Ekranlardan haberleri, göğsümüzü kabartarak izledik. İlk muharip uçağımız, test uçuşunu başarıyla tamamladı. Bundan sonraki uğraşımız, uçakların seri üretimine geçip, onları şanlı ordumuzun hava kuvvetlerine kazandırmak olacaktır.
Aslında hiç şaşırmamak lazım. İmal ederiz, üretiriz, hepsini ve hedeflerimizi başarıyla gerçekleştirebiliriz. Bilimsel olarak, bunları yapacak potansiyelimiz, mühendislerimiz, teknik elemanlarımız var. Aralarında, mühendis, doktor, bilim insanı yetiştiren, bilimsel ve kaliteli üniversitelerimiz de var. O üniversitelerde, eğitimler, daha çok yabancı dilde. Mezun olan gençlerimiz, bir, hatta bazıları iki yabancı dil biliyorlar, yenilik ve gelişmeleri ilk elden takip ediyorlar. Amerika, Almanya ve diğer gelişmiş ülkelere gittiklerinde, kolayca iş buluyorlar.
Reklamı hem çok seven, hem de çok kanan bir milletimiz var. ‘Karadeniz’de, Trakya’da doğal gaz bulundu’ reklamları çoktan unutuldu. Bulundu denilen doğal gaz, yıllar geçti, hala mutfaklarımıza gelemedi. Sadece akıllardaki hayali kaldı.
Bundan sonra yapılması gerekenler, işin reklamını bir tarafa bırakıp, uçakların motorlarını, dışarıdan ithal edilen yedek parçalarını, yazılımları da dahil olmak üzere, üretebilmemiz, istihdam, katma değer ve ülkemize döviz kazandırmamız gerekiyor.
Bizde, eskiden uçak fabrikası yok muydu? Evet vardı, hem de 1930-1940 lı yıllarda. İstanbul’da, Kayseri’de, imal edilip, yurt dışına, hatta Avrupa’ya uçak bile satılıyordu da, devletten destek beklerken köstek olununca, önce iflas ettiler, daha sonra da kapandılar. İkinci dünya savaşı sonrasında, (savaşa girmemiş olmamıza rağmen!) ülkede ekonomik kriz çıkınca, Amerikalıların Marshall yardımlarına dört elle sarılındı. Eh onların da, yardım yaparken, bir kaç ufak ricaları oldu. ‘Eğitim Enstitüleriyle, uçak fabrikalarınızı kapatıverin’ dediler. ‘Biz size istediğiniz kadar uçak veririz’ demeyi de ihmal etmediler. Bakın görün ki, şimdi parasını ödediğimiz uçakları uçakları bile vermiyorlar. Tıpkı Birinci Dünya Savaşı öncesinde İngilizlerin, parası peşin ödenen savaş gemilerini Osmanlı’ya vermedikleri gibi.
ABD, elli devletten oluşmuş, dünyanın en tepesinde ve en gelişmiş devleti. Devasa güçleri, teknolojileri ve çok da paraları var. ll. Dünya Savaşı sonrası, özellikle savaştan yıkılmış, hasar görmüş ülkelere, başta Almanya olmak üzere Avrupa ve Japonya’ya ciddi yardım programlarını başlattılar. Bu arada, bize ve Yunanistan’a da yardımda bulundular. Aslında, onların esas derdi, baş düşmanları olan Sovyetlerin safına ülke kaptırmamak, etraflarında müttefik batılı devletler halkası oluşturmaktı.
‘Her musibetin, (az da olsa) olumlu bir yanı da vardır’ derler. İkinci Irak Savaşı’ndan sonra, Suriye ve İran ile aramız limoni olunca, ülkemize NATO’nun Patriot füze savar sitemi kurulmuştu. İşler düzelip sorunlar azalınca, füze bataryalarını geri götürdüler. Şu Patriot’lardan bize de satın deyince de vermek istemediler. Doğal olarak, kızdık tabi. Çok aciliyeti varmış gibi, hem aceleci, hem de çok acemice yanlış kararla, Rusya’dan S 400 leri aldık. Sonra da başımıza bela ettik. Amerika’yla aramızdaki dostluk ve ticaret de, ondan sonra bozuldu. Bir süredir, F 35 uçakları programındaydık, onlar için parça da imal ediyorduk. Önce ülkemizi, F 35 programından çıkardılar. Daha sonra (parasını peşinen ödediğimiz), F 16 uçaklarını vermeyi dahi durdurdular. Buna karşılık, Amerikalı dostlarımız, Yunanistan’a son model F 35 uçaklarından veriyorlar. Bize de, elli yıllık F 16 ları bile çok görüyorlar. Nihayet Amerikan Kongresi’nden yeni onay çıktı, artık hiç olmazsa onları vereceklermiş. Uçaklar ne zaman gelecek, orası daha belli değil.
Uçakları verseler de vermeler de, karar verildi, muharip uçakları bundan böyle, kendimiz imal edeceğiz.
Büyük Atatürk, gençliğe hitabesinde, ‘Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir’ cümlesiyle başlamış. ‘Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur’ sözleriyle bitirmiştir.
Her ne kadar, uçağın motor ve fırlatma koltuğunun F 16 dan sökülerek takıldığı dedikoduları oluyorsa da, göklerde özgürce süzülen yeni nesil uçaklarımız, kuşkusuz, hepimizin gururu olacaktır. Yeterki, yabancıların telkinleriyle, uçakların üretimlerini yarı yolda bırakmayalım. Eğer, işlerimizi, her açıdan bilimsel, çok iyi hatta mükemmel yaparsak, finansman da, kredi de bulunur, yabancı yatırımcılar da gelirler.
