Anne sütü protein, yağ ve kalori değeri, içindeki elektrolit ve mineraller açısından bebekler için en uygun gıdadır. İçerdiği immünglobinler ve canlı lökositler bebeklerin enfeksiyon hastalıklarından korunmasında faydalıdır. Sindirimi kolaydır. İçerdiği demirin önemli kısmı emildiğinden demir eksikliği gelişme riskini de azaltır. Dahası, her annenin sütünün içeriği kendi bebeğinin yaşına ve ihtiyaçlarına göre değişir. Profilaktik olarak D vitamini verilirse, ilk altı ay başka bir gıdaya ihtiyaç kalmaz.
Biz de, çocuk hekimleri olarak anne sütünün kıymetini çok iyi biliriz. Yıllardır öğrencilerimize, asistanlarımıza, hastalarımızın annelerine ısrarla bebeklerin hayatlarının ilk altı ayında sadece anne sütü ile beslenmesi gerektiğini, anne sütünün diğer gıdalara olan üstünlüklerini anlatır; niçin ilk altı ay sadece anne sütü verilmesi gerektiğini öğretiriz. Sınavlarda da öğrencilerimize anne sütüyle ilgili sorular sorar, böylece bu bilgilerinin pekişmesini sağlarız. Sağlık Bakanlığımızın da çocuklara ilk altı ay sadece anne sütü verme uygulamasını yaygınlaştırmak ve yerleştirmek için verdiği uğraşlar takdire değerdir.
Fakat, anne sütü ile ilgili yukarıda söylenenlerin hepsi gebelik ve süt verme döneminde hayvansal ve bitkisel gıdaları yeterli ve dengeli şekilde alan, besin eksikliği olmayan annelerin bebekleri için geçerlidir. Kendileri çeşitli besin, vitamin ve mineral eksikliğinden muzdarip olan annelerin sütüyle beslenen bebekler için aynı şeyleri söylemek pek mümkün olmayacaktır. Aksine, bu bebekler sadece anne sütü almakla annelerindeki eksiklik durumundan az ya da çok etkileneceklerdir.
Buna bir örnek olarak B12 vitamini eksikliğini vermek istiyorum. Bir çocuk hematoloji uzmanı olarak, yıllardır ağır B12 vitamini eksikliği nedeniyle tedavi ettiğimiz yüzlerce süt çocuğunda eksikliğin temel nedeninin annelerindeki B12 vitamini eksikliği olduğunu söyleyebilirim. B12 vitamini eksikliği özellikle hayatın ilk yıllarında sadece anemi, nötropeni ve trombositopeni gibi hematolojik bozukluklara yol açmıyor, çocukların hem fiziksel büyüme ve gelişmesini, hem de motor-mental ve sosyal gelişmesini geri bırakıyor. Hatta, ağır vakalarda yürüme, konuşma, çevreyle iletişime geçme gibi kazanılmış fonksiyonlar da kaybediliyor. Asıl acı olan yanı ise ilk yaş içinde B12 vitamini eksikliği görülen çocukların hemen hepsi de beslenme olarak sadece anne sütü alan çocuklar.
Anne sütünün içeriği annenin beslenmesinden ve eksiklik durumlarından doğrudan etkilenir. Eğer annede B12 vitamini eksikliği varsa, gebelikte bebeğe yeterli miktarda B12 vitamini geçemediğinden, bebek eksik depo ile dünyaya gelir. Annelerin serumundaki ve sütlerindeki B12 vitamini miktarları arasında kuvvetli bir korelasyon vardır. Yani, bu annelerin sütlerinde de B12 vitamini düşük miktardadır. Sonuçta, B12 vitamini eksikliği olan anneden doğan bebek, sadece anne sütü ile besleniyor ve ek vitamin desteği almıyorsa, kaçınılmaz şekilde B12 vitamini eksikliğine mahkûm olmaktadır.
Annelerdeki B12 vitamini eksikliğinin en önemli nedeni olsa da, tek nedeni yoksulluk değil. Eğitimsizlik ve bilgisizlikten kaynaklanan yanlış beslenme alışkanlıkları, bazı gelenekler ve yanlış inançlar nedeniyle gebelik süresince kırmızı et almama, aile büyüklerinin gebelerin beslenmesine yanlış müdahaleleri gibi nedenler yoksul olmayan kesimlerde de eksiklik tablosunun gelişmesine yol açabilmektedir. Gebelerde ve bebeklerde B12 vitamini eksikliği az sayıda hastayı ve hekimi ilgilendiren bir sorun da değildir. Ülkemizin İstanbul, İzmit, Sivas ve Şanlıurfa gibi farklı bölgelerinde yapılmış çalışmalarda gebelerde B12 vitamini eksikliği sıklığının yüzde 60-65’lere varan oranlarda görülmüş olması, anne sütüyle beslenen çocuklarımızı bekleyen tehlikeyi gözler önüne sermektedir.
Bu durumda, ilk altı ay sadece anne sütü verme uygulamasından vaz geçilmeli mi? Tabii ki vazgeçilmemeli. Ancak, gebe kadınlarımızın ve süt veren annelerimizin yeterli ve sağlıklı beslenmesini sağlayarak, gerekirse demir ve folik asit takviyesine benzer şekilde B12 vitamini (ve eksiklik bulunan diğer vitamin ve minerallerin) takviyesi yapılarak eksiklik gelişmesini önlemeli, sütlerini bebeklerinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde zenginleştirmeliyiz. Böylece bebekleri B12 vitamini (ve eksikliği görülen diğer maddeler) yönünden eksikliğe mahkûm olmaktan kurtarabiliriz. Bu konuda Sağlık Bakanlığına, başta kadın hastalıkları ve doğum hekimleri olmak üzere tüm hekimlere ve toplumun tüm kesimlerine önemli görevler düşüyor. Bu görevlerimizi hakkıyla yerine getirelim ki, gönül rahatlığı ile öğrencilerimize de, annelerimize de "bebeklere ilk altı ay sadece anne sütü vermek yeterlidir" diyebilelim.