Tıp etiği, tıp ahlakı felsefesi anlamına gelir. Etik, ahlaksal olanın özünü ve temellerini araştıran bilimdir. Yani insanın kişisel ve toplumsal yaşamındaki ahlaksal davranışları ile ilgili sorunları ele alıp inceleyen felsefe dalıdır. Böylece tıp etiği incelediği ilkeleri nedeni ile çağdaş tıpta hekim-hasta arasındaki ahlaki sorunları çözmekte yardımcı olur. Bir hekim bazen hasta yararına olacağı için etik ilkelerden bazılarını çiğneyebilir. Tıbbi uygulamalarda bu ilkelere uyarak çalışmak her hekimin görevidir. Bu ilkeler arasında yararlı olmak, zarar vermemek, adaletli olmak ve diğerleri önemlidirler. Tıbbi vakanın durumuna göre bu ilkelerden herhangi biri önem kazanır. Bu ilkelere uyulmazsa hasta kendi haklarını savunmak durumunda kalır ki bu haklar da insan haklarının önemli bir bölümüdür. Ancak hekimin de mesleğini, ilkelere uygun yürütebilmesi için bazı hakları vardır. İşte bu konular ülkemizde konuyla ilgili dernekler ve kürsüler tarafından incelenmekte ve bu hususta kongreler yapılmaktadır.
Türkiye’de 1990’lı yılların başında kurulan Biyoetik Derneği, o zamandan bu zamana birçok aktivite düzenledi. Ancak bu derneğin Türkiye’de yapılan ilk uluslararası aktivitesi 2003’te Bursa’daydı. Her ne kadar kongrenin adı “Uluslararası Katılımlı 3. Ulusal Tıp Etiği Kongresi” ise de, bu tip bir adlandırma, aktivitenin özelliğine uygun düşmemekteydi. Çünkü bu kongrede, tıp etiği ve tıp ahlakı alanında Türkiye’de yapılan çalışmaların yurtdışından gelen bilim insanlarına ve yabancı bilim insanlarının bu konudaki bilgilerinin de Türkiye’deki araştırıcılara tanıtılması ve bilgi alışverişinde bulunulması sağlandı. Bu bakımdan bu kongrenin bazı meslektaşlarımız tarafından uluslararası katılımlı olarak gösterilmemesi yanlıştır ve tarihi gerçeklere aykırıdır. Böylece aynı derneğin bu yıl kasım ayında Şanlıurfa’da yapacağı etkinlik de Türkiye’de tıp etiği alanında düzenlenecek ikinci uluslararası kongredir. Kongre, merkezi Ankara’da bulunan Türkiye Biyoetik Derneği ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı tarafından ortaklaşa hazırlandı. Türkiye Biyoetik Derneği 1993’te Ankara’da kurulmuş olup, bu tip etkinlikleri 2 yılda bir düzenlemektedir. Ancak 2003 yılında ilk kez uluslararası olarak yapılan Tıp Etiği Kongresi ile yurtdışından araştırıcıları da davet ederek Türkiye’deki tıp etiği ve ahlakı alanındaki faaliyetleri dünyanın birçok ülkesine tanıtma amacına yöneldi. Kongre ile ilgili projeye ait hazırlıklar, 25 Haziran 2002’de başladı. Bu çalışmalarda, önce kongreye ait konular belirlenerek, ilk kez Türkiye’de tıp ahlakı alanında yapılan çalışmaların yabancı araştırıcılara tanıtılması ve tıp fakültelerinde bir akademik kültür alanı olan tıp etiğinin ve ahlakının uluslararası bir platformda tartışılması için Türkiye içindeki 3000’e yakın ve Türkiye dışındaki 1500’e yakın bu alanla ilgili kurumların ve kişilerin adresleri belirlenerek onlara ilk duyurular ve ikinci duyurular postalandı. 25-28 Haziran 2003’te yapılan kongreye 250-300 kişi katıldı. Bunların 60-70 kişisi yabancıydı. İngilizce’den Türkçe’ye, Türkçe’den İngilizce’ye simultane çevirinin yapıldığı kongre ve Türkiye Biyoetik Derneği ile ilgili olarak yurtiçinde ve yurtdışında geniş haberler çıktı.
Yurtdışında, Japonya’da çıkan EUBIOS dergisinde, İngiltere’de çıkan Vesalius dergisinde, European Association for the History of Medicine and Health adlı derneğin bilimsel bülteninde ve Dünya Sağlık Örgütü’nün web sitesinde geniş yer verildi. Kongre sonrasında da yine aynı dergi, gazete ve bilimsel mecmualarda kongre hakkında bilgi verildi. Bu arada IV. Asya Biyoetik Kongresi’nde Türkiye Biyoetik Derneği, Bursa’daki kongre nedeni ile katılımcı kurumlar arasında yer alırken, kongrenin adından Kore’de de söz edildi.
Türkiye Biyoetik Derneği Yönetim Kurulu’nun 2003 yılındaki Yönetim Kurulu üyelerinin kongrenin adına “uluslararası katılımlı” kelimelerini koymalarının doğru olmadığını görüyoruz. Çünkü, 2003’te yapılan Bursa’daki Tıp Etiği Kongresi, bütün özellikleriyle tamamen uluslararası nitelikteydi. İlerde bu tip yanlışlıkların tıp etiği camiasında olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Yine, 10 seneden fazla bir zamandır faaliyet göstermekte olan Türkiye Biyoetik Derneği de adına yakışır şekilde aktiviteler yapmaktadır. Ayrıca, yine merkezi İstanbul’da bulunan ve 2004 yılında kurulan Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği de belki konu itibari ile Türkiye Biyoetik Derneği ile aynı özellikte görünüyorsa da, hem tıp alanındaki etik konuları inceleyecek, hem de yepyeni bir inceleme alanı olan tıp hukuku konularını araştıracak bir dernek konumundadır. Bu bakımdan her iki dernek konuları açısından bazı farklılıklar göstermektedirler. Dileğimiz, bu iki derneğin de ileride daha da gelişmesi ve hatta ortak çalışmalara girebilmesidir. Biliyoruz ki yapılacak bütün çalışmaların amacı, Türkiye’de tıp etiği ve hukuku bilimini geliştirmek ve ileriye götürmektir.
6