Hekimliğin kendine özgü çok güzel ve çok farklı yönleri olan bir meslek olduğunu hemen herkes bilmektedir. Mesela, hekimlik sadece iş yerinde (hastanede) yapılan bir meslek değildir. Günün 24 saati her mekânda uygulanması gereken bir meslektir. Ön ek alan aşamalı bir meslek olması da hekimliğin kendine özgü yönlerinden birisidir. Bu özellik aslında hekimliğin süreklilik yönünü de yansıtmaktadır.
Altı yıllık bir eğitim sürecinin dördüncü yılında kliniklere geçişle birlikte tıp öğrencileri, beyaz önlüklerin yaka ceplerine iliştirilen isimliklerle hekim ünvanını taşımaya başlarlar. “stajyer doktor” unvanlı bu isimliklerle, hekimlik onuru ve hekim sorumluluğu taşınmaya başlanmıştır artık. Ömrün sonuna kadar taşınacak bu yükün ağırlığı belirlenen hedeflere ulaşıldıkça zaman içerisinde artacaktır. Nitekim tıp fakültesi altıncı son sınıfında alınan “intern doktor” unvanı hem alt sınıflar karşısında model oluşturmak açısından hem de asistan ağabeylere ve ablalara yanaşmak açısından kişiye önemli bir sorumluluk yüklemektedir.
Altıncı yılın sonunda, bireysel olarak kişinin, toplumsal olarak başta aile olmak üzere kişiye emek verenlerin en mutlu olduğu günlerden birisidir mezuniyet günü. Edilen yeminle resmen diplomalı tıp doktoru olmak bu uzun sürecin en önemli başlangıç noktasıdır. Her ne kadar bazıları önüne “pratisyen” ön eki koysalar da o kişi, hekim sıfatı ile sağlık hizmetinin güçlü bir görev adamı olmuştur. Yasaların kendisine verdiği tüm hakları ve yetkileri kendi başına kullanacak, kullandığı yetkilerin sorumluluğunu bizzat kendisi taşıyacaktır. Belki de hayatının en fırtınalı günleri bu döneme rastlayacak, yeni yürüyen çocuk gibi en çok bu dönemde düşüp kalkacaktır. Hedefleri doğrultusunda girdiği “Tıpta Uzmanlık Sınavı” ile kazandığı uzmanlık alanında “tıpta uzmanlık öğrencisi”, “araştırma görevlisi doktor” ya da klasik deyimle “asistan doktor” unvanını alır.
Uzun ve meşakkatli bir dönemdir asistanlık. Meyvenin artık tadını bulma dönemidir. Her geçen gün artan mesleki bilgi ve görgü, asistanı uzman hekim olmaya biraz daha yaklaştırır. Uzmanlık sınavının olmazsa olmazıdır mezuniyet yemeği emek verenlerin ve sevenlerin buluştuğu.
Yol çatallanır, kimi uzman hekimler biraz daha sakin ve düz bir yola girerken, kimi uzman hekimler de akademisyen olmak hedefi doğrultusunda engebeli ve virajlı bir yolun yolcusudurlar. Hekimlerin önündeki bu zor, ancak erişilebilir hedefler hekimlere bir yandan yaşama zevki verirken, diğer yandan da hekimlik mesleğinin renkliliğine ve kalitesine katkıda bulunurlar. Bu uzun yolda her adım, insana ve insanlığa doğru atılır.
1984 yılında Erciyes Tıp’ta Genel Cerrahi stajı ile kliniklere başladığımda beyaz önlüğümün yaka cebine iliştirdiğim ve halen odamın en müstesna köşesindeki panoda asılı duran “Stj. Dr. Ahmet Nezih KÖK” isimliği, mesleğimin her döneminde hedeflerime ulaşmada bana manevi bir güç olmuştur.
Ön eki ne olursa olsun, hekim olmak gerçekten çok güzel bir duygu.