Amerikalıların, o çok övündükleri ve başka ülkelere asla satmadıkları hayalet uçaklarının, görünmezliğini sağlayan, bu konuda dünya lideri olan şirket, Amerika’da kurulup faaliyet gösteren, bir Türk şirketi. Sahibi de, ilk okuldan üniversiteye kadar, ülkemizden yetişmiş, çok başarılı bir mühendis olan Ergun Kırlıkovalı.
Son yıllarda, eğitim düzeyimiz oldukça gerilemiş olsa da (bk. OECD PISA sınav sonuçları), halen belirli sayıdaki üstün kaliteli üniversitelerimizden, çok iyi mühendisler, doktorlar, hukukçular, ekonomistler vb. yetişmeye devam ediyor. Yeter ki, bu iyi yetişmiş beyinlerimizi işsiz bıraktıktan sonra, ülkemizden kaçırtıp da, yabancılara kaptırmayalım. Onları, ülkemizde istihdam edecek, imkan ve ortamları yaratalım. KPSS de çok yüksek puanlar almış, çok iyi yetişmiş, birkaç yabancı dil bilen, başarılı beyinlerin yerine, mülakatlarda, illaki bizden, imam hatipli olacak diye, (KPSS de başarısız olmalarına rağmen) bilgisi kıt ve yeteneksizleri, sırf bizdendir diye, devlet kurumlarına ve belediyelere yerleştirmeyelim.
Asla gidenlerin arkasından, ‘giderlerse gitsinler’ demeyelim. Bugünden yarına, kamu kurumlarında, belediyelerde, üniversitelerde, fabrikalarda, şirket ve işletmelerde, liyakat ve ehliyete çok daha fazla önem verelim. ‘Karşıt görüşte olsalar dahi’, başarılı olan gençlerimizin önünü, sonuna kadar açalım. Onların bilgi ve potansiyellerinden sonuna kadar yararlanalım.
Yabancılar, iş başvurusunda bulunanlardan değerli bulduklarının, milliyetine, etnisitesine, dinine ve siyasi görüşüne bakmayıp, sadece bilgisi, kapasitesi ve yaptığı işlerle ilgileniyorlar.
Yoksa, şu bilgi çağında, depremler, madenler, trenler, tersaneler, fabrika, atölye ve binalarda, bilgisizlik, ilgisizlik, tamahkarlık ve cehalet yüzünden, binlerce masum vatandaşımızı kaybetmeye devam eder dururuz.
5 yorum
Elinize,gönlünüze,kaleminize sağlık Haldun Hocam. Çok güzel yazmış ve yorumlar yapmışsınız. Dileğimiz, keşke biz de Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün çizdiği yoldan sapmadan iş başvurusunda bulunan gençlerimizin dinine,mezhebine ve siyasi görüşüne bakmaksızın, sadece bilgi ve yetenekleri doğrultusunda liyakat sahibi olanları istihdam etsek ; böylelikle yetişmiş yetenekli genç dinamik beyinlerimizi ülkemizde tutabilsek !…
Selam ve saygılarımla …
Insallah bu defa.isi yarida bırakmayız.
Yurtta ve, cihanda sulh ilke ve ülküsü güçlü türkiye ile olur.Burada ordumuzun güç ve imkanı önemli olup Kıbrıs çıkartma harekatı şke başlayıp son 20 yılda çok hızlanan milli harp sanayimize ait bu gelişmeler göğsümüzü kabartmakta.konuyu işleyiş şeklinizde teşekküre layık!
Hocam
KAAN’la başlayıp “liyakat”le bitirmiş ve Türkiye’nin fotoğrafını çekmişsiniz.
Elinize sağlık.
KALORİFER PETEĞİ DİYE UYUTMUŞLAR.
İmal edilen kalorifer peteği değil miydi?
https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/milli-muharip-ucagin-ilk-parcasi-tartisma-yaratti-kalorifer-petegi-gibi-duruyor-1882324
Nereden çıktı şimdi milli muharip uçak. MİL le çalışan uçak olur mu? Milli uçak diyorlar. BİZİMKİLERİ KALORİFER PETEĞİ DİYE UYUTMUŞLAR.
En büyük kaynağımız, yabancı dille eğitim veren okullar. bir kaç dolar fazla verince, koşa koşa geliyorlar. Hayır demelerine 1946 YILINDA İNÖNÜ’ye meclisten geçirttiğimiz FULBRİGHT ANLAŞMASI MÜFREDAT PROGRAMI ENGEL. ŞİMDİ DEĞİŞTİRDİLER Mİ? ÇOK OLUYORLAR. ÇOK BU TÜRKLER.
ACİLEN SAVUNMA SANAYİİNİN TÜM UNSURLARINI KAPATMAMIZ LAZIM. 6 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPMIŞLAR. İLERDE RAKİP DE OLURLAR.
Bazıları hala uyanmadı. En büüyük şansımız. Yazılımları biz yazıp veriyoruz zanneden okumuş DEHAlar var. Adamlar engel olmaayalım diye yazılımı dahil herşeyi ile milli uydunun 6. sını fırlattılar.
Yeni bir dümen bulmamız şart.
DOLAR İHTİYAÇLARI VARDI. BİZİMKİLER GETİRDİ BİR KAÇ DOLAR VERDİLER. DOLARLA GERİ DÖNERKEN “DON”LARINA KADAR ALIRIZ. DAHA ÖNCE YAPTIK YİNE YAPARIZ.
PENTAGON
AMAN BU FİLMİ SEYREDİP UYANMASINLAR. HER YERDEN SİLİN.
https://filmekseni.net/default-2018/