellikle yüksek satış oranlarına sahip ilaçlar taklit edilmektedir. Örneğin; Afrika\’daki sıtma ilaçlarının çoğunun sahtesi yapılmaya çalışılmaktadır. Bu sahte ilaçların çoğu Hindistan ve Çin\’de üretilmektedir. Yüzlerce jenerik ilaç üreticisinin olduğu bu ülkelerde kontroller yeterli olmamaktadır.\".
Sahte ilaçların tedavinin yetersizliğine yol açmaları dışında alerjik veya toksik yan etkilere neden olma gibi sakıncaları da söz konusudur. Son kullanma tarihleri değiştirilmiş ilaçlar da bir nevi sahte ilaç gibi sakıncalar içerir.
İlaçlarla ilgili diğer bir aldatıcı tehlike, son yıllarda gittikçe artış gösteren eş değer bazı ilaçlardır.